AK Parti kongreye hazırlanıyor. Belki de AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde alacağı oy un ilk göstergesi 12 Eylül tarihinde yapılacak olan bu kongre olacaktır.

Bir 12 Eylül tarihinde, demokrasiye ara verilmişti. Bir başka 12 Eylülde, Anayasa referandumu ile demokrasimiz alt ligden süper lige çıkmıştı, 2015 yılı 12 Eylülde ise, AK Parti 1 Kasım seçimlerinin başlama düdüğü çalınacak.

Bu kongrede tabiî ki sadece seçim startı verilmeyecek, AK Parti 7 Haziran seçimlerinde neden istediği oyu alamadı, milletimiz o seçimlerde hangi mesajları verdi, bu kongre onları da anlama ve uygulamaya sokma kongresi olacak.

Eğer AK parti milletimizin verdiği mesajları anlar ve uygulamaya geçirme konusunda çalışmaları başlatırsa, 1 Kasım seçimleri AK Parti için bayramdır. Yok, anlayamaz ve gereğini yapmazsa, 1 Kasım sonrası hayat, AK parti içinde ülkemiz içinde savaştır. Onun için bu 12 Eylül”ün Türk siyasetinde ve AK Parti'de önemi çok daha büyük görülüyor.

Çünkü bu bir silkiniş kongresidir, bu bir düşüşün durdurulma kongresidir. Dolayısıyla daha doğruya, daha iyiye, ilk adım kongresidir.

Bu konuda en büyük görev sayın başbakana düşüyor, AK Parti 7 Haziran seçimlerinde seçmene heyecan verememiş, savunmada kalarak muhalefet partilerinin peşinden gitmişti. İşte bu kongrede Ak Parti kitlelere heyecan verecek bir seçim kampanyası yürütebilecek mi? Bunu da kongrede öğreneceğiz.

7 Haziran'da halkımız AK Parti'ye sadece şefkat tokadı vurdu. Bu tokat devam mı edecek yoksa halkımız yeni bir kredi açacak mı?, AK Parti yaptığı hataları tamir etme konusunda gerçekten samimimi, onu da 12 Eylül kongresiyle birlikte seçime kadar takip edeceği politikalarla anlayacağız.

Elbette bunun tamiri mümkün, elbette halkımız yeni bir kredi açar, bunlar tamamen 12 Eylül kongresinden seçime kadar AK Partinin izleyeceği strateji sonucu belirlenecek.

Hep yazdım, bundan sonrada yazmaya devam edeceğim.

AK Parti söylemini mutlaka değiştirmelidir, Başbakan Davutoğlu”nun bu kongrede kucaklayıcı bir konuşma yapmasını bekliyorum.

Türkiye gergin bir ortamdan geçiyor. 1 Kasım seçimlerinde gerilime ve kutuplaşmaya oynayanın kaybedeceğini bilmesi gerekir, bunu sadece başbakan değil tüm AK Parti kadrolarının anlaması ve uygulaması lazım.

AK Parti Halka heyecan vermeli derken, bağırmaktan çağırmaktan güçlü hitabetten bahsetmiyorum.   Çünkü Halkımız gerginlik değil, uzlaşma, kısır siyasi çekişmeler değil, sorunlarına çözüm istiyor. Halkımız duble yol, havaalanı,  mutlaka istiyordur, ancak önce karnının doymasını, sonrada adam gibi yaşamak istiyor. Bunu da AK partinin anlamasını istiyor.

Terörle mücadeleye harcanan para ve ekonomik kriz kaygısı nedeniyle umutlar azalıyor. AK Parti'nin kitlelere ekonomik bir sıçrama yapılacağına dair umut vermesi de gerekiyor.

Peki, Başbakan Ahmet Davutoğlu kongrede ve meydanlarda nasıl konuşmalı?

Tek kelimeyle Tayip Erdoğan üslubundan vazgeçmeli, Ahmet Davutoğlu gibi konuşmalıdır. O üslubun Tayip Erdoğan”a yakıştığı gibi kendisine yakışmadığını bilmelidir. Başbakan daha az miting yapıp, daha etkili kampanya yürüteceği bir strateji üzerinde yoğunlaşmalı diye düşünüyorum.

Tabiî ki süresi ve içeriği çok iyi hazırlanmış bir konuşma olmalıdır. Başbakan mesajları çok net olarak vermelidir. Bu kongre yenilenme ve kenetleşme kongresi olmalıdır.

Seçmen AK Parti'nin liste ve kadrolarına ilişkin de bir not verdi.  Bu notun gereğinin yerine getirilmesi için MKYK'da ve genel başkan yardımcılıklarında mutlaka bir değişiklik olmalıdır.

AK Parti kongreyi bir demokrasi şölenine çevirip, yeni seçime kadar, geçen seçimin hatalarını gidermeli, daha önce listelerde yapılan yanlışları en aza indirmeli. Mutlaka Kadın aday diyerek, halktan kopuk kadın adayları sahneye çıkartmamalıdır.

Eski adaylara güçlü takviyeler yapılır, AK Parti yeni kadrolarla tecrübeli isimleri bir araya getirir bölgelerinin etkin insanlarını göreve çağırılırsa. Bazı yerlerde listeleri yeniler, bazı yerlerde ise listeleri yeniden yazar, sonrada başarılı bir seçim kampanyası yürütülürse, tek başına iktidar hayal değildir.

Birde ne olur siyah Mercedesleri, Ray-Ban gözlüklerinizi terk ediniz, kibirli kampanyalar size hiç yakışmıyor. Ev ziyaretlerine giden Özal ın papatyalarına benzeyen “süslüman” kadınlarınızı lütfen görün ve uyarın, AK Partiyi tevazu ve alçak gönüllü hareketin bu günlere getirdiğini bilin bilmeyenlere de anlatın.

Çünkü tek başına iktidar özenle korunması gereken kristal bir vazo gibidir.