Aşık Şemi konuşuyor – 34

       Osmanlı saltanatının Devlet işlerinin dışında Manevi  bağları yönünden Konya’dan ilişkilerini kesmeyerek devam ettiren Yavuz Sultan Selim Han  zamanında  cereyan eden Saray sızıntılı Aşık Şemi kaynaklı  Konya mahfillerinde konuşula gelen  kısmen kayıtlara geçmiş bir tevatürden  bahsadacağiz.

       Bilindiği  gibi Osmanlı Hanedanına mensup bir çoklarının  Maneviyat bağlarının bulunduğunu biliyoruz. Bunlardan bir tanesi de  İlahi hükümlerden nasibini almış  olan Yavuz Sultan Selim Han dır. Çeşitli kerametlere  sahipdir. Dini İslamın emirlerini  değiştirmeye kalkanlarla , Sünneti Seniyye  icabı uğraşan   hükümdarlardandır. Kısmen kitaplara geçmiş kısmen Aşık Şemi kaynaklı  bir hikayeyi sunuyoruz.

       Yavuz Sultan Selim Han, ekseriyetle geceleri az uyuyan, kitap okuyan  veya yakınları ile birleşerek Evliyalık hallerinden hoşlanan , Devlet işlerin de ise Arslan gibi bir  Hükümdar.

      Orduyu hümayın Mısır seferine gidiyor. Gebze cıvarında mola verilir. Etraf bağlık ve bahçeliktir. Ağaçlarda envai çeşit meyveler  var,Padişah hazretlerinin içine kurt düşer,Acaba Asker sahibinden izin almadan Üzüm vesaire karpuz kavun  koparıyor ve zarar veriyor mu diye  kuşkulu. Bir müddet tereddüt içinde kaldıktan sonra illa rahat etmek için Yeniçeri Ağasını çağırır,  fermanını ifade eyler. Ordugahın bütün mensuplarının  askerlerin heybelerinin kontrol edilmesini Heybesinden ağaçtan koparılmış her hangi bir yiyecek çıkar ise o kimsenin huzura getirilmesini emreder.

       Yeniçeri ağası görevi alır almaz harekete geçer, Bütün eratın heybeleri teker teker araştırılır.Bağdan bahçeden veya tarladan  koparılmış hiçbir şey  ele geçirilmez. Yeniçeri ağası Sultan Selimin huzuruna  gelerek Askerin heybesinin araştırıldığını  Bağdan bahçeden koparılmış tek bir yaprağa dahi rastlayamadıklarının tekmilini verir.

      Bu habere Selim hazretleri rahatlar çok sevinir.  Sonra ellerini açarak Allaha hamdüsenalar eder. Şükreder bana haram yemeyen bir Ordu  yarattın der ve secdeye kapanır. Eğer Askerlerin içinden tek bir kimse  izinsiz bir yaprak koparsa idi Mısır seferinden vaz geçebileceğini  ferman eyler. Çünkü haram lokma yiyen Ordu ile Fethin başarılamayacağını biliyordu.

       Sina çölünde gündüzleri çok şiddetli sıcakların geceleri de soğukların  yaşanması nedeni ile bir ara Selim Han atından iner ve yaya yürümeye başlar. Bunu gören süvari birlikleri ve Komutanları da  yaya yürümeye başlar. Durumu öğrenmek isteyen  Yeniçeri ağası  Sultana yaklaşarak Sultanım niçin yaya  yürürler acaba diyerek arzı endam eyler Gelen cevap şu şekildedir.

       İki Cıhan Sultanı Hazreti Peygamber sallallahü aleyhi vesellem efendimiz önümüzde bizlerle beraber yaya yürürken biz nasıl at  üzerinde yürüyebiliriz  cevabı dalga dalga  dalgalanır. Bu şekilde Ordu ilerlerken su bittiği için bir sıkıntı başlar. ANİDEN YAVAŞ YAVAY YAĞMUR BAŞLAMIŞTIR.Sağınak halindedir. Yıllardır yağmur yüzü görmeyen Sina çölü  kaygan tozu topragı sertleştirir yürümeyi kolaylaştırır. Zafere doğru yürüyüş rahatlıkla devam eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.