Diyanet'in yaz etkinliği kapanış programı

Diyanet'in yaz etkinliği kapanış programı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Bölücü örgütün çocuklarımıza ve gençlerimize vadedebileceği hiçbir gelecek yoktur. Yasin'imizi nasıl şehit ettiler biliyorsunuz. Yasin'imiz 15 yaşındaydı, Diyarbakır'da kurban eti dağıtıyordu, ne yaptılar? Kaçıncı kattan attıl

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölücü örgütün çocuklara ve gençlere vadedebileceği hiçbir gelecek olmadığını belirterek, "Yasin'imizi nasıl şehit ettiler biliyorsunuz. Yasin'imiz 15 yaşındaydı, Diyarbakır'da kurban eti dağıtıyordu, ne yaptılar? Kaçıncı kattan attılar biliyorsunuz. Şehit ettiler, ondan sonra da araçla üzerinden geçtiler. Bunlar alçak, bunlarda insana saygı yok, bunlar haysiyetsiz. Bunların insana saygıyı bir kenara koyun, bunlarda merhamet, bu tür duygu yok. Tam tersine terör örgütü hayallerimizi çalarak, hayatlarımızı karartarak en büyük kötülüğü yavrularımıza yaptı. Örgütün eylemlerinde öncelikle okulları, yurtları, öğretmenleri hedef almasının sebebi budur." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nca İstanbul Müftülüğü'nün ev sahipliğinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden 220 öğrencinin iştirakiyle gerçekleştirilen yaz etkinliğinin Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen kapanış programında yaptığı konuşmada, salonda bulunan gençlerin Mardin, Şırnak ve Hakkari'den geldiğini söyledi.

Erdoğan, terörün son 35 yılda vatandaşların tamamının, özellikle bu şehirlerde bulunan insanların hayatında çok derin yaralar açtığını kaydetti. Siyasette 40 yıllık bir geçmişi olduğunu ve Gençlik Kolları'nda çalıştığı dönemlerde bu bölgede çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Erdoğan, bu ziyaretlerinde bugün şehit olduğuna inandığı kişilerin kerpiç evlerinde misafir olduğunu dile getirdi.

O yıllarda ekonomik durumunun otelde kalmaya imkan vermediğinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"O zaman bizim öyle otelde kalacak ne imkanımız, paramız böyle bir şey yoktu. Dolayısıyla giderdik, onlar orada hemen yer yatağını sererler, biz de o yer yatağında onların misafiri olur, onlarla beraber hazırladıkları o bütün kendi neyi var, neyi yok açarlar, ekmeğini, peynirini, çayını vesairesini koyar, kahvaltımızı yapar ondan sonra tekrar bölgedeki çalışmalara giderdik. Fakat gel gör ki devran değişti. Şimdi onların sokaklarının önünde ne yazık ki hendekler açıldı. O hendeklere ne yazık ki benim o bölgedeki kardeşlerimi gömmek istediler. Ne dediler? 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz.' Yalan söylediler. Halbuki onların benim Kürt kardeşlerimle alakaları yoktur. Onların temsilcisi falan da değildirler. Yalan söylüyorlardı. İşte 7 Haziran seçimlerinde biraz başarı gördüler ve hemen ardından sokaklara çağırdılar ve 53 kişinin ölümüne neden oldular. Ölenler kimdi? Hepsi de benim Kürt kardeşlerimdi. Peki öldüren? Onlar da Kürt'tü. Hani siz Kürtlerin temsilcisiydiniz, nasıl iş bu?"

