Bir nar ağacı var, bir de darağacı...

Bir nar ağacı var, bir de darağacı, namerde nar düştü, yiğide dar ağacı

Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Tahliye oldu. Birçok insan buna tepki gösterdi,

Bende düşündüm, kolayı seçip bu tahliyeye tepki mi göstermeliydim, yoksa olayı seçip eskilere gidip özeleştiri mi yapmalıydım.

İlker Başbuğ tutuklandığı tarihte, Askeri vesayete karşı olan biri olarak, bu tutuklanmadan çokta mutlu olmuştum. Çok ilginç ama bugün tahliye oldu ben yine çok mutlu oldum.

Hatta o günkü düşüncelerimi eleştiren sevgili eşim “bak bir milletin tüm değerlerini bunlar ayak altına almak istiyorlar ve yanlış yapıyorlar” dese de, ben tutuklanmasını demokrasi adına olumlu görüyordum. O günler zafer tamtamları atmasam da, düşüncem böyleydi.

Peki bu tutuklama dan sadece ben mi mutlu olmuştum?

Tabiî ki hayır;

Bu tutuklama demokrasiden yana olan herkesi mutlu etmişti. Hatta, Başbakan dışındaki tüm AK partilileri, Sivil toplum kuruluşlarını, liberalleri, hatta solcu gibi solcuları. Çünkü herkes bu olayı demokrasinin bir başarısı olarak görmüştü.

Böyle zamanlarda hep duygusal hareket ettiğimizden ayrıntılar hep gözümüzden kaçar, ya da resmin büyüğüyle ilgilenmek isteriz.

Bu tutuklamada da böyle davrandık, adaletsizliğe uğrayan binlerce insan gibi genelkurmay başkanının tutuklanmasını da sıradan olarak gördük, sıra bunlara da geldi, Türkiye safralarını atıyor şeklinde yorumladık.

Bu tarihten sonra bugün bunları yazmak çok kolay tabi, ancak ben bu olaya takılmadan Genelkurmay başkanının tutuklanmasının altındaki bugün ortaya çıkan asıl sebepleri, belki de gerçekleri yazmadan geçmeyeceğim.

Öncelikle İlker Başbuğ”un tutuklanması Cumhuriyet tarihinde görülmeyen siyasi bir gelişmeydi. Bu olayı bu şekilde gördüğüm içinde, Başbakanımızın o günkü, “Başbuğ'un terör örgütü yöneticisi olma iddiasıyla tutuklanmasını yanlış buluyorum” açıklamasını çok garip karşılamıştım.

Çünkü ben bu olayı siyasi iktidarın ve demokrasinin zaferi olarak görüyordum. İktidarında bu olayı bu şekilde algılamasını arzu ediyordum. Yıllardır siyasilerin bu askerlerden çektiğini hep yazmıştım. Belki de benim gibi düşünenlerin o gün bayramıydı.

Bugün ise, Başbakanın o gün bizim gibi düşünmemesinin sebebi, bu tutuklamayı kendisine yönelik bir tehdit olarak görmesi olabilir mi diye düşünüyorum…

Sonra “O Şahısın” adamları Başbuğ”u tutuklayarak siyasi iradeye gözdağı mı vermişti de, bunu da başbakan hissetmişti, Yani Ordu vesayetinden sonra, başka bir vesayetin geldiğini mi görmüştü.

Evet, durum aynen öyleymiş, şimdi gerçek ortaya çıktı o gün Genelkurmay başkanını tutuklayan güç, bugünde başbakana kelepçe takmaya kalktı.

Çok ilginç, ilginç olduğu kadarda düşündürücü bir açıklamayı İmralı”da yatan adam yapmıştı, ancak o gün hiç ciddiye almamıştık.

Bakın 28. Şubat 2013 İmralı zabıtlarında neler vardı.

…Başbakanı etkileyen ekip 2011 de “PKK”yı bitireceğiz diye on bin KCK’lıyı içeriye aldı. Bu güç MİT”e de darbe planladı. Ben devreye girdim “bu darbedir” dedim. Ergenekon dan hiç farkı yok dedim. Başbakan MİT”e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü. Başbakan vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ”un tutuklanması da budur.

Bunları bir araya getirdikten sonra, yakın tarihteki tüm davalara bunların gölgesi düşmüştür.

Şimdide “O Şahsın” adamları Başbakanın Ergenekon ile uzlaştığını yazıp çizmekteler. Böylelikle kendilerine farklı bir yer bulma gayreti içerisindeler

Lütfen kimseyi kandırmayalım. Bu vatanı seven herkes “O Sahsın” marifetlerini görsün artık, Yazımı Üstat, Necip Fazıl Kısakürek”ten bir mısra ile bitirmek istiyorum:

 “Bir Nar Ağacı var, Bir de Dar Ağacı, Namerde Nar düştü, Yiğide Dar Ağacı.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum