İsrail hükümeti, 81 kişiden oluşan Türk arama kurtarma ekibinin ve beraberindeki hayati öneme sahip ağır ekipmanların Gazze Şeridi'ne girişini engelleme kararı aldı. Türk heyetinin Gazze'deki enkaz altında kalan ve İsrail'in bombardımanlarında hayatını kaybettiği düşünülen rehinelerin cansız bedenlerini çıkararak İsrail'e iade etme misyonu bulunuyordu.

Kararın arkasındaki gerekçe, İsrailli bir yetkilinin ülkenin ulusal basınına yaptığı "skandal" olarak nitelendirilen bir açıklamayla ortaya çıktı. Yetkili, bu engellemenin "Hamas’ın elindeki rehinelerin cansız bedenlerini iade etmemesi nedeniyle alındığını" belirtti.

Türk heyetinin asıl amacı, İsrail'in yoğun saldırıları sonucu harabeye dönen binaların yıkıntıları altında kalan cesetleri, zorlu koşullara rağmen enkaz altından çıkartarak İsrail makamlarına teslim etmekti.

Konuyla ilgili bilgi veren başka bir kaynak ise durumun karmaşıklığına dikkat çekti. Kaynak, "Hamas’ın hemen teslim edebileceği bir grup rehine cesedi var. Bu grubun yerini biliyorlar ancak onları çıkarmak için ekipman ve yardıma ihtiyaçları var. Bazı cesetlerin nerede olduğunu ise gerçekten bilmiyorlar" şeklinde konuştu. Bu açıklama, Türk ekibinin Gazze'ye girişinin, aslında rehinelerin bedenlerinin bulunup çıkarılması sürecini hızlandırabileceği ihtimalini de beraberinde getiriyor.

Öte yandan İsrail cephesinden kararı destekleyen ilk resmi açıklama, Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar'dan geldi. Bakan Sa’ar, "Hamas anlaşmaya uygun olarak çok sayıda rehineyi serbest bırakabilir. Şu anda yaptıkları bu anlaşmanın açık bir ihlalidir” ifadesini kullanarak Hamas'ı sorumlu tuttu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da gün içinde rehinelerin teslimi konusuna değinmiş ve Hamas'a uyarıda bulunmuştu: "Hamas'ın elinde kaç rehine olduğunu çok iyi biliyorum. Eğer onları bize kısa sürede teslim etmezlerse ona göre hareket edeceğiz."

Bu gelişmeler, insani bir misyon üstlenen Türk arama kurtarma ekibinin Gazze'ye girişinin siyasi pazarlıkların ve gerginliğin bir parçası haline getirildiğini gözler önüne seriyor.