Myanmar'ın savaş suçlarından yargılanmasının yolları aranıyor

Myanmar'ın savaş suçlarından yargılanmasının yolları aranıyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı bağlamında yaşanan hukuki gelişmeler ışığında, Myanmar'ın Arakanlı Müslümalara karşı işlediği soykırım ve diğer suçların faillerinin yargılanması ihtimalinin doğduğu ifade edildi

ANKARA (AA) - Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği soykırım ve diğer suçların sorumlularının cezalandırılmasına yönelik formüller üzerinde uluslararası kurumların çalışmalar yürüttüğü belirtildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) bağlamında yaşanan hukuki gelişmeler ışığında, Myanmar'ın Arakanlı Müslümalara karşı işlediği soykırım ve diğer suçların faillerinin yargılanması ihtimalinin doğduğu kaydedildi.

Geçen hafta UCM'de konuyla ilgili iki önemli gelişme göze çarptı. Bunlardan ilkinin "Bangladeş Halk Cumhuriyeti/Myanmar Birliği Cumhuriyeti'ndeki durum" ile ilgili ön soruşturma dairesi kurulması, diğerinin de UCM savcısı Fatou Bensouda'nın soruşturma açmak için yetkilendirilme talebinde bulunacağını açıklaması olduğu ifade edildi.

Savcı Bensouda, üç yargıca yaptığı bilgilendirmede, mahkemenin yargı yetkisi dahilinde, 1 Haziran 2010'dan bu yana Roma Statüsü'ne taraf devlet olan Bangladeş'te az bir unsurunun meydana geldiği iddia edilen suçlar, Myanmar'ın Arakan eyaletindeki iki şiddet dalgası ve bu olaylarla yeterli düzeyde bağlantılı diğer suçlar çerçevesinde soruşturma yürütme niyetinde olduğunu bildirdi.

Bu gelişmeler bir numaralı ön soruşturma dairesindeki çoğunluğun kararıyla mümkün olabildi. Karar doğrultusunda UCM, üyesi olmasa da Myanmar'ın Arakanlı Müslüman azınlığa karşı işlediği iddia edilen insanlığa karşı suçlar konusunda yargı yetkisine sahip. Eylül 2018'de alınan kararda, Myanmar'ın UCM'ye taraf devlet olmamasına rağmen, insanlığa karşı suçun bir unsurunun (sınırın geçilmesi) taraf ülkenin topraklarında (Bangladeş) meydana geldiği vurgulanmıştı.

UCM'nin soruşturmasında "Arakanlı Müslümanlara yönelik iki şiddetin dalgası bağlamında insanlık zulmüne ve/veya diğer insanlık dışı eylemlere karşı işlenen suçların" ele alınması bekleniyor.

Myanmar, bu suçları ülke sınırları içinde işlerken, savcılık makamı bunların, sürgün edilme suçuyla "yeteri kadar bağlantısı" bulunduğunu düşünüyor.

Savcılığın, Arakanlı Müslümanların durumu konusunda görgü tanıkları ve devletin yönettiği şiddetten kaçanların ifadelerini dinleyerek "ön incelemeyi" yürüttüğü kaydedildi. Savcı Bensouda'nın büyük olasılık ile bu suçlar hakkında tam bir yargılama için UCM'nin yetkisini almaya çalışacağı tahmin ediliyor.

Bu arada BM İnsan Hakları Konseyinin 2011 yılından bu yana Myanmar yönetimi tarafından işlenen "en ciddi uluslararası suçlara ilişkin kanıt toplama, bir araya getirme, korumakla" yetkilendirilecek Bağımsız Mekanizma oluşturulması yönündeki tavsiyesi BM Genel Kurulunda kabul edildi.

Tavsiyede bu mekanizmanın, mahkemelerde kullanılmak üzere adil ve bağımsız cezai takibatları kolaylaştıracak ve hızlandıracak dosyalar hazırlaması da öngörülüyor.

UCM dışında bir diğer hukuki seçeneğin de Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olduğu ifade ediliyor.

Ay başında Mekke'de düzenlenen 14. İslam Zirvesi Konferansında, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Myanmar'daki Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin UAD'de yasal mücadele başlatılacağını duyurmuştu.

- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Myanmar'da Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı Arakan eyaletinde sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, yerel halka karşı kitlesel şiddet eylemlerini başlatmıştı.

BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.


Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :