MİLLİ İRADENİN ZAFERİ

         10 AĞUSTOS 2O14… Tarihe tanıklık edecek seçimler AK PARTİNİN GALİBİYETİ İLE SONUÇLANMIŞTIR. .Milli iradenin bu muhteşem zaferini Demokrasinin ve yetmiş milyonluk Türkiye adına kutlar daha nice zaferlere yürümesini YÜCE MEVLA’DAN diliyoruz.  Objektif bir bakışla eğriye eğriyi doğruya doğruyu yazan kalemimizle diyoruz ki.

         AK PARTİ eşit şartlarda, meşru zeminlerde yapılmış olan bu seçimleri yüz akı ile kazanmıştır.  Seçim sonuçları hakkında çok şeyler yazıldı, konuşuldu.  Ben burada bu başarıları hazırlayanlarla geceli gündüzlü çalışanlardan bir nebze bahsetmek istiyorum. Konyalı sandığa mübarek eliyle yüzde yetmiş beş oy attı, ancak bu başarı durup dururken elde edilmedi. AK PARTİ KONYA TEŞKİLATI gözleri kamaştıran, gönülleri ferahlatan pırıl pırıl çalışmalarını aralıksız sürdürmüşlerdir.  Başta hemşerimiz yüz akımız medarı iftiharımız gecek günlerin umudu Dehası, Sayın AHMET DAVUTOĞLU kardeşimiz ile AK PARTİ İL BAŞKANI mız Sayın Ahmet Sorgun beyefendinin ve irili ufaklı bütün teşkilatın birimleri dâhil olmak üzere Camianın cümlesine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

         Bu başarıya ben değişik bir başka açıdan da yaklaşmak istiyorum. Zaman zaman insanoğlu eski gördüklerini yaşadıklarını hatırlayıveriyor. Hafıza’i beşerin beni yanıltmadığına inanıyorum. Bu dürtü ile yıllar öncesine ait bir anıdan Tarihe ışık tutması bakımından bahsetmek istiyorum. Yıl 1944. Tam yetmiş yıl önce. Mevsim Sonbahar. Konya’ın ulurmak caddesi üzerinde bulunan ve halen kullanılmakta olan ulurmak mezarlığının tam karşısında bağ evinde  ( bu evin yeri halen arsa halinde )  yaşamını sürdüren Ilgın Mal müdürü iken emekli olup Konya’ya yerleşen Hacı Mehmet efendi ağabeyimiz eşi Fatma hanım ile yaşamını sürdürüp gidiyor. Ilgında görevde iken yanında kâtip olarak çalışan Halil Bağçacı da emekli olunca Küllük başı mahallesindeki evinden müdürünün ziyaretine o tarihlerde ulaşım olmadığından yaya olarak gidip gelmekte ve yardımcı olmaktadır.  Böyle bir ziyarette Hacı Amca Halil Bağçacı’ya derdi, oğlum Halil ziyaretime haftada iki üç geliyorsun bu günlerde her gün gel beni yokla diyor.  Halil Bağçacı ziyaretini sıklaştırmıştır. Ancak o tarihlerde Türkiye seferlik halindedir.  Alman Orduları gelmiş üç gün içinde Yunanistan’ı zapdetmiş Edirne’ye dayanmış. İran petrollerine kavuşmak için Türkiye üzeri nden geçebilirmiyim diyerek beklemekte.  Şanlı Ordumuz dim dik ayakta, Motorize sistem henüz yok, ulaşım daha çok yaya yapılmakta olduğundan ulurmak ziyaretini bir iki gün geciktirir Halil efendi. Hacı amca 1944 yılının Eylül ayının ikinci perşembeyi Cumaya bağlayan gecesinde sabaha karşı vefat eder. Emektar eşi karanlık o gece de karanlık sabahı beklemektedir.  Ayni gece Halil Efendi de rüyasında Hacı amcasını görür.  Hacı amca derki, Bak Halil bu gün sabahleyin erkenden gelirsen gel gelmez isen artık hiç gelme der, Bu rüyayı hiç beğenmeyen Halil soluğu sabahın o alaca karanlığında Hacı amcanın evinde alır. Kapıyı açan eşi Fatma hanımın ilk söylediği şudur. Hay Allah razı olsun hacı amcan vefat etti. Der ve içeriye alır. Haberleştik. Beraber olduk kos koca Konya ‘da cenazeyi yıkayacak Namazını kıldıracak HOCA aradık doğru dürüst bir HOCA bulamadık. Mecburen bilir bilmez CENAZEYİ BİZ YIKADIK, KADINLAR MEZARINI KAZDI MEVTAYI TOPRAĞA TEVDİ ETTİK.  Milletin başına gelenler o devrin SİYASI OTORİTESİNİN hataları yüzünden idi. Din eğitimine önem verilmediği gibi baskınlar düzenlenerek, Camiler kapatılarak vatandaşlar ibadetlerini saklayarak ifa etmişlerdir.  Ben bu günleri yaşadım. Benim yaşımda olanlar da bu yaşananları bilirler.

          Vatandaşlarımızın büyük bir kısmının RECEP TAYYIP ERDOĞAN’ı kucaklamalarının bir sebebi de bu geçmişte yapılan hatalar olsa gerektir kanaatindeyim.

                                            ----------------------------------------

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.