İZMİR (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ege Bölgesi'nde "Altınşehir" adı altında yeniden yapılanmasını organize ettiği ileri sürülen sanık ile eşi, haklarındaki kararın istinafta bozulmasının ardından yeniden yargılanmaya başlandı.

İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Halil Karagöz ve eşi Meryem Karagöz ile avukatları katıldı.

Mahkeme Başkanı önceki duruşmalarda sanıkların aynı avukat tarafından savunulduğunu, ancak dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesince "karı-koca olan sanıkların farklı avukatlar tarafından temsil edilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozma kararı verildiğini ve sanıkların yeniden yargılanacağını bildirdi.

Sanık Halil Karagöz, avukatıyla görüşemediğini belirterek, görüştükten sonra savunma hazırlamak için süre istediğini söyledi.

Sanık Meryem Karagöz ise mahkeme atmosferinin kendisini çok gerdiğini ve kendini ifade edemediğini kaydederek, savunmasını yazılı vermek istediğini dile getirdi.

Mahkeme Başkanı, sanık Karagöz'ün savunmasını okudu. Karagöz'ün savunmasında "Hayatım boyunca hiçbir suça karışmadım. Ama 9 yıl hapisle cezalandırıldım. 2 yıldır cezaevindeyim. Çocuğumun en özel günlerinde yanında olamadım. Tahliyemi talep ediyorum." ifadesini kullandığı aktarıldı.

İddia makamı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde mütalaa verdi.

Mahkeme heyeti, sanık Halil Karagöz'ün bir sonraki celse savunmasının alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

- Olay

FETÖ'nün İzmir'de "Altınşehir" adı altında yeniden yapılanmasına yönelik Temmuz 2017'de başlatılan soruşturmada, örgütün Ege Bölgesi'ndeki faaliyetlerini organize ettiği belirtilen Halil Karagöz ve aynı soruşturma kapsamında eşi Meryem Karagöz tutuklanmıştı.

Sahte pasaportla yakalanan sanıkların örgüte ait 442 bin 15 doları yastık içerisinde sakladıkları tespit edilmişti.

Mahkeme heyeti, Halil Karagöz'ü "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 18 yıl 9 ay, Meryem Karagöz'ü ise "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Heyet ayrıca eyleminde herhangi bir pişmanlık duymaması ve yargılamanın son aşamasına kadar "örgüt kararlılığı" sergilemesi gibi hususları dikkate alarak Halil Karagöz'ün cezasında herhangi bir indirime gitmemişti.