Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Dershaneler ve çiğnenen kardeşlik hukuku...

Dershaneler ve çiğnenen kardeşlik hukuku test mantığı ile ilim adamı yetişmez!

Geçenlerde bir ilimizde yazma eserler kütüphanesini ziyaret ettik. Tarihi bir yapı içerisinde olan kütüphanenin mütalaa odaları yeşillikler içerisinde bir avluya bakıyor. Son derece huzurlu bir ortam. İçeri girdiğimizde belki yirmi, belki otuz kızlı erkekli gencimizin avluya nazır masalarda çalıştıklarını görüp mutlu oldum. Yanlarından geçtiğimde hemen hepsinin test çözümü ile meşgul olduğunu görünce sevincim kursağımda kaldı. Yazma-matbû’ pek çok eserin bulunduğu kütüphanede test çözen gençler.

Elbette bu gençlerin başka namüsait bir yerde değil, böyle bir kütüphanede test çözmeleri anlamlı görülebilir. Ancak karşımızda okumayan, sorgulamayan, meselelerin künhüne vakıf olmayan, derinlikli düşünüp irdelemeyen; yüzeysel bir okuma ile kısa yoldan ve en kolay bir şekilde sonuca gitmeyi hedefleyen bir gençlik var.

Dershane tartışmasına bir de bu gözle bakmalıyız. Onları yalnızca gençlerimize sınav kazandıran, hatta derece yapanlarına araba sahibi yapan, çalışanlarına istihdam imkanı sağlayan, patronlarına para kazandıran yerler olarak görmek elbette yanlış. Cumartesi Pazar demeden, gençlere tatili, çocukluğunu yaşatmayan bu kurumların eğitim öğretim açısından getirisini ve götürüsünü salim bir kafa ile değerlendirmek gerekir. Şunu herkes kabul eder ki dershaneler, gençleri sınava hazırlayan kurumlardır. Yoksa bu kurumlardan ne İslam âlimi yetişmekte ve ne de bilim adamı yetişmektedir. Çocuklarımızın maddî ve manevî kirlerden arınmış temiz ve nezih ortamlarda sınavlara hazırlanmasına kimsenin bir diyeceği olamaz. Ancak bu kurumlar, araç kurumlardır, asla hedef haline getirilmemelidir. Araç kurumlar sebebiyle, aracı merkeze alarak kardeşlik hukukunu zedeleyecek hatta bu hukuka darbe vuracak yaklaşım ve yorumlardan uzak durulmalıdır.

Hani ancak müminler kardeşti. Onların kardeşliği, onlara özgündü ve yalnızca Allah içindi. Hani müminler, birbirlerine karşı son derece merhametli idi. Hani müminler kavgacılıklarını, kafirlere saklayacaklardı. Hani Hz. Ebubekir, kızı Hz. Aişe’ye iftira        furyasına karışanları sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için affetmişti. Hani Hz. Ali, Sıffin’de kendisiyle savaşan Müslümanlar hakkında Onlar bizim, bize kılıç çeken kardeşlerimizdir demişti. Hani birbirlerini affedenler bizim örneklerimizdi. Hani biz tüm yaptıklarımızdan Yüce Allah’a hesap verecektik!?

Unutmayalım ki kardeşlerimiz bizden kardeşlik bekliyor. Müslümanlara özgü olan ve sırf Allah için olan kardeşliği. Herhangi bir menfaate dayanmayan kardeşliği bekliyor. Allah’ın kulları, kardeş olunuz kardeş!

Son olarak Yüce Rabbimizin şu kelamına kulak verelim:

"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!" (59 Haşr 10)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.