Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Berat!

Her şeyimizle Yüce Allah’a dönme ve murada nail olma gecesi: Berat!


Yüce Rabbimizin biz kulları için tanıdığı çok önemli fırsatlar, bizlere açtığı özel krediler, sevap çarpanı bol olan mübarek ay, gün ve geceler… Reğaib Gecesi, Mirac Gecesi, Berat Gecesi, Kadir Gecesi, Ramazan ayı, Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Mevlid Gecesi, Cuma gün ve gecesi… Bütün bu mübarek gün ve geceler, ay hesabını esas alan Kamerî takvime göre belirlenir. Kamerî sene 354 tam gündür. Yani Miladî seneden on gün kısadır ve on gün erken gelir. Kamerî senede aylar, dört mevsimi gezer. Hepimiz biliriz Ramazan ayı, kısa kış günlerine de gelmiştir, uzun yaz günlerine de. Kışın beyaz karın üzerinde kurban kestiğimiz günleri de biliriz, yazın sıcağında kurban kestiğimiz günleri de. Kamerî senede, Miladî sene hesabına göre otuz beş senede bir sene kadar fazlalık olur.

Bütün bunlarda hikmetler vardır. Şöyle ki ortalama bir insan ömrü olan yetmiş senede bir kişi, Miladî seneye göre iki sene fazladan bu gün ve geceleri idrak etmiş olur. Bu mübarek gün ve geceler, bu süre içerisinde iki sefer senenin tüm mevsimlerini gezer dolaşır. Bu şu anlama geliyor: Müslüman, bütün ay, gün ve geceleri mübarek bilmeli ve onların bereketinden istifade etmeye gayret etmelidir.

İşte bu mübarek gecelerden biri de Şaban ayının on beşinci gecesi olan Berat gecesidir. Berat gecesi, mübarek üç aylardan biri olan Şaban’ın yarısıdır. Zaten bu aylar bütünüyle mübarek aylardır. Biz Reğaib gecesi ile Receb ayına merhaba dedik, Mirac gecesi ile ol mübarek ayı uğurlayıp Şaban ayı ile buluştuk.

Şa’ban ayı, Peygamber ayı diye bilinen ve Ramazan ayından sonra Peygamberimizin en fazla oruç tuttuğu mübarek bir ay. Müminler bu ayda kendilerini Kur’ân ayı olan Ramazan ayına hazır ederler. Kendilerini iman ve İslam testine tabi tutarlar.

Kur’ân’ın işte onlar gerçek müminlerdir tanımına ne kadar uyup uymadıklarına bakarlar. Bu konudaki eksikliklerini tamamlamaya, yanlışlarını düzeltmeye gayret ederler.

Aynı şekilde müminler bu ayda Kur’ân ile kendilerini test ederler. Kur’ân okuma, anlama ve yaşama konusundaki durumlarını gözden geçirirler. Allah’ın Kelamı, hayat düsturumuz Kur’ân’ı doğru dürüst okuyabiliyor muyuz? Onu periyodik olarak okuyor muyuz? Evlerimizde Kur’ân gürül gürül okunuyor mu? Yediden yetmişe aile boyu Kur’ân okuyor muyuz?

Kur’ân okuyanlar olarak Kur’ân’ı anlama konusunda ne durumdayız? Kur’ân okulunun kaçıncı sınıfındayız? Hala mübtedi durumunda mıyız? Yıllardır okuduğumuz Fatiha suresini ve kısa sureleri anlayarak okuyabiliyor muyuz?

Anladığımız Kur’ân’ı yaşıyor muyuz? Hayatımızda Kur’ân ayetlerinin kaçı canlı olarak okunabiliyor? Söylem ve eylemlerimiz içerisinde Kur’ân hükümlerine ters düşen davranışlarımızı ne zaman terk edeceğiz?

Kur’ân’ı, onun ruhunu başkalarına anlatma konusunda neler yapıyoruz? Kur’ân okumasını ve anlamını bilenler olarak yerimizde mi sayıyoruz?

İşte bu ve benzeri sorularla kendimizi test ederek Kur’ân ayına hazırlanmalıyız. Hem nereden bileceğiz, belki de Ramazan ayına hazırlık bizim için ahirete hazırlığa dönüşebilir. Belki de eriştiğimiz bu mübarek gün ve aylar bizim için son mübarek aylarımız!

Unutmayalım ki diğer aylardan farklı olarak yalnızca Ramazan ayını Kur’ân’da anılmaya değerli kılan Kur’ân’ın o ayda inmeye başlamasıdır. Ramazan ayındaki Kadir gecesini bin aydan daha değerli kılan da Kur’ân’dır. Aynı şekilde Berat gecesini mübarek geceler arasına koyan da Kur’ân’dır. Bir rivayete göre, Dühân suresinin başında zikredilen Kur’ân’ın ilahi arşiv demek olan Levhi Mahfuz’dan Dünya Seması Beytü’l-İzze’ye indiği mübarek gece bu gecedir.

Berat gecesi, iyi ve kötülerin bir yıllık sicillerinin görevli meleklere tevdi edildiği gecedir…

Hadis kaynakları Peygamberimizin, bu gece Bakı’ mezarlığına gidip Yüce Allah’a uzun uzun dua ettiğini haber verirler. Peygamberimiz, bu gece, Yüce Allah’ın günahkarları çokça bağışladığını Hz. Âişe annemize söyler.

Bu gece Yüce Allah’ın dünya semasına indiği gecedir. Efendimiz şöyle buyururlar:

Şaban’ın on beşinci gecesi olduğunda gece kâim olun (uyanık olup ibadet ve tatla geçirin), gündüz sâim (oruçlu) olun. Zira bu gece Yüce Rabbimiz dünya semasına iner ve şöyle ferman buyurur: Bağışlanma dileyen var mı, onu bağışlayayım. Rızık isteyen var mı, ona rızık vereyim. Bir hastalığa tutulup şifa dileyen var mı, ona afiyet ihsan edeyim. Şunu isteyen var mı, bunu isteyen var mı? Sabaha kadar bu böyle devam eder.

Berat gecesi, rahmet, mağfiret ve ihsan kapılanının açık olduğu bir gecedir. O gece Rabbimiz, kullarına şöyle seslenir: Bana geliniz ve dilediğinizi isteyiniz!

Yine Peygamberimiz, gerçek anlamda tevbe etmedikleri takdirde şu kimselerin bağışlanmayacaklarını bizlere haber verir:

Bu gece Allah müşriklerin, kincilerin, akraba ilişkilerini kesenlerin, kibirli olanların, ana babalarına karşı gelenlerin, içki düşkünlerinin yüzüne bakmaz.

Evet bunların hepsi, kısaca tümüyle günahlar Berata engeldir. Cehennemden uzaklaşıp cennete giriş vizemizi alabilmemiz için bunların cümlesinden kurtulmamız gerekmektedir.

Bütün bu sebeplerden dolayı bu faziletli gecede, dua, istiğfar ve ibadet pek faziletlidir. Bu yüzden Müslümanlar bu geceyi ibadet ve taatla ihya etmeye, geceyi aydınlık ve diri tutmaya gayret etmelidirler.

Berat gecemiz mübarek olsun. Cehennemden uzaklaşma ve Cennete giriş belgelerimizi almamıza vesile olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.