Başarakavak

Başarakavak

Çocukluk yıllarımda, ekin tarlalarında alanların başına oturup, ufuk boyunca sıralanan dağları, vadilere bakar düşlere dalardım. Hemen büyüyüvermek, o dağlara, vadileri dolaşmak, oralarda yaşayan insanları tanımak, bilmek isterdim.

Zeki OĞUZ

Büyüklere sorardım gördüğümüz yerlerin nereler olduğunu. Yabancısı olduğum bir yığın isim sayarlardı bunlardan yalnızca iki köyün adını biliyordum; Keçimuhsine ve Başarakavak. Arazilerimiz komşuydu. Sonra, Başarakavaklılar, dağlardan kestikleri odunu, şehre satmaya götürürken mutlaka bizim köyden geçerler ve akşam köy odasında kalırlar, ertesi sabah erkenden şehre giderlerdi. Saydıkları yerler arasında Kızılören, Loras Dağı, Tepeköy vardı. Çok sonraları adım adım gezeceğim bu yerler büyüleyiciydi benim için. Bizim dağlarda tek tük alıç, armut kelleleri vardı. Çıplak bomboştu dağlar. Karşıda görünen yerlerse hep ormanlıktı.

Konya'ya 35 km. uzakta Başarakavak. Altınapa Barajı'ndan sağa dönünce barajı takip ederek giden yol Başarakavak'tan Kadınhanı'na kadar ulaşır. Vadinin tam ortasında Uluçay akıyor. Altınapa Barajı'nı besleyen su, vadi boyunca bahçe ve tarım arazilerini de suluyor. Uluçay'ın asıl kaynağı ise Ketenlik Yaylası'ndaki Üçpınarlar. Adı Üçpınarlar, ama onlarca pınar var vadi boyunca. Buz gibi pınar suları nazlı nazlı akarak, çevresindeki bahçelere, tarlalara bereket saçarak baraja ulaşıyor.

Altınapa'dan başlayarak Kadınhanı sınırına ulaşan vadi, güzellik bakımından Ihlara Vadisi'nden geri kalmadığı gibi ondan çok daha artıları var. Yolboyu Başara'ya kadar on dört çeşme var ve hepsi gürül gürül akıyor. Başara'dan Ketenlik Yaylası'na kadar insana, "yeryüzü cenneti" dedirten güzellikler var. Köyün yaylaları da bu vadi boyunca sıralanıyor. Bu yüzden baharla birlikte ayrı bir canlılık kazanıyor vadi. İlk yazdan itibaren her an birileriyle karşılaşırsınız yolda. Ya bahçesine gidiyordur, ya yaylasına. Bahçeye inerseniz yöreliler sizi güler yüzle karşılar, hemen yeşil soğan, tandır ekmeği ikram ederler. Yaylacılara konuk olursanız sıcak bir "Merhaba"nıza karşılık buz gibi pınar suyuyla yapılmış ayran içmeden bırakmazlar sizi.

Beldenin tarihi çok eski. Kurucusu Selçuklu emirlerinden Beşare Bey'den almış adını. İlkin Selçuklu Sultanları'nın at üretim çiftliği iken zamanla büyük bir köy haline gelmiş.

Belde de Ellili, Altmışlı yıllarda yoğun bir ağaç kesimi vardı. Özellikle meşe ağaçlarını keserek Konya çarşısında satıyorlardı. Eski Konya fotoğraflarında gördüğümüz Kapı Cami önündeki ağaç yüklü eşekler bu beldenin insanlarına ait. Günümüzde ise ağaç kesimi durdu, büyük bir ağaçlandırma kampanyası başlatıldı ve beldedeki her insan yeni dikilen fidanları göstererek övünüyor.

Başarakavak'ta geleneksel tarımın yanı sıra yoğun olarak bahçecilik yapılıyor. Patates, fasulye, elma, armut, kiraz önemli gelir kaynakları. Belde halkı üretimde doğal gübre kullandığı için Konyalılar, kışlık ihtiyaçlarını bu bölgedeki köy ve beldelerden temin etmeye çalışırlar. Koyunculuk hâlâ geleneksel alışkanlıklarla yapılıyor. İlk yaz gelince yaylalara çıkan belde halkı, Ekim ayı sonunda yeniden beldeye dönüyor. Kilkit, Çat, Çeltek, Elbizli, Kayaüstü, Kürt Ahmet, Gisliyer, Tosungil, Başpınar ve Ketenlik yaylaları hem otlakları, hem doğal güzellikleriyle ünlü yaylalar.

Üçpınar vadisi ve Başarakavak - Derbent yolu doğa yürüyüşü için bulunulmaz mekânlar. Derbent yolu geçmişte Ilgın-Konya arasında önemli bir ulaşım yolu olduğundan yolcuların konaklama ve barınmaları için hanlar yapılmış, bunlardan Elikesik Hanı ve Başara Hanı hala sapasağlam duruyorlar.

Nasıl gidilir?

Konya-Başarakavak arası 35 km. Altınapa Barajı'ndan sağa dönen yol Başarakavak ve Derbent'e kadar ulaşıyor.

Konaklama:

Üçpınarlar vadisi kamp için en uygun alanlardan biri. Ayrıca Üçpınarlarda kurulu alabalık tesislerinden yararlanılabilir. Derbent yolu üzerinde Mülayim Köyü yakınlarında da uygun kamp alanları var.