İnsanlık Dersi....

Batının bizim önümüzde olmasını, onların medeniyet ve kültr kavramında da bizi geçtikleri olarak anlatan ve bunu topluma empoze etmeye çabalayanlar var. Bunlar içimizdeki düşmanlar. Cengiz Hanın dediği gibi, önündeki düşmandan değil, arkandaki düşmandan kendini koru. Bunlar kendimizi korurken zorlanacağımız insanlar. Bizim gibi, bize benziyor, aynı dili konuşuyor ama başkaları adına düşünüp, söz söylüyor.

 

Eğer medeniyet para ve teknoloji sahibi olmak anlamına gelseydi, bugün dünyanın en gelişmiş ülkesinin Çin olması lazımdı. Tek başlarına dünyaya yetecek üretim yapıp, para kazanıyorlar. Geçenlerde aldığım bir ürünün üzerinde Alman patenti vardı. İçini açınca Çinde yapıldığı yazıyor.

 

Tek dişi kalmasına rağmen batı bize insanlık dersleri vermeye çalışıyor. Hani bir atasözü vardır. Kör kendine bakmaz iki yana mendil sallar diye. Ben bu çabalarını böyle algılıyorum. Onların hala bizden almaları gereken dersler var.

 

Okakura Kakuza diye bir yazarın Çayname diye bir eseri var. Orada insancıl batının ülkesinde neler yaptığını anlatır. Kakuza eserin bir yerinde batılı seyyahlar için “ benim ülkeme kültürümü öğrenmek için değil, kendi kültür ve dinlerini empoze etmek için geldiler ” diyor. Batı bundan daha iyi anlatılamaz.

 

Milyonlarca insanın kan ve göz yaşlarını sömürerek kurdukları imparatorluklarının da gözümde pek önemi yok. Hepsi aslında kağıttan kaplanlar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen hala neden güçlüler diyecek olursanız, biz eskisi kadar birbirimize sadık değiliz. Kendi içimizde birbirimizi yemekten dışarıya aynı gözle bakamıyoruz.

 

Geçenlerde gazetelerde kısa bir haber okudum. Haberde Sırbistanda geçen bir olay anlatılıyordu. Sırbistanki Osmanlı ekmeği yemiş, az çok daha medeni olması gereken batı.

 

“1924 doğumlu Hedviga Golik, 42 yıl önce bir fincan kahvesini alıp televizyon izlemek için her zamanki koltuğuna oturdu. Üstelik televizyonu da o dönemin en teknolojik ve lüks televizyonlardan biriydi.

 

Onu en son 1966 yılında gördüklerini belirten Golik'in komşuları, o zamandan beri ortalıklarda görünmeyen talihsiz kadının Zagreb'te bulunan dairesine taşındığını düşündüklerini söyledi.

 

Hırvat polisi, 42 yıldır kapısı açılmayan 13 metrekarelik terk edilmiş görünümdeki evin kapısını bir icra memuru eşliğinde kırdı ve Hırvat kadının TV karşısındaki mumyalaşmış cesediyle karşılaştı.

 

Polisten yapılan açıklamada, durumun gerçekten inanılmaz olduğu belirtilerek, 42 yıldır sesi soluğu çıkmayan birini, çevresindeki insanların nasıl fark etmediklerinin çok şaşkınlık verici olduğu ifade edildi. ”

 

Ben aslında olayın pek şaşkınlık verici olduğunu düşünmüyoum. Basit bir gerçek suratlarına şamar gibi inince utandıklarından olayı şaşkınlıkla karşılıyorlar.

 

İşte girmek için bütün kalelerimizin kapılarını Allah Allah nidalarıyla açarak teslim olduğumuz batı. Sizce değer mi....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum