Myanmar'da neler oldu?

MYANMAR’daki cinayetler bitmek bilmiyor, her gün yeni katliamların haberi alınıyor, dünya nın demokrat insan hakları savunucuları ise derin gaflet uykusuna dalmış, uyuyor!

Peki neden Myanmar sorusuna vereceğimiz cevap, bildik. Son yıllarda Arakan bölgesinde bulunan rezerv değeri yüksek doğalgaz ve petrolün yanı sıra, çıkarılan değerli taşların varlığı, bu bölgedeki doğalgaz ve petrolü borularla kendi topraklarına aktarmaya çalışan Çin'in yanı sıra, ABD de, bölgedeki doğalgaz ve petrolü Bangladeş üzerinden kendi pazarlarına iletmeyi hedefliyor.

Öte yandan ABD, yakın zamanda donanmasının önemli bir bölümünü bu bölgede konuşlandırma çalışmalarına başlayarak, böylece bölgede benzer hedefleri olan Çin ve Hindistan'ı kontrol altına almayı planlıyor. Dışarıda emperyalist ülkelerin çıkar savaşı sürerken, içerde Arakanlı Müslümanlar yok ediliyor ve dünyanın gözleri önünde tam bir soykırım gerçekleştiriliyor.

Biz bu topraklar la daha önce de  tanışmıştık buralarla pek hoş olmayan hatıralarımız da var.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Irak cephesinde  İngilizlerin esir aldıkları beş bin askerimizi Burma’ya götürüp oradaki esir kamplarına kapattılar  ve götürdükleri tüm Mehmetçik oradaki kamplarda açlıktan ve yaşam şartlarından can vermişti.

Şimdi her işittiğimizde dünyanın tâ öbür ucundaki kanlı bir belde gibi hayâl ettiğimiz Myanmar ile bundan yüz sene öncesine dayanan ve “yakın” bir ilişkimiz in olduğunu da öğrenmiş olduk

“Yakın” diyorum, zira şimdi Arakanlı Müslümanlar’ın can verdikleri Myanmar’da yahut eski ismi ile Burma’da bıraktığımız beş bin şehidimiz vardır! Myanmar’ın batısındaki Bengal Körfezi ile Andaman Denizi’ne bırakılan cenazeleri de ilâve ettiğimiz takdirde, bu topraklarda şehit olan Mehmetçik  sayısı altı binin üzerindedir.

O yıllarda Osmanlıda bölgede hatalarda yapmıştı ancak bölge için buradaki dindaşları için hep mücadele etmişti. onlardan bir tanesini burada yazmak isterim.

Irak’ın güneyi, Birinci Dünya Harbi’ne girdiğimiz 1914 Kasım’ında  İttihad ve Terakki’nin üyesi olan 31 yaşındaki bir binbaşıya, Süleyman Askeri Bey’e emanet edilmişti. Binbaşının rütbesi 1915’in 3 Ocak’ında yarbaylığa yükseltildi, o gün hem Basra valiliğine, hem de Basra’daki 28. Fırka’nın kumandanlığına tayin edildi ve Süleyman Askeri Bey daha sonra “Irak ve Havalisi Umum Kumandanı” oldu. Genç yarbay gayet vatanseverdi ama Irak gibi geniş toprakların kaderine hâkim olacak kadar tecrübesi yoktu; daha da önemlisi, hemen bütün İttihatçılar gibi hayalperestti. Arap aşiretlerini “İslam Birliği” şemsiyesi altında birleştireceğine inanıyordu,

12 Nisan 1915’te, kendisinden kat kat üstün İngiliz birliklerine hücum etti, Basra yakınlarındaki Şuayyibe’deki Bercisiyye Ormanı’nın çevresinde üç gün boyunca ardarda şehid verdik ve İngilizler birliklerimizin neredeyse tamamını imha ettiler. Süleyman Askeri Bey hatasının farkına ancak o zaman varabildi ama hayalperestiği kadar namuslu olduğu için, kendi cezasını bizzat vermesi gerektiğini düşündü ve 14 Nisan günü tabancasının şakağına dayayıp tetiği çekti!

Basra tarafları 1917’nin başında İngilizler’in eline geçti, binlerce askerimiz esir alındı ve ilerleyen İngiliz birlikleri 1917 Mart’ında Bağdat’a girdiler.

Bölgeyle ilgili bilinmesi gereken başka bir konu; Türkiye, topraklarına 12 bin kilometre mesafede bulunan Burma’daki esir kamplarına seneler sonra mezar taşları ile birer kitabe diktirdi ama aradan geçen yıllar içerisinde taşların bir kısmı parçalandı, sağlam kalanlar oradaki bir camiin avlusuna atıldı, kemikler toprağın üstüne çıktı. Tayetmo’daki mezarlar yine seneler sonra, 2015’te, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ile Millî Savunma Bakanlığı’nın işbirliğinin neticesinde temizlendi, taşlar yenilendi fasulye tarlası haline getirilen topraklar tekrar şehitlik hâline getirildi.

Budistler’in saldırıları neticesinde şimdi hemen her gün düzinelerle Müslüman’ın can verdiği Myanmar ile işte böylesine acı hatıralara dayanan bir bağlantımız da  var.

Bu yazımızla Arakan’da yaşananlara farklı bir bakış açısı getirmek istedik. Bu yazdıklarımız yaptığımız kısa bir araştırma sonucu tespit edebildiklerimiz. Araştırma derinleştirildikçe bölge ile ilgili buna benzer olayların sayılarlıda mutlaka artacaktır.

Bugün için Ülkeye hâkim olan baskı rejimi nedeniyle Arakan’dan dışarı doğru dürüst haber çıkmıyor. Kim bilir Arakanlı Müslümanlar her gün ne tür sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorlar’ Arakanlıların Türkiyeli Müslümanların kardeşliğine, desteğine ve dualarına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaçları var.

Osmanlı Halifelerinin torunları olarak onlara kol kanat germemizi istiyorlar. Bu masum ve anlamlı istek inşallah bir gün gerçekleşir.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.