Gelibolu Yarımadası'nda hedef "barış turizmi"

Gelibolu Yarımadası'nda hedef "barış turizmi"

101 yıl önce adını tarihe altın harflerle yazdıran Çanakkale Savaşları'na sahne olan Gelibolu Yarımadası, özellikle yabancı ziyaretçi sayısını artırmak için "barış turizmi"ni hedefliyor - Gelibolu Belediye Başkanı Özacar:- "Dünya turizminden pay kapmamız

ÇANAKKALE (AA) - BURAK AKAY - Türk tarihine adını tarihe altın harflerle yazdıran Çanakkale Savaşları'na sahne olan Gelibolu Yarımadası, özellikle yabancı ziyaretçi sayısını artırmak için "barış turizmi"ni hedefliyor.

Gelibolu Tarihi Alanı'na ev sahipliği yapan yarımadaya ülkenin dört bir yanından gelen ziyaretçiler, her metrekaresi şehit kanlarıyla sulanmış bölgede fatihalar okuyup, ecdadı anma fırsatı buluyor.

Bölgeyi ziyaret eden yabancılar ise Anzak Koyu, Kanlı Sırt Siperleri ve 57. Alay Şehitliği'ni gezip burada bulunan 4 anıt ve 32 yabancı mezarlıkta savaşta kaybettikleri yakınları için dua ediyor.

Gelibolu Belediyesi yerli ve yabancı ziyaretçiler için manevi değeri yüksek olan bu topraklarda "barış turizmi"nin geliştirilmesini amaçlıyor.

Belediye Başkanı Mustafa Özacar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi yarımadanın 100. yıl törenlerinin ardından sadece Türkiye'den değil dünyanın yüzlerce ülkesinden ziyaretçileri ağırlayan bir merkez haline geldiğini söyledi.

Özacar, bölgenin gerek tarihi gerekse doğal güzellikleriyle ilgi odağı olduğunu vurgulayarak, Gelibolu'nun, Avrupa ile Asya arasında da bir geçiş noktası olduğunu hatırlattı.

Gelibolu ekseninde barış turizmine ev sahipliği yapmayı amaçladıklarını ifade eden Özacar, "Burada özellikle yaz aylarında büyük bir turizm potansiyelimiz var. Plajlarımız dünyaca tanınan, yabancı misafirlerimizin özellikle tercih ettiği noktalar haline geldi. Çevremizdeki tüm alanlara erişebildiğimiz kadar hizmet vermeye çalışıyoruz. Buraya gelen konukların daha iyi ağırlanabilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. Gereksinimleri tespit ediyoruz, eksikliklerimiz varsa onları gidermeye çalışıyoruz. Konukları daha rahat nasıl hissedebiliriz bunu düşünüyoruz." diye konuştu.

- "Hamzakoy Plajı'nda yeni düzenlemeler yaptık"

Özacar, buraya gelen konukların barış ve huzur içerisinde konaklamalarını sağlamaya çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Hem Gelibolu hem esnafımız adına örneğin Hamzakoy Plajı'nda yeni düzenlemeler yaptık. Buranın tamamını halka açtık. Tüm ihtiyaçları da ona göre belirledik. Başta sahillerimizi buna göre düzenliyoruz. Aynı bölgeler için özellikle sportif etkinliklerde de o bölgede farklı etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Hamzakoy herkesin çok ama çok beğeneceği bir hale geldi. Türkiye'de turizm alanında ciddi sıkıntılarımız oldu. Malum bunları da aşmanın bir yolu olmalı diye düşünüyoruz."

- "Konaklama sürelerini uzatmaya çalışıyoruz"

Yarımadada daha çok günübirlik ya da belli dönemlerde konaklama yapıldığını anlatan Özacar, şöyle devam etti:

"Ama biz konaklama sürelerini uzatmaya çalışıyoruz. Esasında burada ağırlıklı olarak yerli turizm var. Daha çok tarihi alanların gezilmesi açısından geçici olarak burada konaklıyorlar. Ama biz de yaz turizm için İstanbul'un yanında hemen dibinde bulunmayı bir avantaj olarak görüyoruz. Bu avantajı da uygulamaya hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle burada bu ihtiyacı duyanları da Gelibolu'da ağırlamayı düşünüyoruz. Sanıyorum önümüzdeki yıllarda yakınlık avantajını kullanıp burasını daha çok farklı bir hale getirebiliriz. Bu da o zaman konaklama sürelerini artırır."

- "Belli tarihlere odaklamış anlayışta değiliz"

Özacar, bölgedeki turizmi, anma törenlerinin yapıldığı belirli zaman dilimlerinin dışına çıkarmayı amaçladıklarını, bu kapsamda "barış turizmi"ni yıla yaymayı amaçladıklarını ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Dünya turizminden pay kapmamız lazım. Bölgede geçmişte yaşananları da bir anlamda artıya çevirmek isteriz. Buradaki hedefimiz; genel anlamda barış turizmi. İşte bu konuda turizmde etkili ve sürekli olarak çeşitli ülkelerle diyalog halinde ve dostluk ilişkileri içerisinde olmalıyız. Bunların geliş ve gidişleri rahatlıkla sağlanmalı, aktiviteleri oluşturulmalı. Sadece belli tarihlere odaklanmış bir anlayışta değiliz. Sürekli hale getirebilecek bir anlayış sergilemeliyiz. Umarım bunu önümüzdeki yıllarda hayata geçirebiliriz."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :