GRAFİKLİ - Avrupa siyasetinde çalkantılı yıl: 2017

GRAFİKLİ - Avrupa siyasetinde çalkantılı yıl: 2017

2017 yılı hem planlanmış hem de erkene alınan seçimlerle Avrupa'da siyasi dengelerin değişeceği bir yıl olmaya aday- Genel seçimlerin yapıldığı Hollanda'da aradan iki ay geçmesine rağmen hükümet kurulamazken, Fransa'da cumhurbaşkanı seçilen Macron'un mill

BRÜKSEL (AA) - Avrupa genelinde hem planlanmış hem de erkene alınan seçimler, bazı ülkelerde seçim yapıldığı halde hükümetin kurulamaması ve Balkan ülkelerinde siyasi gerginliğin artması, 2017 yılının Avrupa siyaseti açısından zor bir yıl olacağına işaret ediyor.

Avrupa'da son dönemde İngiltere ve Avusturya erken seçim kararı alırken Hollanda'da seçimin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen hükümet kurulamadı. Fransa'da cumhurbaşkanı seçilen Macron'u gelecek ay yapılacak milletvekili seçimleri bekliyor. Balkanların 4 ülkesi de ciddi siyasi krizler yaşıyor.

- Macron, meclis desteği istiyor

Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güçlü adaylarından aşırı sağcı Marine Le Pen, AB, İslam ve mülteci karşıtı söylemleriyle birçok çevrede tedirginlik yaratmıştı ancak seçimlerin galibi merkezdeki Emmanuel Macron oldu.

Seçim sonuçları açıklandıktan sonra partisi Cumhuriyet Yürüyüşünün başkanlığından istifa eden Macron'un, Fransa'da 11 Haziran'da ve 18 Haziran'da iki turlu yapılacak milletvekili genel seçimlerinde salt çoğunluğu sağlayabilmesi ve böylelikle hükümeti kurabilmesi büyük önem taşıyor. Bazı uzmanlar, Fransa'daki milletvekili seçimlerini, iki turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üçüncü turu olarak değerlendiriyor.

Cumhuriyet Yürüyüşünün aldığı kamuoyu desteğinin milletvekili genel seçimlerinde çoğunluğu elde etmesine yetmeyeceğinin görülmesi üzerine Macron'un, merkez sağ politikacılarla iş birliğine gitmeye çalıştığı düşünülüyor. Macron'un Başbakan olarak merkez sağdan Edouard Philippe'i seçmesi de buna işaret ediyor.

Science Po Üniversitesi Araştırma Merkezi Başkanı Pascal Perrineau, Macron'un "hiç milletvekilinin olmadığını", mecliste çoğunluğu sağlayamaması durumunda cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasının öneminin kalmayacağını, "tek başına ülkeyi yönetmenin" mümkün olmadığını vurguladı.

- Erken seçim rüzgarı

Avrupa genelindeki siyasi çalkantı, birçok ülkede alınan erken seçim kararlarıyla da kendini gösteriyor.

Eylül ayında olağan seçim yapılacak Almanya'da Başbakan Angela Merkel nispeten rahat görünürken, erken seçim kararı alan İngiltere ve Avusturya'dan çıkacak sonuç, AB'nin geleceğini yakından ilgilendirecek

Başbakan Theresa May, İngiltere'de AB ile yürütülen Brexit görüşmelerinde "istikrar ve birliği" sağlamak için erken seçim kararı aldığını, genel seçimlerin 8 Haziran'da yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını bildirdi.

May, muhalefet partilerinin Brexit müzakerelerinde ülkenin elini zayıflatacak adımlar attığını belirterek "Muhaliflerimiz, kararlılığımızın zayıflayacağını sanıyor. Yanılıyorlar. Şimdi erken genel seçime gitmezsek, siyasi oyunlar oynamaya devam edecekler." açıklamasında bulundu.

İngiltere'de bir sonraki genel seçimin normalde Mayıs 2020'de yapılması öngörülüyordu. Parti liderlerinin, seçimlerde "Brexit sonrası İngiltere'nin geleceği"nin oylanacağı yönünde açıklamalarıyla seçmeni etkilemeye çalıştığı görülüyor.

- Avusturya'nın kararı sürpriz olmadı

Avusturya'da merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Sosyal Demokrat Partinin (SPÖ) oluşturduğu hükümet, içerideki sorunlar ile daha fazla baş edemeyince erken seçim kararı aldı.

Cumhurbaşkanlığı seçimini Yeşillerin desteklediği bağımsız aday Alexander Van der Bellen’in kazanması, erken seçim spekülasyonlarını bir süreliğine geride bırakmış, hükümet ortakları 2018’in sonunda yapılacak olağan seçim tarihine kadar koalisyonu sürdürme kararı almış ve 42 maddeden oluşan bir çalışma programı kamuoyuyla paylaşılmıştı.

Ancak koalisyon ortaklarından ÖVP’nin içinde bulunduğu liderlik ve parti içi çekişmeler, Başbakan Yardımcısı ve Halk Partisi Genel Başkanı Reindhol Mitterlehner’in istifasına neden oldu. Böylelikle erken seçime giden yolda ilk adım atılmış oldu.

Dışişleri ve Entegrasyon Bakanlığına getirilmesiyle adı merkez sağ partinin başkanlığı ile anılan Sebastian Kurz, mevcut hükümetin siyasi çatışmalara neden olduğu, erken seçimin ülke için daha doğru bir karar olacağı yönünde görüşünü paylaşarak yaz sonuna kadar mevcut hükümet programının sürdürülmesi ve sonbaharda sandık başına gidilmesi önerisinde bulundu.

