"Ermeni soykırım iddialarını çürütecek durumdayız"

"Ermeni soykırım iddialarını çürütecek durumdayız"

SAÜ Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Selvi:- "Ermeni sorunu konusunda inanın elimizdeki bütün bilgi ve doneler, Ermeni iddialarını çürütecek orandadır ancak sıkıntımız nedir? Bunu uluslararası alana taşıyıp onları çeşitli toplantı

SAKARYA (AA) - ONUR ORHAN - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haluk Selvi, Ermeni sorunu konusunda ellerindeki bütün bilgi ve donelerin Ermeni iddialarını çürütecek oranda olduğunu söyledi.

Selvi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl olduğu gibi bu yılın nisan ayında Avrupa Parlamentosu'nda, ondan önce de Katolik dünyasının lideri Papa Francis'in Vatikan'da yaptığı toplantıda siyasi birtakım kararlar alındığını belirtti.

Bunların 24 Nisan öncesi beklenen şeyler olduğunu, Ermeniler'in sözde soykırım iddialarından asla vazgeçmeyeceğini dile getiren Selvi, Francis'in daha önce görev yaptığı yerlerde ve toplantıda Ermenilerle ilgili olayların "soykırım" olduğunu ifade ettiğini, bu siyasi kararıyla Katolik dünyasının Müslümanlara bakış açısını dile getirdiğini belirtti.

Selvi, Türkiye'nin gerek Papa Francis gerekse Avrupa Parlamentosu'nun kararına tepki gösterdiğini dile getirerek, kesinleşmemiş, üzerinde hala tartışılan tarihi olaylarda dini, siyasi ve resmi kurumların açıklama yapmalarının arkasında yatan sebebin mutlaka araştırılması gerektiğini kaydetti.

Bugünkü bu iddiaların temelini anlayabilmek, arkasında yatan sebepleri görmek için 1915'te neler yaşandığını anlamak ve tarihi belgeleriyle ortaya koymak gerektiğini vurgulayan Selvi, Osmanlı toprakları içerisindeki Ermeniler'in bağımsızlığa giden süreçte 1. Dünya Savaşı'nın çıktığını, Osmanlı Devleti'nin de uluslararası hukukun kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak vatandaşlarının bir bölümünü başka şehirlere yerleştirdiğini anlattı.

Talat Paşa'nın savaş sırasında valilere gönderdiği emirlerin arşivden çıkarılarak yayınlandığını aktaran Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Paşa'nın, 'Ermeniler'i sevk etmemizdeki amacımız, kesinlikle onları cezalandırmak değildir, savaşı güvenli şekilde yürütebilmektir. Onları güven içerisinde taşıyın ve köylere yerleştirin.' talimatı var. Soykırım, 'bir topluluğu kasten yok etmek' demektir. Ermeniler'in imha kastıyla sevk edilmeleriyle ilgili bir Osmanlı yöneticisinin emri bugüne kadar onlar tarafından bulunabilmiş değil. Zira 100. yıl hazırlıklarını yapan Sarkisyan, toplamış olduğu hukukçulara, 'Sizden soykırımın resmi delillerini istiyorum.' diyordu. Henüz Ermeniler 1915 olaylarıyla ilgili resmi bir delil ortaya koyabilmiş değiller. Açıkçası, askeri olsun, mülki olsun hiçbir Osmanlı yetkilisinin böyle bir emri yok. Arşiv belgelerimizin hepsi, bunu ortaya koyuyor."

Selvi, Ermeniler'in ellerinde sadece sürgüne gönderildiği iddia edilen kişilerin anıları olduğuna dikkati çekerek, sözlü tarih ve anıların resmi belge ve yazışmaların dışında daha düşük seviyedeki ikinci derece kaynaklar olduğunu ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti için Ermeni meselesinin Lozan Anlaşması'nda bittiğini anlatan Selvi, "Diyoruz ki, 'Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan azınlıklar, Avrupa'daki herhangi bir medeni memlekette yaşayan diğer azınlıklar gibi aynı hakka sahiptirler, vatandaşlar ayırt edilemez bütündür.' ifadesi var ve diyoruz ki, 'İki yıl içerisinde yurt dışına çıkmış, tehcir edilmiş kim varsa ülkeye dönebilir.' diyor ve kapıları açıyoruz. Bu nasıl soykırımdır ki 24 Nisan 1915'te ve 27 Mayıs'taki kararda İstanbul'daki Ermeniler'i bu sevkin dışında tutuyoruz? Biz, Ermenistan ile masaya oturmaya hazırız." dedi.

Türkiye'nin arşivlerinin 20 yıldır açık olduğunu vurgulayan Selvi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bütün belgeler ortada. Ermeniler, İngilizler ve Fransızlar çalışıyor ama onlardan hiç haber veren yok. Ermenilere gidin bakalım, bir Türk tarihçi Erivan'daki bir arşivde çalışabilecek mi? Kime, hangi arşivleri aç diyorsunuz? Mükemmel bir bilgi donanımına sahibiz. Ermeni sorunu konusunda inanın elimizdeki bütün bilgi ve doneler, Ermeni iddialarını çürütecek orandadır ancak sıkıntımız nedir? Bunu uluslararası alana taşıyıp onları çeşitli toplantı, dergi, gazete ve televizyon programlarıyla tatmin edecek durumda değiliz. Avrupa ve ABD insanları Hristiyan bir alem ama yeri geldiği zaman onları bilimsel kitaplarla Ermeni Sorunu konusunda bilgilendirmek gerekiyor. Yayımlanan çok kitap var. Türkiye'de Ermeni sorunuyla ilgili iyi bir aşamaya geldiğimizi söyleyebiliriz ama bunların uluslararası alanda tanıtılması yetersiz. İçeride tanıtılması, insanlarımızın bilgilendirilmesi hala yetersiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bu propagandanın baskısı altında. Türkiye'de çeşitli siyasi partiler ve gazeteler de buna maalesef çanak tutuyorlar."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :