Konya Çalı Kül. San. Dergisi ve Anadolu’da dergiler-II

Bir sanat kurumu olarak Çalı:Çalı ailesi olarak dergi çevresinde çok farklı bir sanat ortamı yaratmak istiyorduk. İlkin özel sayılarla işe başladık. Kentimizde ve diğer kentlerde yaşayan değerlerimizi bütün yönleri ile tanıtan özel sayılar yaptık. Kentimizin yetiştirdiği değerler için anma günleri, yaşayan değerlerimiz için onur günleri düzenledik.Başka kentlerimizde yayınlanan dergilerle dostça ilişkiler geliştirerek ortak etkinlikler düzenledik.Sık sık imza günleri düzenleyerek yazar ile okurun buluşmasını sağladık.Doğa-tarih gezileri, fotoğraf sergileri, saydam gösterileri ile canlı bir kültür-sanat ortamı yaratmaya çalıştık. Bu çalışmalarda amacımız özellikle kentimize dışardan gelen öğrenci kitlesine seslenmekti ve onların yaşadıkları kenti tanımalarını sağladık. Gelenlerin büyük bir kısmı önyargıyla geliyorlardı. Çoğuna göre Konya hiçbir albenisi olmayan bir bozkır kenti, taassubun yoğun olarak yaşandığı, gericiliğin kurtarılmış bölgesiydi. Konya'nın hiç de sandıkları gibi olmadığını göstermeye çalıştık onlara.Bütün bunları kişisel çabalarımızla değil Çalı'nın dostları sayesinde başardık. Başka kurum ve kuruluşlara ise "Gölge etmeyin, başka ihsan istemem" anlayışıyla yaklaştık.Çünkü yaşadığımız şeyler hiç olumlu değildi.Bürokrasi ve dergiler:Hırsıza, dolandırıcıya trilyonlarını kaptıran devlet iş, kültür-sanata gelince çok cimri davranıyordu. Kültür Bakanlığı iki yıl kadar destek olduğu Çalı'ya tahsisat yetersizliği gerekçesiyle desteği kesti. O iki yıl içinde Kültür Bakanlığı'nın desteğini Maliye Bakanlığı köstekledi. Kültür Bakanlığı abone olduğu dergilerin dağıtımını kendisi yapıyordu. Maliye Bakanlığı bu uygulamaya karşı çıkınca dergi maliyetlerinin üzerine bir de ağır posta maliyeti yüklendi. Bir derginin posta gideri, derginin baskı masrafından bile çok.Dükalık:Yıllardır, kültür-sanatta bir İstanbul Dükalığı tartışması sürer. Dükalığın savunması "Taşradaki yazarlar yetkin olmadıkları için İstanbul’da yayınlanan dergilerde yer alamazlar, bu yüzden kendi dergilerini yayınlarlar” şeklindedir. Oysa durum hiç de öyle değildir. Bence kültürün, sanatın, edebiyatın yüreği, çirkinleşmemiş, bozulmamış, bencilleşmemiş haliyle taşrada, yani Anadolu’da atar. İstanbul ise dükalık suçlamasını fazlasıyla hak ediyor.Bakın, İstanbul’da yayınlanan hiçbir gazete Anadolu’da gerçekleştirilen kültür-sanat etkinliklerine yer vermez, verse bile en kıytırık yerde verir ve hiçbir okuyucu onu görmez.Adı ünlüye çıkmış hiçbir yazar bir Anadolu dergisine ürün vermez, bu dergileri hor görürler, Örneğin biz Çalı olarak onlarca ünlü yazara Konya’da imza günleri düzenledik, onları okuyucuları ile buluşturduk, söyleşiler düzenledik, ama birkaç namuslu yazarımız dışında hiçbiri Çalı’ya iki satır ürün vermedi. Bu yüzden Çalı olarak o birkaç namuslu yazarımız dışında hiçbir yazara imza günü düzenlememe kararı aldık.Ankara ve İstanbul’daki yazar örgütleri ile Anadolu’daki yazarların ve dergilerin ilişkileri de sağlıklı değil. Bu örgütler taşradaki yazarları ancak "üyelik aidatlarınızı ödeyin" diye ararlar. Ben her iki örgütün üyesiyim. Daha hiçbir etkinlikten zamanından önce haberim olmadı. Bu yüzden üyelik aidatlarımı bilerek ödemiyorum. Sanırım birgün aidat istemekten bıkarlar ve üyelikten çıkarırlar, ben de sağmal inek muamelesi görmekten kurtulurum.Yerel SorunlarÜlkemizin temel sorunlarından, yetersiz insanların "bizim adamımız” anlayışıyla çok önemli makamlara getirilmesidir. Bunun son örneğini yakın bir dönemde Konya’da yaşadık, Bir din dersi öğretmenini İl Kültür ve Turizm Müdürü yaptılar. O olmasa bile nasılsa bir başkasını "Bizim adam" diye o makama getireceklerdi. Böyle kişiliklerin kültür-sanat diye bir sıkıntıları olmadığı için yaşadıkları kentte Çalı diye bir derginin varlığından haberdar olmamaları olağanüstü bir şey değil.Selçuk Üniversitesi'nin 70 bine yakın öğrencisi var. Üniversite öğretim üyeleri ve öğrenciler arasında yazarlarımız, okurlarımız var; fakat üniversitenin kentteki kültür-sanat yaşamına yakın durması gereken birçok fakültesinin tepe yöneticilerinin ne Çalı'dan ne de kentteki kültür-sanat ortamından haberleri var. İletişim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar gibi.Yıllardır Konya'da bir kültür-sanat ortamı yaratmaya çalışırız. Daha hiçbir Milli Eğitim Müdürü’nü böyle bir ortamda görmedim.Bütün olumsuzluklara rağmen, Anadolu toprağı bereketlidir. Dergiler yayınlanacak, biri kapanacak, bir başkası onun izinden yola çıkacak. Muhtemelen Çalı da bir gün kapanacak ama, Çalı'nın açtığı çığırdan başkaları gelecek. Hem de daha soluklu olarak.Çalı, Zeki Oğuz olarak bana çok şey verdi; ama öyküme ve şiirime büyük darbe vurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.