Selman S. Akyüz

Selman S. Akyüz

Konyaspor’a Yakışan Futbol

Çok hareketli iki haftayı geride bıraktık. Kimsenin beklemediği bir anda Rıza Çalımbay’ın gönderilmesi, Aykut Kocaman’ın gündeme gelmesi, yönetim ve Çalımbay’ın karşılıklı açıklamaları, suçlamalar ve “Efsane’nin Geri Dönüşü”... 

Konyaspor’a tarihi başarılar yaşatan ve taraftarın önemli bir bölümünün gönlünde taht kuran Aykut Kocaman, yoğun istek ve yarım kalan işleri nedeniyle Konya’ya döndü. 

Kocaman’ın dönüşünü kimileri coşkuyla, azınlıkta olsa da, kimileri de tereddütle karşıladı. “Yeterki o gelsin. Çalımbay ile kazanmaktaysa onunla maç kaybetmeye razıyız” diyenlere “Yav iyi hoca ama yine zevksiz maçlar izleyeceğiz” diyenler vardı. Ha bir de “Çalımbay’ın ahı tutmasa bari” diyenler...

Kocaman, Konyaspor için biçilmiş kaftandır. Şehirle önemli bir uyumu var. Yönetim O’nun ne istediğini biliyor ve işini kolaylaştırmak için açıkça kenara çekildi. Hatta “artık bize bile gerek kalmadı” gibi abartılı görüşlere sahip olanlar bile var. 

Bu ortamda Kocaman’dan bırakın uzunu kısa vadede bile başarı beklemek çok doğal. Onun tarzını  bilen oyuncular hala takımdayken, kadro genişliği istediği gibiyken, Kocaman taraftarın heyecanını anlayacaktır. 

Eksik ve cezalıları bol olan Galatasaray’a karşı ilk maçına çıkacak olması da bir şanstı. Klasik 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıkan Konyaspor’da Jahoviç ilerde Yatabare’nin yerini alırken ileri üçlünün ortasında Traore, solunda Miloseviç, sağında Ömer Ali vardı. Kocaman diğer bölgelere müdahale etmedi. 

Maç başlar başlamaz Galatasaray çok belirgin bir üstünlük kurdu. Belki kendisi de çok iyi bir oyun kuramadı ama Konyaspor’a adım artırmadılar. Orta sahayı baskılayıp ileriye top aktarmasını engellediler. Konyasporlular topu ayağına alınca karşılarında kırmızı görmüş boğa gibi saldıran Sarı Kırmızılı oyuncular buldu. Buna rağmen Yeşil Beyazlılar’ın savunma hattı çok dikkatliydi ve kontralardan net pozisyonlar da buldular. Hele Jahoviç’in kaçırdığı maçın seyrini değiştirebilirdi ama kötü harcadı. Baskı nedeniyle Miloseviç ve Traore savunmaya fazla yardım edince Ömer Ali’ye binen yük arttı ama o da hakkını verdi. Çok güçlüydü ve çok koştu. 

İkinci yarı Aykut Hoca, rakibe kendi silahıyla yanıt verdi. Orta sahada baskıyı arttırıp takımı öne çıkardı ama tam işler yoluna girecekken talihsiz bir gol yediler. Kendi kalesine atması moralleri de bozdu. Golden sonra Kocaman oyuna hemen müdahale etti ve Yatabare ile Fofana’yı aldı. Özellikle Yatabare etkili oldu ve ev sahibi takımı sahasına hapsettiler. Maç boyunca sağ bekten pek çıkamayan Skubiç meşhur bindirmelerinden birini yaptığında penaltı kazandı. Hakemler uzun süre tereddüt etti ama kararda direndiler. Penaltıyı yaptıran Skubiç golü attı ve beraberlik golü müthiş bir sevince neden oldu. 

Özellikle ikinci yarı futboluyla göz dolduran Konyaspor bu maçta yenilse yazık olurdu. Aykut Kocaman’a da güzel bir hoşgeldin hediyesi oldu. Futbolcuların arzusu ve mücadelesi umut verici. Takım savunmasında ciddi sorun yok. Aykut Hoca küçük ama önemli dokunuşlarla hızlı bir başarı hikayesi yazabilir. 

Konyaspor’a da bu yakışır. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar