Görüşü ve düşüncesi ne olursa olsun kendi insanımızın saçının tek bir telini, vatanın bir karışını egemen dış güçlerin vereceği zenginliğe, makama, paraya değişmem.

   Rabbim! Aklımızı başımızdan alma! Doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.

  Cemaat;  toplu halde bir araya gelip ibadet etmek, Allah’ı (cc) zikretmek, İslam’a ve Müslümanlara hizmet etmek için bir araya gelmiş topluluktur.

  FETÖ/PDY! 2012 yılından sonra sayın yöneticilerimizin ve halkımızın isnat ettiği yüzlerce suçun bir tanesini dahi kabul etmeyen, 15Temmuz 2016 gününe kadar o yapının içerisinde olanlar!

  Anadolu kırsalında şöyle denir; ‘’Hiç yaptığını beğendin mi? Bu yaptığın hiç oldu mu? Şimdi ne olacak?’’

  Hani bu ülke de; aynı topraklarda ekmeğimizi, aşımızı, suyumuzu bölüştük, aynı havayı nefes etmiştik, aynı membadan beslenmiştik. Aynı kıbleye döndük, aynı seccadeye baş koymuştuk. Kederde, tasada, neşede birdik! Hani kardeştik! Bu mübarek millete nasıl kıydınız? 

   Uyguladığınız marifetler bizim insanımızın değil, sadece egemen güçlerin marifetleri. Onlar Müslümanlara 100 yıl kumpas kurdu, zulüm yaptı;’’Hayır biz yapmadık!’’ derlerdi. Bu ‘yalan’ marifetiniz onlarınkine çok benziyor. 14 Temmuz’a kadar her şeye yalan diyordunuz, şimdi ne diyeceksiniz?

  İnancına, dini ve milli değerlerine kökten bağlı, kadirşinas, saf, temiz Anadolu insanı ne istediniz de vermedi ki. Allah rızası için fitre, sadaka, zekat, burs verdi, himmet etti. Yaşlı Fatma, Ayşe teyze ineğini, danasını sattı verdi. Yaşlı Ahmet, Mehmet amca vaat ettiğiniz cennet karşılığında son nefesini vereceği evinin tapusunu verdi. Kızlarımız, gelinlerimiz altınlarını verdiler.  

  Değerlerine bağlı Anadolu insanının duygularıyla oynadınız. Bir fincan kahvenin kırk  yıl hatırı olur. Bizim insanımız birisinden zerre kadar bir iyilik görünce  bir ömür unutmayan vefakar, cefakar halktır. Bir iyiliği unutana nankör hain diyen halkımız bin iyiliği unutanları ömrü boyu unutmayacaktır.

  Bunlar; abdestli, namazlı, dine sahip çıkan temiz insan dedi. Bunlardan bir zarar gelmez! Varsın kurumlarımızda görev alsınlar, halkımıza ve devlete hizmet etsinler. Çocuklarımızı iyi yetiştirecekler, koruyacaklar. Evlerinde, yurtlarında, okullarında kalırken gözümüz arkamızda kalmayacak denilmişti.

   Bunlar Dünyanın yüzlerce ülkesinde açmış olduğu okullarda, Rabbimizin ismini, yüce şanını o toplumlara yayacaklar. Oralarda İslam’ın bayraktarlığını yapacaklar denildi. Dünya coğrafyasında Türkiye’nin yerini bilmeyen insanlara Türkçeyi tanıtacaklar denildi.

   İhracat ve ithalat işadamlarımıza eskortluk, rehberlik, elçilik yapıyor dedik. Elçiliğimizin ve konsolosluğumuzun olmadığı yerlerde devletimize hizmet ediyorlar dedik.

‘’Besle kargayı, oysun gözünü.’’. ‘’ Sende mi BRÜTÜS!’’,’’Yolda bulduklarını, yola çıktıklarına değişme’’,’’Yükselirken kırarak çıkarsan düşerken tutunacak dal bulamazsın!’’, ‘’Şahsınıza kötülük eden bir düşmanı affediniz lakin vatanınıza ve milletinize kötülük eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.’’.HZ.Ali.

   Bu toplum darbelerden çok çekti. 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat darbelerini yapan ve yaptırtanları hiç unutmamıştık. Bize o acıları, çaresizlikleri, çileleri yaşatanlara olan kin ve nefretimiz hiç dinmemişti.

  Son yirmi yıldır bu ülkenin iyi insanları bir daha darbeler olmasın diye çırpınıyordu.

  2002 yılına kadar akşam duamızı yapıp başımızı yastığa koyduğumuzda saatlerce uyuyamazdık. 2002 den sonra çok şeyler değişti, akşam duamızı yapıp başımızı yastığa koyduktan sonra uyur olmuştuk. 15Temmuz gecesi ve sonrası uyku, dünek kalmadı. Gecelerimiz gündüz, gündüzümüz gece oldu.

  Vatan sağ olsun, Halkımız, Liderimiz sağ olsun. Geçmişten alışıktık, şimdide alıştık, 2023’e kadar uyumasak ne olur? Vatansız mal da yalan, mülk de yalan. 15 Temmuz’da destan yazdık, zafer kazandık.

   Hepimiz son yaşananlardan ders almalıyız. Herkes kendini sorgulamalı, ‘Ben nerede ne hata yaptım, görevimi nerde eksik yaptım?’ demeliyiz. ‘Ben hata yapmam!’ egomuzdan kurtulalım artık.