- "Kim Allah'a daha yakınsa en üstün olan odur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti hükümetinde ve partide üst düzey yöneticiler arasında Kürtler bulunduğuna da işaret etti. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın Kürt olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yozgat milletvekili diye Türk sanmayın Kürt'tür Kürt. Başbakan Yardımcımız, Gaziantep Milletvekili köken itibarıyla Batmanlı Mehmet Şimşek Kürt'tür. Bizim böyle bir derdimiz yok. Ayşe Türkmenoğlu, o da Kürt'tür. Soyadının Türkmenoğlu olduğuna bakmayın. Aynı şekilde şu anda Mehdi Bey, benim genel başkan yardımcım. Daha önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptı, şimdi İstanbul milletvekili, Kürt'tür. Bizim böyle bir derdimiz yok. Rabbim bizi kabileler halinde yarattı ama birbirimizle iyi tanışalım, anlaşalım diye yarattı. Üstünlük neyle? Ne Türklükle ne Kürtlükle ne Lazlıkla ne Çerkezlikle ne Romanlıkla ne şununla ne bununla... Üstünlük ittika ile... Kim Allah'a daha yakınsa en üstün olan odur. Mesele o, diğeri boş."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rizeli olduğunu hatırlatarak, bir gün babasına "Laz mıyız, Türk müyüz?" diye sorduğunu, babasının da kendisine büyük dedesiyle yaşadığı bir anıyı anlattığını aktardı. Erdoğan, babasının sorduğu aynı soruya büyük dedesinin, Allah'ın öldükten sonra kavimlerini sormayacağını belirterek, "Elhamdülillah Müslümanım de geç." diye yanıt verdiğini dile getirdi.

- "Türk'ü de Kürt'ü de Yaradan'dan ötürü seveceğiz"

Türk'ü de Kürt'ü de Çerkez'i de Arnavut'u da yaratandan ötürü seveceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun için bölücü örgütün çocuklarımıza ve gençlerimize vadedebileceği hiçbir gelecek yoktur. Yasin'imizi nasıl şehit ettiler biliyorsunuz. Yasin'imiz 15 yaşındaydı, Diyarbakır'da kurban eti dağıtıyordu, ne yaptılar? Kaçıncı kattan attılar biliyorsunuz. Şehit ettiler, ondan sonra da araçla üzerinden geçtiler. Bunlar alçak, bunlarda insana saygı yok, bunlar haysiyetsiz. Bunların insana saygıyı bir kenara koyun, bunlarda merhamet, bu tür duygu yok. Tam tersine terör örgütü hayallerimizi çalarak, hayatlarımızı karartarak en büyük kötülüğü yavrularımıza yaptı. Örgütün eylemlerinde öncelikle okulları, yurtları, öğretmenleri hedef almasının sebebi budur."

Erdoğan, kısa süre önce terör örgütü tarafından öldürülen öğretmenler Şenay Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz'ı rahmetle yadederek, Allah'tan rahmet diledi.

- "Amaç bölgedeki çocuklarımızı okuldan ve camiden kopartmak"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, din görevlilerine yönelik saldırıların da hiç kesilmediğinin altını çizdi. Hakkari'de bunların yaşandığına değinen Erdoğan, "Örgütün amacının, bölgedeki çocuklarımızı hem okuldan hem camiden kopartarak kendi sapkın ideolojilerinin kulu, kölesi, robotu yapmak olduğu açıktır. Niye? Çünkü biliyorlar ki camiden, mescitten, o minberlerden, o mihraptan, o vaaz kürsüsünden terör ve terörist çıkmaz." dedi.

Zihinleri, gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesinin birilerinin hep korkulu rüyası olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizde zihinleri bilgiyle gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesi, birilerinin hep korkulu rüyası olmuştur. Bir dönem zirveye çıkan imam hatip okulu alerjisinin gerisindeki sebep de budur. Ona da tahammül edemediler. Niye? Çünkü imam hatipte farklı bir nesil gelir endişesini taşıdılar. Sırf bunun için eğitim sistemimiz defalarca altüst edilmiştir. Bunu söylerken diğer düz, Anadolu, fen, bunları asla bir kenara koymak, böyle bir düşüncemiz yok, oraların mezunlarına da bizim şiddetle ihtiyacımız var. Onların üzerinde de özel çalışmalarımız var. Kaliteyi oralarda da arayacağız. FETÖ, işte bu zaafı kullanarak ülkemizde kök salmış ve milletimizin başına bela olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığımızın aslında bu konuda ciddi eksiklikleri olduğunu da söylemek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çok ama çok geç kalmıştır. Defalarca bu ikazları meydanlarda yaptık, özel görüşmelerimizde yaptık, özellikle Güneydoğu, Doğu, buralardaki çalışmalarda geç kaldık. Biz melle müessesesini niye kurduk? Bunun için kurduk."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı