Bayram!

Evet, yarın 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Tarihi önemini bir yana bırakarak günümüzde nasıl algılandığına bakıyorum da “gelişmekte olan bizler isek, biz bu muyuz, bunlarda kim?” sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. 23 Nisan gelir, okullarda bir hengâme olur. Uzatmalı beden eğitimi dersleriyle birbirinden saçma çiçek böcek kıyafetlerle büyük güne hazırlanılır. Ve çok zaman geçmez ki ardından 19 Mayıs gelir, bugün içinse lise öğrencileri “fiilen okulu bitirerek” ÖSS’ye çalıştıklarından ya ilk sınıflardan yahut bir ay öncesinden hazırlıklı ilköğretim öğrencileri toplanarak yine birbirinden saçma figüratif danslarla bir ekip oluşturulur. Dans ekiplerine katılamayan öğrencilerse ya ellerine tutuşturulan metni avazı çıktığınca okur yahut protokole karşı rengârenk kâğıtlarla mesajlar verir. Tüm bunlar bir yana o gün güneşten baygınlık geçiren birçok öğrenci olur. Bir ihtimal daha var; malum nisan ve mayıs ayları bahar ayları olduğundan o gün hava kapalı olur, yağmur yağar açıkta kalan öğrencilerdir, ıslanırlar..kuru protokol ise oturduğu yerden emirler yağdırırda yağdırır yağan yağmurda ıslanmadan…Başka nedir? İlk olarak şehrin merkezinde olan Atatürk anıtına çelenk bırakılır. Komikliklerin burada da ardı arkası kesilmez. Protokol sırasınca çelenkler iki asker tarafından taşınır, bulunduğu kurumu temsilcisi de onlara eşlik eder. Çelenk bırakılacak alana gelinince, kurum temsilcisi büyük bir samimiyet ve lütuf ile biraz eğilerek çelenge ‘dokunur’. Yıllardır anlam veremediğim bu –dilim varmıyor demeye ama- ‘ritüel’ güne nasıl bir anlam katmaktadır bilemiyorum. Orada duygu coşturan tek durum, İstiklâl Marşımızın genç yaşlı demeden gür bir şekilde okunması olacak ki hassas olan birilerinin gözleri mutlaka bulutlanır. Neticede bayram değil mi, eğlenilecek muhakkak… Gösteriler başlamadan önce yahut sonra –sırasını tam hatırlayamıyorum- askeri bir araçla üst mercilerden üç beş kişi stadyum içinde ağır çekimde bir tur atar. Eller sallanır, samimiyetinden kesinlikle şüphe duyduğum gülücükler savuşturulur, bayram kutlanırken iyi dileklerde sunulur…Şu an aklıma gelmeyen daha nice eğlence işte… Şükürler olsun ki, eğitim öğretim hayatım boyunca pek çok kez okul değiştirmeme rağmen hiçbirinde bu bayramlarda ya devre farkıyla ucuz kurtardım yahut görev almadım! Yinede kaçırmış olduğum hiçbir şeyin olmadığının rahatlığıyla diyebilirim ki, bu tür kutlamaların neslimize kazandırdığı hiçbir şey yok. Bunun en açık örneğini yarın göreceğiz maalesef; kutlamalar bitecek, stadyumda kimseler kalmayacak. Geride plastik şişeler, abur cubur atıkları ve dahi çöpe dair aklınıza ne gelirse... Bunlar yetmezmiş gibi, yakılan sigaralarda cabası olacak! “İşte bilinçli nesil!” denilecek türden nice acı manzara daha…“Eğitim şart!” diyoruz ya her bir şeye, işte bu doğruluğunu her geçen gün daha da hissettiriyor! ‘Bu bayram kutlamalarının gayesi nedir, ne değildir?’ bunu tartışmak yerine öğreti gerektiren her ne ise okul sıralarında yapılmalı, panayır misali stadyumlarda değil demekle ahkâm kesmiş olmam galiba!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.