Irak’ta olan bitenleri dünya “hayretler içinde” izliyormuş.

Hadi canım, Neden hayret edildiğine de ben hayret etmek istiyorum.

Çünkü her şey o kadar  “olağan” ki, bölge insanı ders almadığı süre onlar için bunlar doğal sebep-sonuç ilişkileri.  

Din ve mezhep çatışmasını cahiliye devri gibi sosyal hayatın, siyasetin, ekonominin bir parçası olarak gören bura insanı.

Bütün bu mezhep kavgalarının, insanların önemli bir bölümü tarafından 21. yüzyılda kabullenen bir cehalet te, burada,

Birde bunların üzerine malum çıkar çevrelerinin çağdışı örgütlenmeleri profesyonel bir biçimde kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaları da burada...

Birde halkın mezhep adına, din adına diyerek canavarlaşıp cihat ilan etmesi ve Müslüman kardeşlerinin boğazını kesmeye başlamaları da burada,

Bu davranış bozukluklarından  vazife çıkaran menfaat çeteleri Ortadoğu insanını tabiî ki rahat bırakmayacaktır.

Ortadoğu insanları bunlarla didişirken, birbirini öldürürken, Malum güçler tabi ki bundan kazanç ve güç sağlayacak. Yani Dini  cehaleti silah olarak kullanacaklardır.

Osmanlının bölgeden uzaklaştırılmasından sonra, başlayan bu çarpıklıklar, inanç zafiyetleri ve azgelişmişlik, Halkın genlerine işlemiş, bölgede sanki bir yaşam biçimi haline gelmiştir.

Her 30 - 40 yılda bir ortaya çıkan demokratlaşma hareketleri de malum güçler ve yerel uzantıları tarafından yok edilmiştir.

Osmanlıdan sonra, bunları bizde de gerçekleştirmek istemişler, ancak Türkiye”nin Yaşam biçimindeki ilkelliklerden kurtularak, modernleşmeyi ve çağı yakalama çabası bu planı bozmuştur. Türkiye Hukukta, siyasette, ekonomide, sanatta, aile düzeninde Bölgeden farklı bir yol izlemiş, Böylelikle mezhep ve din kavgalarından uzak kalmıştır.

Türkiye değişik zamanlarda değişik reformlar yaparak Ortadoğu ülkelerinden farklı olduğunu da hep göstermiştir.

Bizim yaptığımızı hangi Arap ülkesi yaptı?, maalesef hiçbiri yapamadı. Hemen hemen tamamı dün olduğu gibi bugün de demokrasiden çok uzaklarda bulunuyorlar. Onun için de bugün bile, Irak”ta Mezhepti, tarikattı, karşı kabileydi diyerek birbirlerini boğazlamıyorlar mı?.

Bu kafayla giderlerse de, Yarın da bu ülkelerde bir şey değişmeyecektir.

Şimdi hep beraber çıkmışız Irak için ahkam kesmeye çalışıyoruz. Geçen hafta yazdığım gibi “Nerden çıktı bu velet” diye soruyoruz. Sonrada arkasında kim var önünde kim var bunları tartışıyoruz.

Arkasında ABD, olsa İngiltere olsa yada İsrail olsa ne fark eder. Esas sorun Ortadoğu’daki Arap ülkelerinin kendisinde,

Esas sorun Mezheplerden dini örgütlere ve aşiretlere ve aile saltanatına kadar uzanan çürümüş ve kokuşmuş yapılarında, Böyle sorunların olduğu bir ülkede Arkada ABD yada İsrail olmuş yada olmamış neyi değiştirecektir?

Osmanlıdan sonra bu bölgede içinden çıkılmaz bir bataklığın oluşması sıkıntının ana sebebidir. Dışardan müdahale olmasa bile içindeki bataklıkta üreyen mikroplar birbirlerini yemeye başlıyorlar.

Sonuçta o, yada bu, bir şey değişmez; siyasi kaos, ölümler, sürüp gidecektir.

Biri çıkacak Din adına, mezhep adına diyecek, Biri çıkacak aşiret reisi adına diyerek saldıracak, Diktatörler yaşayacak. Demokratlar ölecektir.

Ortadoğu”da olaylar maalesef dünden bugüne yoğunlaşarak, yarın da böyle sürüp gidecektir.

Askeri diktatörler, şeyhler, şıhlar, krallar bataklığın içindeki adacıklarda hükümranlıklarını sürdüreceklerdir.