Kartal'ın düşüş öyküsü 1

Kartal'ın düşüş öyküsü 1

MEMLEKET Gazetesi olarak yine çok hassas bir konuyu Konya gündemine taşıyoruz.

Uğur ÖZTEKE

MEMLEKET Gazetesi olarak yine çok hassas bir konuyu Konya gündemine taşıyoruz. Bu konu spor sevdalı hemşerilerimizin okurlarımızın yüreklerinde ki kanayan yaralarına tuz ekmek(!) gibi bir acı da verebilir. Ama gazete olarak kamu adına görev yapmanın sorumluluk bilinci içerisinde Konyaspor’umuzun ligden düşerek çakıldığı ortamda bile yönetim kurulu arayışlarında spordaki yeni türbülansta geçmişi unutmamak geçmişten dersler çıkartmak adına bu yazı dizisine başlıyoruz. Gazete olarak geçmiş yıllarda da sezon sonu değerlendirmelerini yaptık. Ama bir sezon sonu değerlendirmelerinin hiç biri bu kadar acı veren işkenceye olmamıştı. Çünkü ne yazık ki spor artık spor değil. Önce sizler ve idealist sporseverler bu gerçeği canları yansa da kabullenmek zorundalar. Bugünlerde şehrimizin en önemli makamlarından esnaf dükkanlarına kadar pek çok alanda ligden düşmüş spor kamuoyunda çizilmiş bir Konyaspor’un yeniden dirilişinin yolları aranıyor. İşte bu noktada biz sizlerle biraz geriye gidip hafızalarınızı yoklamanızı istiyoruz.

Bilindiği gibi Konyaspor 2002-2003 sezonunda o dönemki ismiyle 2. Lig A Kategorisi yeni bugün ki ismi Bank Asya Birinci Ligi olan ligde şampiyon olmuş ve Konya 10 yıllık l.lig özlemini dindirip yeniden Süper Lig’e dönüş yapmıştı. O yıl takımı şampiyon yapan yönetimin başında Mehmet Köseoğlu, takımın başında da teknik patron olarak Hüsnü Özkara vardı. Yine o yılın flaş transferleri diye düşündüğümüz zaman ise Ogün Temizkanoğlu, Zafer Biryol, Altan Aksoy, Cenk İşler, Allum Buker (Ali uyanık) geliveriyordu. Mesela yine hatırladığımız zaman Zafer Biryol, Altan ve Cenk ligin Bermuda şeytan üçgeni olarak anılacaklardı.

O günlerden geçen yıla geldiğimiz zaman belki de bana göre bu karanlık günlerin temel taşlarından birisini

oluşturan kongre süreci yaşanıyordu. Dönemin Kulüp Başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in sağ kolu güvenilir iş adamı ve Büyükşehir Belediyesinin en sağlam ismi olarak herkesin üzerinde ittifak ile birleştiği Mustafa Yayla 2007-2008 sezonunun sona ermesinin ardından yönetim olarak olağanüstü genel kurul kararı almıştı.
Kongre tarihi 22 Mayıs’tı. Ne var ki bu buzdağının sadece görünen bölümü idi. Çünkü Konyaspor’da artık yönetimler Konyaspor delegelerinin kongre salonuna gelmeleri Başkan adaylarını dinleyerek tercihlerini yapmaları ve ellerini kaldırmak değildi. Yönetimler artık beklide kongrelere dahi gelmeyen resmi sivil güçlerin listeler yapması. Bu listelerin çeşitli makamlar tarafından onaylanması onaylanmayan isimlerin üzerlerinin çizilmesi ile şehrin sporunu Konyaspor’u yönetecek liste oluşturuluyordu. Ve bu resmi ve sivil isimler listeler üzerinde 22 Mayıs tarihinde hem fikir olamayınca o akşam telefon trafikleri ve görüşme zincirleri ile gerçekleştirilmiyordu. O zaman yasal olarak kongre 29 Mayıs’ta yapılıyor ve o akşam salona Başkan adayı olarak isi isim giriyordu. Bahattin Karapınar ve Mehmet Ali Kuntoğlu.

Önce bu iki ismi biraz açalım. Bahattin Karapınar… Bahattin Karapınar spor geçmişi ile kendisini ispatlamış futbolu bizzat oynamış bir isim. Ticarete sıfırdan hatta çekirdek satarak başladığını her yerde rahatça söyleyebilme cesaretini de gösterebilecek kadar cesur. O sıfır noktasından bugüne geldiğimiz zaman siyaset olarak Konyaspor’un siyasi iktidar olarak temsilinde aynı partinin hem de Meram Belediye Başkan vekili unvanına sahip kişisi. Ticaretten siyasete her platformda Karapınar soyadı ile aile boyu etkin ve güçlü bir kişi.
M.Ali Kuntoğlu… Konya’da sadece iş dünyasında ticarette bilinen sporda ismi geçse de ön plana çıkmamış heyecanlı bir kişi. Sadece son genel seçimlerde AK Partiden milletvekili aday adayı olması ile siyasi rengini belirtmiş güçlü bir iş adamı. Çünkü para pul denilince kendisini dinlemeye gerek yok. Çevresi işinde ki istikrarını gücünü geldiği noktayı ve bu noktaya ulaşıncaya kadar ki inadını hep güzel sözlerle ifade ediyordu. Kendisi de çok az Konyalıya nasip olabilecek açık sözlülükte en son cümleyi ilk cümle olarak yüksek sesle haykırıyordu.

Devamı yarın...

Önceki ve Sonraki Haberler