CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1)

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1)

"ByLock kullananların sayısı 215 bin 92 kişi. Sayın Başbakana göre bunların içinde bir tek siyasetçi bile yok. Aklınız eriyor mu? Bizim aklımızla alay mı ediyorlar? 215 bin kişi varsa, açıklayın kardeşim. 'Bunlar darbeci, terörist' demiyor musunuz? Açıkla

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "ByLock kullananların sayısı 215 bin 92 kişi. Sayın Başbakana göre bunların içinde bir tek siyasetçi bile yok. Aklınız eriyor mu? Bizim aklımızla alay mı ediyorlar? 215 bin kişi varsa, açıklayın kardeşim. 'Bunlar darbeci, terörist' demiyor musunuz? Açıklayın. Dönüp bize diyorlar ki 'Siz, FETÖ'yü destekliyorsunuz.' Açıkla kardeşim, kimin destekleyip desteklemediği çıksın ortaya." dedi.

Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"15 Temmuz'la ilgili 'kontrollü darbe girişimi' ifadesini kullandınız. Bununla ne demek istediniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da 248 kişinin şehit, çok sayıda kişinin ise gazi olduğunu, darbeye karşı parlamentoda grubu olan 4 siyasi partinin mücadele ettiğini, insanların sokağa çıktığını hatırlattı.

"Üzerimize düşen bu darbeyi bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmaktır, darbeyi örtbas etmek değildir." diyen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak üzere kurulan komisyonun görevini yapmadığını savundu. Kılıçdaroğlu, "Ben 248 şehidin ve çok sayıda gazinin kanının hesabının sorulmasını istiyorum. Eğer bir siyasal iktidar, darbe komisyonunu çalıştırmazsa, bizim arzu ettiğimiz kişileri darbe komisyonuna davet ettirmezse biz ne yapacağız? Hükümetin samimiyetini sorgulayacağız değil mi?" diye konuştu.

Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın ifadesinde, "TSK'da, kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz, 'personel kışlayı terk etmesin' emri verilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural, 15 Temmuz 2016'da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Niçin, ben bunu sormayacak mıyım? Kime soracağım ben bunu? Darbe komisyonuna davet ediyoruz. En kilit iki ismi var, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı. 'Soracağız, bu temel kural neden yerine getirilmedi?' Engelleniyor ve bunlar darbe komisyonuna gelmiyorlar. 'Kim engelliyor?' Hükümet. Şimdi bu hükümet bana hesap soruyor. Sen bu insanları neden TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na getirmiyorsun, neden engelliyorsun? Ben bunu sormayacak mıyım? Ben bunu sormazsam, 248 şehidin kanı yerde kalacak. Ben bunu sormazsam, bu darbenin üstü örtülecek. Bana diyorlar ki 'Neden buna kontrollü darbe girişimi diyorsun?' Ne diyeyim Allah aşkına? Bir hükümet darbe girişiminin ortaya çıkmasını engellerse ne diyeceğim ben ona? Ne dememi istiyorlar? Söylesinler, ben de onu söyleyeyim."

- "Üst akıl iddianamede yok"

Zekai Aksakallı'nın, şehit Ömer Halisdemir'e darbeci Semih Terzi'yi öldürme emri verdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz hangi noktadayız? Bütün vatandaşlarıma söylüyorum, elinizi vicdanınıza koyun, konuşun ve düşünün değerli vatandaşlarım, ben bu konuyu araştırmayıp da ne yapacağım?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, FETÖ iddianamesini yazan savcının görevden alındığını hatırlatarak, "Savcı neden görevden alınır? Bu iddianame neden Adalet Bakanlığı'na gider? Neden bu iddianamenin içi boşaltılır? Ben 248 şehidin hakkını arayan savcı görevden alındığı zaman ne diyeceğim ben? Kim alır bu savcıyı görevden? Ben almıyorum. Bu savcı ne yaptı?" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçi boşaltıldı iddianamenin, bir hurafeler iddianamesine dönüştürüldü. Darbe komisyonu kurulduktan ve bir süre çalıştıktan sonra biz anladık ki bu hükümet bu darbe işini kapatmak istiyor. Bir yerlere sıçramasını engellemek istiyor. Bütün bu anlatımlar da bu düşüncemizi destekliyor. Bu iddianamede savcıyı görevden alıyorsunuz, iddianamenin içini boşaltıyorsunuz, suçlu kim? Üst akıl. Kim bu üst akıl? İddianamede yok. Sizin aklınız yok mu arkadaş? Üst akıl kim? Falan devletse devletin adını yaz, falan kişiyse kişinin adını yaz. Hurafelerden iddianame mi olur? Hurafelerden yola çıkılarak bir darbe girişimi mi soruşturulur? Ben bu 248 şehidin hakkını nasıl arayacağım? Ben bu darbe girişimine ne söyleyeceğim? Hükümet neresinde bunun?"

Bunları dile getirdiği için kendisinden hesap sorulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bunları 248 şehit ve bir daha Türkiye'de darbe olmasın diye dile getirdiğini ifade etti.

- "Günahsız askerlerin hesabını sormayacak mıyım?"

"Darbe girişimi başarılı olsaydı ne olacaktı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Başarısızlığa mahkum edilen bir darbe girişimi. Öyle değil mi? Kriz anında 'asker sokağa çıkmasın' diye talimat vermeniz gerekirken talimat vermeyip, o askerleri sokağa salıyorsanız ne olur?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, hiçbir günahı olmayan, komutanlarının emrini dinleyen askerlerin linç edilmesine ilişkin bir davanın açılmadığını ileri sürerek, "Niçin dava açılmıyor? Ben o günahsız askerlerin hesabını sormayacak mıyım?" diye sordu.

Kemal Kılıçdaroğlu, 6 Haziran 2016'da yazılan "2016/24769" numaralı FETÖ iddianamesinde, "FETÖ/PDY'nin kuvvet komutanlıkları, jandarma ve emniyet teşkilatları içindeki mensuplarından oluşan ve on binleri bulan devletten ayrı hiyerarşiye bağlı silahlı bir yapılanmasının olduğu, FETÖ'nün anayasal düzeni değiştirecek veya ortadan kaldıracak silahlı güce ulaştığı ve askeri darbe yapabilecek tek organize güç olduğu, FETÖ/PDY'nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu" tespitlerinin yapıldığını aktararak, hükümetin bunu bildiğini savundu.

Bu iddianameye dayanılarak, Anayasa Mahkemesi'nin iki üyesinin şu anda hapiste olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin engellenmediğini iddia etti.

- "Darbe Komisyonu raporu vermiyor"

"Bir hükümet böyle bir risk alır mı? Ya o darbe girişimi gerçekleşse sonucu ne olacaktı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Neden hükümet bu darbe girişimini örtmek istiyor? Neden açığa çıkmasını istemiyor? Asıl sorulması gereken soru o değil mi? Neden, hangi gerekçeyle kapatmak istiyor?" şeklinde yanıt verdi.

Darbe Komisyonu raporunun kendilerine ve diğer milletvekillerine verilmediğini, bunun 16 Nisan'dan sonraya bırakıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Darbe raporunun 16 Nisan'la ne ilgisi var? Gerçekler açığa çıkmasın diye. Bizim bir dosyamız yok, birden fazla dosyamız var. Dosyalarımızdan birisi de bu darbe komisyonuna vereceğimiz dosya. Bütün bu ayrıntılar ve daha fazlası o dosyada olacak." dedi.

"Dosyadaki kaynakların" sorulduğu Kılıçdaroğlu, "Mahkemelerle ilgili ayrı dosyamız var. Bu, Darbe Komisyonuna vereceğimiz dosya. Darbe Komisyonuna verirken oradaki bütün görüşmeler, ayrıntılar, pek çok yerden alınan bilgiler, ifadeler bütün bunların hepsi var. Darbe Komisyonu başkanı bize raporu vermiyor, raporu vermediği için biz de dosyamıza son şeklini veremiyoruz. Raporu versin bir görelim bakalım, bu raporda ne var." karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, raporu, AK Parti'nin, CHP, MHP ve HDP'nin grup danışmanlarının birlikte yazacağını, ancak bundan vazgeçildiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Darbeye karşıyız biz, onlar da karşı. Niye dahil etmiyorlar? Bana söyler misiniz, bu nasıl bir hükümet? Darbeye karşı olduğunu söylüyor ama darbeyi kapatmak istiyor, neden?" ifadelerini kullandı.

- "Öksüz'ün elindeki cihazı hangi kurum ithal etti"

"Adil Öksüz'ün ismini kim telaffuz etti? Bir televizyon programında ben söyledim. 'Adil Öksüz'ün çok önemli bir isim olduğunu, dikkat edilmesi gerektiğini' söyledim." diyen Kılıçdaroğlu, bunun üzerine kendisine saldırıldığını, şimdi iktidarın da bu ismi telaffuz etmeye başladığını savundu.

"Kimdir Adil Öksüz?" diye soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"İki cep telefonu kullanır, GPS cihazı vardır. Herkesin telefonları alınır, Adil Öksüz'ün telefonları alınmaz. GPS cihazı ve telefonlarıyla beraber Adil Öksüz serbest bırakılır. Neden? Ben hükümetin bunların cevabını vermesini istiyorum. Bunun muhatabı hükümet. Bütün bu soruları soruyorum, hükümet cevap versin. Hükümet cevap vereceği yerde, beni suçluyor. Benim iddialarım, sorularım yerinde ve doğru değilse, çıkın diyin ki 'Kardeşim şu sorun yanlış, şu sorunun cevabı budur, sen bunu söylüyorsun ama bu gerçek değildir.' desinler bana, diyemiyorlar. Tek yaptıkları var, 'Efendim bu kadar şehidimiz var, bu darbe oldu.' Ben de biliyorum. Sen şehitlerin kanının hesabını sormuyorsun, ben soruyorum. 'Darbe bir daha bu ülkede olmasın.' diyorum, sen darbeyi kapatıyorsun. 'Kapatmıyorum' diyorlarsa, onlara da soruyorum, neden Darbeleri Araştırma Komisyonuna darbenin en önemli isimlerini çağırmadınız? Neden gelmelerine engel oldunuz?"

"Referanduma 'memleket meselesi' diyorsunuz. Sahiden memleket meselesiyse bu, elinizde güçlü bir done değil mi açıklamak için?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Adil Öksüz'ü ben açıkladım, daha kimi açıklayayım? Adil Öksüz'ün elindeki GPS cihazını devletin hangi kurumu ithal etti? Basit mi? Basit. Bilinmesi gereken bir soru. Kim yapacak bunu? Çok basit. Başbakanlık talimat verecek, 'Şu GPS cihazlarını devletin hangi kurumu ithal etti?', bakacaklar." yanıtını verdi.

- "248 şehit verdik, yetmez mi?"

Kılıçdaroğlu, herkese kelepçe vurulurken Öksüz'e vurulmadığını ifade ederek, "Neden? Söyleyeyim, MİT Yasasında bir değişiklik yapıldı 2014'te. Başbakanın emri ve talimatı olmadan hiçbir MİT görevlisi tutuklanamaz, gözaltına alınamaz. Kendi iktidarları döneminde yaptılar bunu. Adil Öksüz neden tutuklanmadı, gözaltına alınmadı? 'Efendim haberimiz yoktu.' diyecekler." dedi.

"Öksüz'ün MİT elemanı olduğunu mu iddia ediyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu soruları ben sormak zorundayım. Keşke Sayın Binali Yıldırım olsaydı da ben, Binali Yıldırım'a sorsaydım, cevabını verseydi. Benimle televizyona çıkmaya çekiniyorlar, korkuyorlar ama çıkıp meydanlarda beni suçluyorlar. Meydanlarda aleyhime olmadık laflar ediyorlar. Ben sorduğum soruları biliyorum. Ben bu ülkeyi savunuyorum, bu ülkenin demokrasisini savunuyorum. 248 şehit verdik, yetmez mi arkadaş? 248 şehidin olduğu bir yerde darbenin üstü örtülürse, ben sessiz kalabilir miyim? Bu benim ahlakıma da inancıma da vicdanıma da uygun düşmez. Bedeli ne olursa olsun, ben sonuna kadar gitmek zorundayım. Ya bu darbenin bütün ayrıntıları ortaya çıkacak ya ben bu soruları her ortamda onlara soracağım. 'Adil Öksüz'ü tanımıyoruz.' diyemezler. 'Niye diyemezler?' Darbeden önce savcı iddianame hazırlıyor, Adil Öksüz'ün 'Deniz Kuvvetleri imamı' olduğu yazıyor, sonra bir başka iddianamede 'Hava Kuvvetleri imamı' olduğu yazılı. Adil Öksüz bilinmeyen bir isim değil. Ben ismini söylemesem, onun da üstünü tamamen kapatacaklar."

"Kim bu Adil Öksüz? Öldü mü, ölmedi mi, hayatta mı, kaldı mı? Kim bu adam? Gücü nereden alıyor?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Efendim, 'Biz bununla ilgili soruşturma açtık.' Siz, onu külahıma anlatın, bana değil. Ne demek soruşturma açtım? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, iki telefonuyla, GPS cihazıyla koyuverilen Adil Öksüz'ün nerede olduğunu bilmeyecek ama soruşturma açmış olacak. Bizi mi kandırıyorlar? Yok öyle bir şey." ifadelerini kullandı.

- "Çocuk mu kandırıyorlar"

"Elinizde bilmediğimiz bir şeyler mi var?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, söylediklerinin tamamının doğru olduğunu kaydetti.

Başbakan Yıldırım'ın "Darbenin siyasi ayağı yok." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına çocuk mu kandırıyor bunlar? Bu darbeciler gelip ülkeyi yönetmek istemiyorlar mıydı? Darbeciler gelseydi, cumhurbaşkanı, başbakan olmayacaktı, belki Meclis kapatılacaktı, belki bizler hapishanelerde olacaktık." dedi.

Kılıçdaroğlu, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini hatırlatarak, "Darbe girişimi olacak, kalın kalın dosyalar, kitaplar, broşürler olacak, darbenin siyasi ayağı olmayacak. Ne için? Buna ben inanmıyorum. Darbenin memur, sendikacı, ihracatçı, işveren, çikolatacı, baklavacı ayağı var, siyasi ayağı yok. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz Allah aşkına?" diye konuştu.

"İktidar partisinde ByLock kullananların olduğu" iddiasının sorulduğu Kılıçdaroğlu, "Ellerindeki en önemli delil ByLock listeleri değil mi? Niye açıklamıyorlar ByLock listelerini?" yanıtını verdi.

"Siz, 'ByLock kullanıcısı 120-180 AK Partili var' diyorsunuz. Gördünüz mü bu listeyi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Belki daha fazla. Ben ısrarla şunu söylüyorum, eğer ByLock kullananlar FETÖ darbe örgütünün birer üyesiyseler, FETÖ darbe örgütünün üyelerini bu hükümet neden açıklamıyor? Polis bir yere baskın yapıyor, teröristleri yakalıyor, evde bulduğu gazeteyi, silahları, kitapları ve teröristlerin isimlerini yayımlıyor, televizyonlar gösteriyor. Ellerinde ByLock listesi var, niye açıklamıyorlar?" dedi.

- "Darbeyle nasıl mücadele ediyorlar"

Kendilerine, "CHP FETÖ'cüleri destekliyor." dendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Ben devlet değilim, devlet sizsiniz, benim istihbarat örgütüm yok, sizin istihbarat örgütünüz var. ByLock listeleri sizin elinizde. Niçin açıklamıyorsunuz? Teröristleri niye saklıyorsunuz? Teröristleri saklamak suç değil mi?" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Hiçbir milletvekili yoksa niye gizliyorlar? Pastacıdan mı korkuyorlar? ByLock kullanan memurları, hakimleri attılar. Bir darbe yapılıyor, her ayağı var, siyasi ayağı yok. Kim başbakan olacaktı, kim başbakanlık müsteşarı olacaktı, kim cumhurbaşkanı postuna oturacaktı, kim devlet başkanı olacaktı, kim bunların arkasındaki güç?" diye sordu.

Gazeteci Kadri Gürsel'in ByLock kullanıcısı 92 kişiyle telefonla konuştuğu için hapiste olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Kim bu 92 kişi? Niye, hangi gerekçeyle açıklanmıyor?" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"AKP Trabzon milletvekilinin ablası atıldı, Kilis, Hatay, Kırıkkale, Aydın, Sakarya milletvekilinin kardeşi, Kayseri milletvekilinin yakınları, belediye başkanının damadı. Bunlar da ByLock'çu. Kadri Gürsel hapiste, bunların tamamı dışarıda. Hangi adaletten söz ediyoruz ve darbeyle nasıl mücadele ediyorlar? Bana çıkıp birisi bunu açıklamak zorunda. ByLock kullananların sayısı 215 bin 92 kişi. Sayın Başbakana göre bunların içinde bir tek siyasetçi bile yok. Aklınız eriyor mu? Bizim aklımızla alay mı ediyorlar? Böyle bir şey olabilir mi? 215 bin kişi varsa, açıklayın kardeşim. 'Bunlar darbeci, terörist' demiyor musunuz? Açıklayın. Dönüp bize diyorlar ki 'Siz, FETÖ'yü destekliyorsunuz.' Açıkla kardeşim, kimin destekleyip desteklemediği çıksın ortaya. Niye açıklamıyorsun?"

- "MİT'in dünyadan haberi yok"

Kılıçdaroğlu, "Beni suçluyorlar. Niye suçluyorlar beni? Neden, bunları ben dile getiriyorum diye suçluyorlar. Ben hiç sesimi çıkarmasam, Sayın Devlet Bahçeli gibi olsam, hayatlarından çok memnun olacaklar, beni el üstünde tutacaklar. 'Yaşa, bravo Kemal Kılıçdaroğlu, ne kadar güzel şeyler, sen bu işlerle hiç uğraşmıyorsun.' İyi de bu şehitlerin hesabını kim soracak?" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, vicdanının, ahlakının, inancının, memleket sevgisinin ve demokrasiye saygısının olduğunu belirterek, "Bu darbe girişimini bu hükümet, başta da Sayın Cumhurbaşkanı kapatmak, örtmek istiyorlar. Derine inilmesini istemiyorlar, ucu kendilerine dokunacağı için." iddiasında bulundu.

Darbeleri Araştırma Komisyonuna gelen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "MİT, benim genelkurmay başkanlığım sırasında bir tane FETÖ'cünün adını bile bana bildirmedi" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Kim bu bilgiyi vermeyen? MİT. Ben sormayacak mıyım, sen neden bu bilgileri vermedin? Bir savcı tespit ediyor. Koskoca MİT'in dünyadan haberi bile yok, orduya bir kişinin ismini bile vermiyor. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım?" diye konuştu.

"ByLock'çu siyasetçilerle ilgili isim biliyor musunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben, açık ve net hükümete bir çağrı yapıyorum, ByLock listelerini açıklayın. Açıklamazsanız, ByLock'çuların ağırlıklı bir kısmı sizdedir." yanıtını verdi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler