Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Zengin:

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Zengin:

"Anayasa değişikliğinin özünü oluşturan şey Türkiye'de yasama ve yürütmeyi bulunduğu filli durumdan çıkararak, birbiriyle devamlılık içeren bu seyirden sonra yasamayı ve yürütmeyi birbirinden tam olarak ayırmaktır"- "Kurtuluş Savaşı veriyorsunuz, bir meml

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Özlem Zengin, "Anayasa değişikliğinin özünü oluşturan şey Türkiye'de yasama ve yürütmeyi bulunduğu filli durumdan çıkararak, birbiriyle devamlılık içeren bu seyirden sonra yasamayı ve yürütmeyi birbirinden tam olarak ayırmaktır." dedi.

Zengin, Kadın ve Demokrasi Derneğince Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Etlik Yerleşkesi Milli İrade Konferans Salonu'nda düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Sistemi-Demokrasi, İstikrar, Kalkınma ve Denetim İçin Yeni Anayasa" konulu seminerde, Türkiye'de demokrasinin, on yıllık periyotlarda darbelerle imtihan edildiğini söyledi.

Ülkede artık herkesin 15 Temmuz itibarıyla darbe yapılamayacağını anladığını belirten Zengin, Türkiye'nin demokrasi tarihinin anayasaların oluşumuyla paralellikler gösterdiğini, anayasalara bakılarak demokrasinin nasıl yol aldığının görülebileceğini dile getirdi.

Zengin, 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayalarından örnekler vererek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de demokratik usullerle yapılan en iyi anayasaların 1921 ve 1924 anayasası olduğunu görüyoruz. Bu anayasalar bugüne çok ilham vermiş durumda. Çünkü bu anayasaların o günden bugüne değişmeyen maddeleri var. Nedir, 'Türkiye Devleti bir Cumhuriyet'tir' ilkesi hiç değişmemiştir. Buradan yola çıkarak baktığımızda 1921'de cumhuriyet ilan edilmeden, daha savaş şartlarında anayasa yapılmış. Kurtuluş Savaşı veriyorsunuz, bir memleket var etmeye çalışıyorsunuz, dağılmış bir imparatorluktan bir devlet kurmaya çalışıyorsunuz. O şartlar altında bile bir anayasanız olsun istiyorsunuz. O şartlarda yapılmış bir anayasası olan bir ülke bugün niye bir anayasa yapamasın."

Zengin, demokrasinin kırılma noktasının 1961 anayasasıyla olduğunu, 1961 ve 1982 anayasalarının kurgulanmasında ciddi problemlerin bulunduğunu anlattı.

Türkiye'de uzun zamandır anayasa yapılamadığına dikkati çeken Zengin, "Yeni anayasa değişikliğinin en temel özünü oluşturan şey, Türkiye'de yasama ve yürütmeyi bulunduğu filli durumdan çıkararak, birbiriyle devamlılık içeren bu seyirden sonra yasamayı ve yürütmeyi birbirinden tam olarak ayırmaktır. Halkın önüne gidildiğinde yasama için ayrı bir sandık, yürütme için ayrı bir sandık koymak. Herbirisi içinde ayrı ayrı meşruiyet almak. Aslında bu anayasanın özünü yürütme modeli değişikliği oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "600 vekil bile nüfusumuza göre çok az"

Anayasa değişikliğiyle milletvekili sayısının 550'den 600'a çıkacağını kaydeden Zengin, "Avrupa Birliği ülkelerinde 50 bin seçmene bir milletvekili düştüğünü görüyoruz. Türkiye'ye baktığımızda bu sayı yaklaşık 146 bin. Arada çok ciddi bir fark var. Hatta 600 vekilde şu andaki nüfusumuza göre çok az. Belki bizim 950, bin kadar bir milletvekiline ihtiyacımız var. Ama 600 vekilin de başlangıç olarak faydalı olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Derneğin Ankara Temsilcisi Zehra Zümrüt Selçuk ise kadınların topumsal, ekonomik ve siyasi hayata etkin ve demokratik katılımının, sosyal adaletin bir gereği olduğunu ifade etti.

Programa, eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, dernek üyeleri, öğrenciler ve akademisyenler katıldı.






AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :