İnsanlık öleli çook oldu!..

Akrabanın akrabaya, kardeşin kardeşe, sağ elin sol ele hayrı olmazsa, yaşamanın ne anlamı kalır ki. Bizim toplumumuzda bir söz vardır; “Kırk yıl sırtında taşırsın kıymet bilmez de, dinlenmek için bir dakika yere bırakırsın, senden kötüsü olmaz.” Doğru mu? Keşke doğru olmasaydı. Keşke yanılsak. Fakat genelde bu böyle. Belki de bunun içindir ki yaptığımız her iyiliğin sonunu, “Balık bilmezse Halik bilir” sözüyle bitiriyoruz. Bu dünyanın sahte rollerini alarak, ebediyeti kaybederek menfaatlere ortak olunuyor.

“Mevlâna ile arkadaşları yolda giderken birkaç köpeğin birbirleriyle oynadıklarını görünce Mevlâna’ya, “Üstat” diyorlar, “Şunların haline bakınız, ne güzel dostlukları var.” Mevlâna o tabloya bakıp ardından, “Aralarına bir kemik atın da siz o zaman görün” cevabını vermiş”. (Kıssadan hisse)
Paranın kölesi olmuş bir dünya da yaşamak istemiyorum... Haramlardan para kazananlar, insanları gözünden ve kulağından avlıyorlar. Göz görüyor, gönül çekiyor... Ne acı değil mi?
Küçük bir kıssadan hisse almak için mecazi bir anlam taşıyan şu hikâye bize yol göstersin.
“Çelimsiz, küçük bir kız çocuğu sokağın köşesinde oturmuş, yiyecek ve para dileniyordu. Üzerinde yırtık pırtık giysiler vardı. Yüzü gözü ise kir içindeydi. Çocuğun perişan bir hali vardı. Kız dilenirken sokaktan genç, sağlıklı, zengin görünümlü bir adam geçti. Kızı fark etmişti. Ama belli etmemek için, dönüp bir daha bakmadı. Geniş ve lüks evine, konfor içinde yaşadığı ailesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış bir akşam sofrası onu bekliyordu. Fakat az sonra, gördüğü o dilenci kız aklına takıldı yeniden. Sonra, kolay yolu tercih etti ve itirazlarını Allah’a yöneltti. Böyle durumların var olmasına izin veren O değil miydi? İçin için O’na karşı: “Böyle bir şeyin olmasına nasıl izin veriyorsun? Neden o küçük kıza yardım için bir şeyler yapmıyorsun?” diye yakınmaya başladı. Biraz sonra ruhunun derinliklerinden gelen şu cevabı işitti; -Yaptım. Seni yarattım ya!”

Velhasıl dostlar günümüz dünyasında akla kara, hakla batıl, haklı ile haksız öylesine iç içe girdi ve biri birinden seçilmez hale geldi ki ayıklayabilene aşk olsun.

Şimdi diyeceksiniz ki, -Gardaşım memleketimizde ve özellikle ilçemizde o kadar çok yazılıp çizilecek ve ilgilisinin dikkati çekilecek mesele dururken, sen nereden çıkarttın şimdi bu insanlık ölmüş falan filan meselelerini?.. Evet, çok ama çok haklısınız da, ben düşündüm ki, o yıllardır her dönem konuşulup dile getirilen, yazılan, çizilen ancak duvara konuşurmuşçasına cevapsız ve çözümsüz kalan klasik meseleleri yazmaktan (örneğin milli eğitimizdeki öğretmen açığı, kayıt haraçları, kıyafet dayatması ve velinin birkaç esnafa soydurulması, devletin güya 10–15 ytl kitap masrafını karşılarken, 50–70 ytl forma mecburiyeti tezgâhına göz yumması v.b.) hiçbir netice almayacağım kesin. Üstelik boş yere birkaç “böyükbaş ağabeyimle” şahımsa olmayan bir konu için kötü olduğuma değermi diye düşündüm. Nasıl olsa onlar işi kılıfına uydurup bir şekilde kendilerince makul mazeretler üretiyorlar. Aynı ilgili ve yetkililer şayet; mazeret ve bahane üretmekte gösterdikleri gayret ve başarıyı çözüm ve icraat üretme noktasında da gösterebilseler, inanın sonuç çok farklı olurdu!.. 

            Eee ne diyelim sonuç olarak gene dönüp dolaşıp benim o sıkça kullandığım klasik deyime gelip bağlanıyor. “Herkes kendine yakışanı yapıyor ve bizler de layık olduğumuz gibi yönetiliyoruz” vesselam.

 

ADAM GİBİ********************

Zafere giden yolda,

Çekilen çile kutsaldır.

*************HİKMETLİ SÖZLER

 

 

 

BENİ BAĞLAMAZ

Ölüme meydan okurum,
Yasaklar beni bağlamaz.
Küllenmeyen yanan korum,
Yasaklar beni bağlamaz.

Yüreğim sarp bir uçurum,
Güvercinler uçururum;
Bir deli poyraz olurum,
Yasaklar beni bağlamaz.

Sesim dağları devirir,
Korkulu zincirler erir.
Ah özgürlük ne güzeldir;
Yasaklar beni bağlamaz.

Sanmayın ki ben ölürüm;
Korkar, kaçar benden ölüm.
Zindanda olsam da hürüm,
Yasaklar beni bağlamaz...”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.