M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Muhallebi yiyemeyen çocuklar!

“Zengin bir aile çocuğunun parayı, gücü, itibarı, rahatlığı bırakıp da kendi başına bir şeyler yapmak istemesini kimse anlamlandıramıyor” diyor Ali Sabancı

Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanlığı görevinden aniden ayrılıp kendi kendine bir şeyler yapmak istemiş…

“Sabancı olmasaydım, günlük yaşamdan uzak ve doğaya yakın bir iş bulurdum” diyor.

Günlük yaşamdan uzak ve doğaya yakın bir işi olan -ve halinden şikayetçi- binlerce kişi var bu ülkede oysa…

***

O, parayı ve gücü bırakmaktan bahsedip bir hava yolu şirketine yönetici olurken Sakıp Sabancı’dan sonra ailenin reisi olan Türkan Sabancı’nın istekleri ve söyledikleri daha manidar…

Çünkü onun isteğine trilyonluk serveti yetmiyor

Türkan Sabancı’nın söylediği şu:

“Keşke hiçbir şeyim olmasaydı da Metin sağlıklı olsaydı.”

Üç çocuğundan ikisi özürlü olarak dünyaya gelen bir annenin cümleleri bunlar.

Çaresizliği aslında.

***

Yazılım şirketi Microsoft’un Başkanı Bill Gates’i bilmeyen yoktur…

O dünyanın zenginlikte 1 numarası…

Şöhreti sevmiyor, zengin olarak gördüğü ilgiden hoşlanmıyor…

Ve diyor ki Gates: “Keşke dünyanın en zengin insanı olmasaydım. Bunun bana getirdiği iyi bir şey yok.”

***

İbrahim Tatlıses’in samimiyetine inanır mısınız bilemem…

Zenginliği bin bir çile ile elde etmiş olsa da pişmanlık dolu sözler sarf edenlerden.

Diyor ki Tatlıses: “Zenginken insanın başı daha çok ağrıyor, fakirken daha az ağrıyor. Şöhret olunca başım çok ağrıdı. Eskiden böyle başım ağrımazdı, aradaki fark bu. Ama bu bir uçurum mu değil mi, onu bilemem. Ama düşündüğüm zaman, ‘keşke şöhret olmasaydım’ diyorum. Çünkü şöhret oldum, herkese battı. Ben de huzur bırakmadılar.”

***

Bütün bunları yazmama neden olan şey dün sabah internet sitelerini gezerken rastladığım bir haber…

İnsanları güldürmeye ayarlı bir komedyenin başına gelenler…

Ve şu cümle:

Paramın gücü kızıma bir tabak muhallebi alıp yedirmeye yetmedi.”

Bu cümle Yasemin Yalçın’a ait.

Kızı Eda’nın şeker hastalığına yakalanmasıyla hayatının nasıl değiştiğini anlatıyor…

5 yaşındaki kızı ‘dondurma’ diye ağlarken ona ‘yiyemezsin’ demenin zorluğuyla ilgili cümleler kuruyor.

Ve, Paramın gücü kızıma bir tabak muhallebi alıp yedirmeye yetmedi” diyor.

***

Dünya insanın üzerine üzerine çöreklenirken…

Türlü cilvelerle çağırırken…

Bin bir türlü hırsla; kendimizde var olduğunu zannettiğimiz hikmetlerle ayağımızı yerden kesip, bir lokma ile doyacak olan karnımız için bir kenara binlerce lokmayı koymaya çabalarken…

Hiç ölmeyecekmiş gibi.

***

Yukarıya alıntıladığım cümlelerin onlarcasıyla siz de bir yerlerde karşılaşmışsınızdır…

Varlığın içinden atılan çığlık…

Yokluğun çığlığı mı yoksa varlığın çığlığı mı daha boğucudur varın siz düşünün.

En güzeli var olana şükredebilmek.

Muhallebi ve dondurma yiyebilen çocuklarımız varsa bunun ne güzel bir nimet olduğunu görmek.

Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini bilmek…

Her ne halde isek; hepimiz çok zenginiz aslında…

Ve hepimiz, fakirliğe imrensek daha iyi.

En güzelini Yunus söylemiş:

“Ne varlığa sevinirim

Ne yokluğa yerinirim…”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
  • bahri / 05 Kasım 2008 Çarşamba 14:52

    Mal sahibi mülk sahibi / hani bunun ilk sahibi /
    mal da yalan mülk te yalan / var biraz da sen oyalan.***
    Evet çok harika bir yazı olmuş ve bazılarımıza inş bir anlam hediye etmiştir.
    ******************************************
    İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
    Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
    Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
    Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
    Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
    Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
    Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
    Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
    Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
    Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
    Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
    Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
    Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
    Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

    Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
    Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!
    N.fazıl.

    Yanıtla (0) (0)
  • sevil köse / 05 Kasım 2008 Çarşamba 13:47

    Sayın yazar,ellerinize saglık çok duyarlı bir yazı,farketmeyenlere ferkttirecek kadar açık va net.Türkan Sabancı hanımın dile getirdikleri çok anlamlı,keşke hiç bir şeyim olmasaydıda Metin saglıklı olsaydı,rahmetli Sakıp Sabancı da şöyle diyordu,evleneceksiniz dediler evlendik,şimdiki aklım olsaydı teyze kızıyla evlenmezdim,akraba evliliginden bize Metinim kaldı diye vurgu yapmayı ihmal etmezdi.
    sayın yazarım,şükür etmeyi bilmeyen bir millet olduk,teknoleji ilerledikçe,herşeyimiz olsun diyoruz,oluyor bu saferde daha çok istiyoruz ne zamanki saglıgımızda bir problem olsa o zaman aklımız başımıza geliyor,yaşadıgımız acı işte o zaman ne kadar boş şeylere heveslendigimizi,kendimizi avuttugumuzu farkediyoruz.kanaatkar olmak gerekiyor,şükür etmek,dışardan görünen o şaşalı hayatları hiçte göründügü gibi olmadıgını farketmek gerekiyor.
    şimdi ben desemki,kuralları olan bir masada,çatal,kaşık,bıçak sıralamasıyla yenilen bir yemekmi,yoksa saglıklı,kuralsız bir yer sofrasında,sobanın fırınından çıkan patatesler,yanında bahçeden yeşil sogan,yufka ekmege dürümlemişiz,sobanın üzerinde çayımız va çayımızı yudumlarken Allahın bize sundugu bu güzel nimetlere binkere şükür ne kadar güzeldir.paranın açamadıgı kapılar vardır MUTLU OLMAK için para hiç bir zaman yeterli olmaz olamaz.özentisiz bir hayatta azıcık aşım kaygısız başım,demek belkide her şeyi özetliyor.,saygılarımal

    Yanıtla (0) (0)
  • Uzm.Cemil PASLI / 05 Kasım 2008 Çarşamba 10:39

    Yemek yemek,para kazanmak,biriktirmek isteği ne kadar doğalsa; tuvalete gitmek, infak (garip gurabaya yardım etmek) o kadar doğalbir duygudur ninsanda.Günümüz insanı 1.leri çok güzel yapıyor,ama 2. lerden kaçıyor.Yemek yiyor ama WC ye gitmek istemiyor.O zaman para,servet insanı müthiş mutsuz ve rahatsız ediyor.Bu yazınızda anlattığınız insanlar eğer kazandıkları paranın bir kısmını kuracakları STK lar vasıtası ile veya mevcut STK larla işbirliği ile ihtiyaç sahiplerine yönlendirseler bu şikayetlerden kurtulurlar.Allahın en sevdiği sıfatlardandır CÖMERTLİK.Veren el,dağıtan el AllahIn elidir.Ve "O" elin sahibinde bu sıkıntılar olmaz...

    Yanıtla (0) (0)