Nerde bu suyun bolluğu?

Konya bölgesinde derin kuyu sulama pompalarına sınırlama getirilecekmiş. Bazıları tepki gösterip bu çiftçinin bitişi Konya bölgesinin mağdur edilmesi olarak ağlayıp sızlasa da böyle bir karar geleceğimiz adına oldukça olumlu diye düşünüyorum.

Bilindiği gibi bu yıl bölgeye kar yağışı olmadı,   ne demek bu? “Kışın kar yoksa yazın su yok demektir”.

 Büyüklerimiz her zaman derler ki “Ne kadar çok yağmur yağarsa yağsın, kışın kar yağmadı o yaz su sıkıntısı olur”.

Hatırlayanınız vardır belki biz geçen yıl Temmuz ayında “Küpe çukur’undan kar getirmiştik. Bu yıl Nisan ayının başında bile aynı yerde o karı bulmamız mümkün değil.

Geçtiğimiz beş on yıl içinde su sıkıntılı idi bundan sonraki yıllarda daha çok su sıkıntısı çekeceğimiz bir döneme giriyoruz.

Neden  derseniz? Uzmanlara göre Mevsimsel olaylar her 20 -30 yılda bir değişime uğruyormuş,  bölgedeki mevsimsel değişimin bu yıl başladığı söyleniyor.  

Biraz daha konuyu açarsak; daha çok yağış ama bu yağmur olarak görülecek kar yağışının daha az olduğu bir döneme girildiği söyleniyor aynen bu yıl olduğu gibi. Bunu sadece bir tahmin olduğunu düşünürsek bekleyip zamanla göreceğiz.

Konya'nın önemli birçok su kaynakları bir bir kuruyor. Akgöl (Ereğli) Hotamış Sazlığı gibi önemli su kaynakları şu an için kurumuştur. Akşehir ve Çavuşçu gölleri kuruma tehlikesi ile karşı karşıya, Beyşehir Gölü'nde ise su seviyesinin durumu belli, Tuz gölü yarı yarıya azalmıştır.  Yer altı suyu her geçen yıl metrelerce aşağı iniyor.

Konya da ikamet eden bir yakınımdan bir tanesinin küçük çaplı bir bahçesi var. Ben çocukluğumdan beri bu yakınımı ziyaret ederim.  Çocukluğumda gittiğimizi zaman evinin hemen önünde bir tulumba vardı derinliği üç beş metre diyorlardı basınca hemen su çıkardı, az ilerisinde sondaj kuyusu ve bu kuyunun motoru dışarı kurulmuş çocukları korumak içinde koruma altına alırlardı.  Bir düğmeye basarlar saatlerce günlerce su akardı. Şimdi o tulumbadan su çıkmadığı gibi, beş metreden çıkan sondaj kuyusunun suyu da şu an 65 metre derinliğine ulaşmış. Çocuklardan korudukları motor sistemi de yerin 15 metre derinliğine indirmişler.  Bunun gibi etrafında her tarlada bir sondaj kuyusu ve hiç durmadan çalışan motorlar.

 Bilinçsizce kullanılan su; seviye olarak her geçen yıl biraz daha düşüyor. Eskiden beş metrede olan yer altı suyu şimdilerde 50–60 metreye inmiş.

Teknolojinin tüm imkânlarını yer altındaki suyu yer üstüne çıkarmak için kullanan bu mantıkla, bu bilinçsizce kullanılan su kaynaklarımız tarım uzmanlarının tarifiyle vahşice sulamaya nereye kadar dayanacak.?

Sizlere basit bir örnek; Ülkemizde en fazla kullanılan yöntem suyun çok fazla kullanılmasını gerektiren vahşi sulama yöntemi.  Bu şekilde sulama ile Türkiye de 1 ton şeker pancarı yetiştirmek için 100 ton sulama suyu kullanılmaktayken, İsrail’de ise 1 ton şeker pancarı üretmek için sadece 7 ton sulama suyu kullanılmakta imiş.

Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke olduğunu sürekli uzmanlar söylüyor. Nüfus artışı ile birlikte gelecek 10 yıl içinde su fakiri bir ülke olacağımız tahmin edilmektedir.

Küresel ısınmanın kuraklık etkisi ve su kaynaklarımızın bilinçsizce tüketilmesi göz önünde bulundurulduğunda; su tasarrufu sağlayan sulama yöntemlerinin tez elden ülkemizde ve bölgemizde yaygınlaştırılması   geleceğimiz  için büyük  önem arz etmektedir… Su yoksa hayatta yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.