Muhalefet başta olmak üzere koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar da bu öneriye kayıtsız kalmadı ve erken seçim süreci başlamış oldu. Avusturya'da erken seçim tarihi 15 Ekim 2017 olarak kararlaştırıldı.

Batı Balkan ülkesi Kosova da yakın zamanda erken seçim kararı aldı. Kosova'da muhalefetin talebi üzerine mecliste hükümet için güven oylaması yapıldı. Koalisyon ortaklarından Kosova Demokratik Partisinin (PDK) de desteklediği güven oylamasında, 115 milletvekilinden 78’i hükümetin düşürülmesi için oy kullandı. Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, hükümetin düşürülmesinin akabinde meclisi feshederek 11 Haziran’da erken genel seçime gidileceğini açıkladı.

- Hükümet krizleri

Hollanda'da mart ayında yapılan genel seçimlerin üzerinden yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen hükümet hala kurulamadı. Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), Demokrat 66 (D66) ve Yeşil Sol (GL) partileri arasında yapılan koalisyon görüşmelerinin tıkandığı bildirildi. Partilerin özellikle göç konusunda ortak noktaya varamaması nedeniyle müzakerelerin sonuçlanamadığı söyleniyor.

Diğer yandan Batı Balkan ülkeleri Hırvatistan, Makedonya ve Arnavutluk'un da 2017 yılında ciddi siyasi krizlerle karşı karşıya kaldığı görülüyor.

Hırvatistan’ın en büyük şirketlerinden biri olan Agrokor’da yaşanan kriz, hükümeti oluşturan koalisyonun dağılmasına neden oldu. Geçen yılki erken genel seçimin ardından koalisyon hükümeti kuran Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) ve MOST Hareketi, nisan sonunda yapılan hükümet toplantısında yaşananların ardından ortaklığı bitirme kararı aldı.

Muhalefetteki Sosyal Demokrat Partinin (SDP) HDZ’li Maliye Bakanı Zdravko Maric hakkında Agrokor’daki krize ilişkin suçlamaların gündeme geldiği hükümet toplantısında, Başbakan Andrej Plenkovic’in, Maric’in görevden alınmayacağını açıklaması üzerine MOST cephesinden üç bakan buna itiraz etmiş, Pkenkovic de bu bakanların istifalarını talep etmişti. Yaşananlar üzerine MOST Genel Başkanı ve Meclis Başkanı Bozo Petrov da artık koalisyonun bir parçası olmayacaklarını ve kabinedeki MOST’lu tüm bakanların istifa edeceğini açıklarken kendisi de meclis başkanlığı görevinden ayrılmıştı.

Mayıs başında mecliste yapılan güven oylamasında, sadece bir oyla hükümetin düşmesi engellenirken, MOST’lu dört bakandan boşalan koltuklara henüz kimse atanmadı.

- Makedonya'da kriz şiddete dönüştü

Makedonya’da da geçen aralık ayında yapılan erken genel seçimin üzerinden beş aydan fazla bir süre geçmesine rağmen hükümet kurulamadı. Seçimde hiçbir partinin tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu elde edememesi, ülkede yıllardır süren siyasi krizi daha da derinleştirdi.

Seçimin az farkla kazananı Makedon milliyetçisi İç Makedon Devrimci Örgütü-Makedonya Ulusal Demokratik Birliği (VMRO-DPMNE) Genel Başkanı Nikola Gruevski, Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilse de uygun görülen yasal süre zarfından bunu başaramadı. Öte yandan, hükümet kurma çalışmalarında ortak hareket etme konusunda uzlaşan Arnavut siyasi partileri, sandıktan ikinci çıkan Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) ile uzlaştı. SDSM Genel Başkanı Zoran Zaev, mecliste çoğunluğu sağladığına dair imzaları İvanov’a teslim etse de söz konusu Arnavut platformunun ülke dışında kurulduğunu ve Makedonya yasalarını ihlal ettiğini savunan İvanov, hükümet kurma görevini uzun süre Zaev’e vermedi. Kriz daha da derinleşti.

Son olarak 27 Nisan’da, Arnavut partilerinden Demokratik Bütünleşme Birliği (BDI) Milletvekili Talat Caferi’nin meclis başkanlığına seçilmesi üzerine mecliste olaylar çıktı. Meclise giren maskeli bir grup, milletvekillerini ve gazetecileri rehin aldı. Olaylarda aralarında milletvekili, gazeteci ve polislerin de bulunduğu 100’e yakın kişi yaralandı. Tüm itirazlara rağmen, Caferi’nin meclis başkanlığı Resmi Gazete’de de yayınlanırken, Caferi Makedonya’nın ilk Arnavut meclis başkanı oldu. Tüm bu gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanı İvanov, 17 Mayıs’ta hükümeti kurma görevini Zaev’e verdi.

- Muhalefetin meclise gitmediği ülke: Arnavutluk

2017 yılının başında hükümet-muhalefet krizinin yaşandığı bir diğer ülke de Arnavutluk oldu. 18 Haziran’da yapılacak genel seçime geçici hükümetle gidilmesini talep eden muhalefet partileri, şubat ayından beri meclis çalışmalarına katılmıyor ayrıca çadırlı eylem yapıyor. Muhalefetin eylemlerine rağmen geçici hükümet kurulmazken, 18 Haziran’daki seçime mevcut hükümetle gidileceği bildirildi. 29 Nisan’da mecliste Arnavutluk’un yeni cumhurbaşkanının seçilmesinin ardından, genel seçim öncesinde yasal prosedür gereği geçen hafta meclis feshedildi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :