Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Hayatı Ramazan olanlara..

Hayatı Ramazan olanlara,

Ahiret Bayram olacaktır!

MÜbarek olsun!

Yüce Rabbimiz, oruçla ilgili hükümlerini açıkladıktan sonra konuyu şöyle bağlamıştı:

Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğine karşılık O'nu tekbirle yüceltmeniz için meşru kılmıştır; ola ki şükredersiniz. (2/185)

Sayıyı tamamlamak… Demek ki Yüce Allah’ın dininin ilkeleri ölçülüdür, rastgele değildir. O ilkelerin belli zamanı ve belli kuralı vardır. Bu kurallara uymak lazımdır. Buna göre, Rabbimiz Ramazan ayında demişse, o ayda oruç tutacağız. İsterse Ramazan ayı yazın uzun ve sıcak günlerine gelsin, isterse kışın kısa günlerine gelsin. O, bir ay demişse, biz de tam bir ay oruç tutacağız, ne bir eksik ne de bir fazla. Sayıyı tamamlayacağız.

Dinin koyucusu tarafından belirlenmiş bu sayılar da önemlidir, onlara dikkat edilmeli ve uyulmalıdır. Bir ay oruç denmişse bir ay oruç, beş vakit denilmişse beş vakit namaz, namaz kırk rekat olarak belirlenmişse kırk rekat, otuz üç sübhanallah denmişse 33 sübhenallah… Bunlar, şifreli kilitlerin şifre rakamları gibidir, bir eksik yahut bir fazla olursa kilit açılmaz, beklenen feyiz gelmez.

Rabbimiz de bir ay oruç buyurdu. Bu bir ay, semadaki aya göre ya 29 olacaktır yahut 30. Nitekim Peygamberimizin Medine döneminde oruçlu geçirdiği 9 Ramazan’ı vardır. Bunlardan beşi 29, dördü de 30 çekmiştir. Biz de Yüce Rabbin belirlediği bu sayıya uyduk, uymalıydık. Çünkü en iyi O bilirdi bizim hayrımıza olanı. Gerçekten de bir aylık oruç, tam kıvamında  bir süre. Biraz kısa olsaydı, hedefe ulaşamaz, nefsî olgunluğa eremezdik; bir aydan fazla olsaydı bu sefer çoğumuz tahammül edemezdik yahut ibadet alışkanlık haline dönüşürdü. Onun için tam bir ay, kıvamında bir rakam.

Burada müslümanın başladığı hayırlı işi sonuna kadar götürmesi ve bitirmesinin gereğini de anlıyoruz. Dünya ve ahiret hedeflerine nail olmak için bu kaçınılmazdır. Bu yüzden Müslüman başladığı hayırlı işi yarım bırakmaz, onu bitirmek için gayret eder.

Ve tekbirler… Bizim sürur sloganımız da tekbir. Hedefe ve zafere eriştiğimizde dilimizden düşürmememiz gereken cümledir tekbîr. Namazın başında, huzura kabul edilmemizin kutlamasıdır tekbir.

O’nun en büyük olduğunu, O’nun dışındaki büyüklerin aslında küçük olduğunu ilan etmektir tekbir. Bu, hedefe ulaşmada asıl gücün Yüce Allah olduğunu itiraf edip kibre kapılmamanın göstergesidir. Çünkü her şey O’nunla ve O’nun lütf u keremiyle olmaktadır. O’nun Ramazan’da oruç emri olmasaydı, bizi o aya eriştirmeseydi, oruç tutacak iman ve gücünü bize bahş etmeseydi bizler oruç tutamazdık, oruca güç yetiremezdik, oruç tutanlardan olamazdık. Orucu baştan sona tutup bayrama erişemezdik. Her şey O’nun sayesinde olmuştur. Bu yüzden, kendimize pay çıkarmadan Allahüekber diyoruz. Sen büyüksün ve her şey Sendendir, diyoruz.

Tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız teravihler, yaptığımız infaklar bizim kulluğumuzu artırmalı ve asla bizi şımartmalı. Tıpkı meyveleri olgunlaşan ağacın dallarının yere doğru eğilip sarktığı gibi, meyvelerimiz arttıkça ve olgunlaştıkça bu, tevazuumuzun artıp başımızın yere eğilmesine sebep olmalı, bizi olgunlaştırıp kemale erdirmeli.

Zaten bizim zafer sloganımız değil midir tekbir? Bir zafere erişince tekbirlerle secdelere kapanmıyor muyuz?

Ve şükrediyoruz O’na.Ramazan öncesi, bizleri Ramazan’a eriştir diye dua etmiştik. O da dualarımızı kabul etti ve Ramazan’ı idrak ettik. Kadir gecesi dedik, idrak ettik ve bayram dedik, bayramı da idrak ettik. İnşaallah, günahlarımızdan arınmış olarak bayramdayız. Bütün bu nimetlerinden dolayı Rabbimize sonsuz hamd ve şükürler olsun.

İşte bu yüzden bizim bayramlarımız tekbirle başlar ve namazla temeli mescidde atılır bayramlarımızın. Artık mescidde tekbir ve namazla başlayan bayramda ve bayramdan sonraki hayatta günaha yer yoktur. Çünkü günah ve isyan, mescide yakışmaz, tekbire yakışmaz, namaza yakışmaz. Günahlar, Ramazanla kazandığımız sevapları yiyip tüketen virüslerdir, onlardan korumalıyız kendimizi.

İşte o zaman Müslüman hayatı Ramazan ruhu ve bilinci ile yaşar. Ramazan’dan sonraki aylarda oruç tutmasa bile, kendini istikamette tutar. Çünkü biz, her zaman O’nun kuluyuz ve O’nun gözetim ve denetimindeyiz. İşte bu bilinçle hayatı Ramazan gibi O’nun ölçüleri doğrultusunda yaşayanların, ahreti bayram olur.

Hak edenlere kutlu olsun bayram!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.