Hangi insan daha değerli?

Hangi insan daha değerli?

Geçen hafta, ülkemizde ve dünyada neler oldu? Akil İnsanlar meydanlarda dolaşıyor, bazen alkışla ve güler yüzle karşılanırken, bazı yerlerde büyük tepkiler oluyor. Çünkü kargayı bülbül yapan siyasetçilerimiz var.

Meclisimizde görüşülen Anayasa tartışmaları ise, bir başka Türk usulü olaylara sebep oluyor. Başkanlık tartışmaları, yıllardır “Türk usulü demokrasiyi, Türk usulü Laikliği” anlatanlar ve bu millete dayatanlar, şimdide bu iş olamaz diye avazı çıktıkları kadar bağırıyor. Yüzyılda bile gelmeyen sivilleşme ve demokratlaşma fırsatını geri tepiyorlar.

***

Medyamıza göre geçen hafta dünyada sıkıntılı günler yaşandı, Boston’daki “Maraton koşusu” sırasında 2 bomba patlamış, sonrada buranın yakınında bilmem nerede patlamaya hazır iki bomba bulunmuştu. Bir abartma bir abartma, tüm kanallarımızda birinci haber. Bire gafiller İslam coğrafyasında buna benzer olayların bilmem kaç misli her gün oluyor, kimsenin dikkatini bile çekmiyor. Olay ABD de olursa flaş haber, İslam coğrafyasında olursa sıradan haber.

***

Bu haberi izledikten sonra maraton yarışlarının tarihine bir bakmak istedim. Maraton yarışları, milattan 700 yıl önce zamanımızdan ise 2 bin 700 yıl önce, Yunanistan’daki Maraton ovasında, yapılan pers savaşlarından sonra, Galibiyet haberinin savaşa bile katılma zahmetinde bulunmayan Kral”a savaş meydanından bir askerin koşarak haberi Kral’a götürmesi anısına yapılıyormuş.

***

Koşan haberci asker, Atina’ya kralın sarayına yaklaşırken yere düşüp ölmüş, çıkış yeri ile askerin öldüğü yerde tam 43.3 kilometre imiş.
İşte o günden beri yapılan Maraton yarışı, dünyanın en uzun yarışıymış

***

Maratonla, bombayla uğraşırken, sıradan bir haber; İran’ın güneyinde Pakistan sınırında, İlk habere göre 8 şiddetinde daha sonraki haberlere göre ise 7,8 şiddetinde bir deprem, peki kaç kişi öldü, neler oldu, kimler yardıma koştu, bizler ne yaptık, hiç bilgi yok.

Maraton”da ölenlerin saç rengini, yaşını, cinsiyetini, bilen bizler. Sonra deprem, değil ölen insanların sayısı, yaşı, depremin şiddetini bile yanlış veriyoruz. haberinin veriliş şekli tam bir fiyasko. Ben sadece haberlerinin veriliş şekillerini karşılaştırmak istedim. arada büyük uçurum vardı.

***

Aynı gün Londra’da da büyük güvenlik tedbirlerinin altında “Maraton yarışları” başladı. Buradaki güvenlik haberleri, hayata veda eden İngiltere Devleti’nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher “Demir Leydi”nin, cenaze törenindeki tantanalar protestolar yine İslam coğrafyasında olanların önüne geçiverdi.

***

Dünyada insanlar ve özellikle biz, bu sıradan olaylarla uğraşırken İslam coğrafyasında çatışmalar sürüp gidiyor, günde ortalama, çoluk çocuk, genç ihtiyar 100 kişi ölüyor. Bir tarafta günde 100 kişi diğer tarafta bilmem kaç günde sadece 2 kişi

***

Bu günlerde Ülkemizdeki gençler üzerinde oynanan oyunlarda işin başka bir yönü. Geçen hafta gençlikle ilgili bir çalıştaya katıldım. Gençlere sunulacak bilgiler kanımı dondurdu. Sonuç bildirisinde “Gençlik Komplekslerden temizlenmeli, Her şeye boş ver, gel bana takıl, hayatını yaşa” Felsefesini benimsemeliymiş. Bu bildiriyi okuyunca, bu bildiriye gülüp geçen gençler beni mutlu etti oda işin başka bir boyutu.

***

Bu çalıştayda neler konuşuldu neler, “sıradan işler için İş arama, iş bulma dönemi bitmeliymiş. Çünkü, sıradan işler Robotlarla yapılmalı, gençler sadece onurlu işlerde çalıştırılmalıymış (Çöpçülük yada odacılık onursuz işmiş) Robotların halledemediği işleri de Afrika”dan getirilen insanlar yapmalıymış”.

***

Sonra, Tarih dersleri kalkmalıymış. Tarih Şuuru vermek için anlatılanlar BARBARLIĞIN ilk temel taşıymış, Tarih şuuru vermenin yerine padişahların marifetleri filmlerle, resimlerle öğrenciye verilmeli ve kötüden ders alınmalıymış.

***

Bunları okuyunca da aklına gelenleri sıralamak istedim;

Demokratik Anayasa yapacağız, Akil adamlarla terörü bitireceğiz, ülkede barışı sağlayacağız, Kalkınıyoruz, İMF’ye borcumuzu Mayıs ayında kapatıyoruz, kişi başına düşen milli geliri artırdık, derken,

Biz nereye koşuyoruz?

Bunları dert mi etmeliyiz, yoksa olsun varsın kızlarımız arasında başörtü çoğaldı, her yere camii yapılıyor, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın allı secdeye de geliyor, deyip avunmalı mıyız?

Hangi İnsan daha değerli? Kimin yaptığı doğru?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum