ANALİZ - İran, ekonomik beklentilerini henüz karşılayamadı

ANALİZ - İran, ekonomik beklentilerini henüz karşılayamadı

İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşmanın üzerinden yaklaşık bir yıl, ekonomik ve mali yaptırımların kaldırılmasının üzerinden ise 6 ay geçmesine karşın Tahran yönetimi henüz beklentilerine ulaşamadı - ABD'nin tek taraflı bankacılık yap

İSTANBUL (AA) - AHMET DURSUN - İran, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya (P5+1) ile imzaladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı adı verilen nükleer anlaşmanın üzerinden yaklaşık bir yıl, ekonomik ve mali yaptırımların kaldırılmasının üzerinden ise 6 ay geçmesine karşın ekonomideki beklentilerine henüz ulaşamadı.

İran ve Batı arasında 14 Temmuz 2015'te İran'ın nükleer programında kısıtlamalara gitmesi karşılığında bu ülkeye nükleer programından dolayı uygulanan yaptırımların kaldırılmasına yönelik anlaşma imzalanmıştı. Anlaşma ülkede büyük sevinçle karşılanmış, halk anlaşmayı sokaklara dökülerek kutlamıştı. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de anlaşmanın yürürlüğe girdiği gün bankacılık ve mali yaptırımlar dahil tüm ekonomik yaptırımların tamamen kaldırılacağını duyurmuştu.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) 16 Ocak'ta İran'ın anlaşmaya uygun olarak gerekli önlemleri yerine getirdiğini onaylamasıyla anlaşma uygulamaya girmiş ve yaptırımların da eş zamanlı olarak tamamen kaldırılacağı açıklanmıştı.

Bugüne kadar yaptırımların birçoğu kaldırılsa da ABD'nin uyguladığı tek taraflı bankacılık yaptırımları, İran'ın anlaşmadaki kazanımlarını sınırladı. İran'ın uluslararası bankalarda tutulan ve anlaşmaya göre serbest bırakılması gereken yaklaşık 100 milyar dolarlık dondurulmuş mal varlığının da sadece küçük bir bölümü serbest bırakıldı. Bunlardan bir kısmına da ABD mahkemeleri tarafından el konuldu. Nisanda Washington'ı ziyaretinde yaptığı konuşmada, İran'ın nükleer anlaşmadan kazanımlarının sorulması üzerine, "neredeyse hiçbir şey" diyerek ülkede gündem oluşturan İran Merkez Bankası Başkanı Veliyullah Seyf, ABD'nin uyguladığı tek taraflı yaptırımların İran'ın uluslararası finans sistemine girişini engellemesi sebebiyle yurt dışındaki mal varlıklarına erişimin mümkün olmadığını belirtmişti.

Yaptırımlardan kurtulan İran ekonomisinin sıçrama yapacağına ilişkin beklentiler de henüz gerçekleşmedi. Özellikle petrol ve petrol dışı ürünlerin ihracatında artış olacağı, ülkenin yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline geleceği, küresel düzeyde diplomatik ve ekonomik ilişkilerin güçleneceği yorumları yapılmıştı. Bütün bunlara karşın Tahran yönetimi, yaptırımların kaldırılmasından sonra günlük petrol ihracını 1 milyon varilden 2,5 milyon varile çıkararak önemli bir kazanım elde etti. Ancak Avrupa ile ekonomik anlaşmalar bankacılık yaptırımlarına takıldı.


- Bankacılık yaptırımları, Avrupa ile ticareti geliştirmede en önemli sorun


Nükleer anlaşmanın ardından Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya gibi Batı ülkelerinden bakanlar, beraberlerindeki büyük ticari heyetlerle İran'ı ziyaret etmiş, İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Fransa ve İtalya ziyaretlerine çıkmıştı. Ziyaretlerde büyük ekonomik anlaşmalar imzalanmıştı, ancak anlaşmalar henüz uygulamaya geçemedi.
Söz konusu anlaşmalardan en önemlisi Fransız uçak üreticisi Airbus şirketine verilen 27 milyar değerindeki 118 uçaklık sipariş anlaşması oldu. Anlaşma imzalanmasına karşın satış bankacılık yaptırımları nedeniyle henüz gerçekleşmedi. İran Ulaştırma ve Şehircilik Bakanı Abbas Ahundi, 21 Haziran'daki konuşmasında, bankacılık yaptırımlarının ödemelerin yapılmasını imkansız hale getirdiğini söylemişti.

İran ve Avrupa, nükleer anlaşmadan sonra ekonomik ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya çalışsa da ABD’nin teröre finansman sağlamakla ilişkilendirdiği bazı İran bankalarına yönelik tek taraflı yaptırımı, Amerikan finans sistemine girmesini engellemeye devam etmesi ve uluslararası ticarette dolar kullanımını sınırlandırması, İran ve Avrupa arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesinin önünde en önemli sorun olarak duruyor.

Bununla birlikte ülkedeki nakit sıkıntısı da projelerin hayata geçirilmesini engelliyor. Anlaşma sonrasında Tahran yönetiminin uluslararası bankalarda dondurulmuş mal varlıklarının yaklaşık 100 milyar dolar olduğu ve bunların serbest bırakılmasıyla da İran ekonomisinin atılım yapacağı yorumları yapılmıştı. Ancak yaptırımların kaldırılmasından sonra ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin yaptığı açıklamaya göre, sadece 3 milyar dolar serbest bırakıldı.

Söz konusu gelişmeler göz önüne alındığında, ülkede ABD'nin tutumu nedeniyle anlaşmanın en düşük seviyede uygulandığı görüşü hakim. Kanada merkezli İranpol Enstitüsü'nün 17-27 Haziran tarihleri arasında 1.007 İranlı üzerinde yaptığı ankete göre, halkın yüzde 74,4’ü Washington’un İran'ın diğer ülkelerle ekonomik ilişkisine engel olmak istediğini düşünüyor.


- ABD'nin bankacılık yaptırımları nükleer anlaşma kapsamı dışında


İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer anlaşmanın uygulanmasını denetleyen kurulun başkanı Abbas Arakçi, 11 Temmuz Pazartesi günü devlet televizyonunda yayınlanan bir programda nükleer anlaşmanın bir yılını değerlendirirken, ABD tarafından tek taraflı uygulanan bankacılık yaptırımlarının nükleer anlaşma kapsamında olmadığı için Washington yönetiminin söz konusu yaptırımları kaldırmayı reddettiğini belirterek, bunun Merkez Bankası'nın yabancı bankalarla işlemleri açısından önemli bir sorun olduğunu vurgulamıştı.

ABD'nin kaldırmayı reddettiği yaptırımların İran'a yatırım yapmak isteyen yatırımcıları engellediğini ifade eden Arakçi, bunun da İran'ın nükleer anlaşmadan avantaj sağlamasının önünde engel oluşturduğunu söylemişti.

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de 16 Nisan'da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile başkent Tahran'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin bankacılık alanında verdiği sözleri yerine getirmediğini ve halkın bu anlaşmanın faydasını şu ana kadar görmediğini belirtmişti.


- Yabancı yatırımcı İran pazarına girmeye çekiniyor


İran'ın anlaşmadan umduğunu bulamamasının bir diğer nedeni ise ABD'nin İran konusunda sergilediği ihtiyatlı tutumun, yabancı yatırımcıları İran pazarına girme konusunda çekincede bırakmasından kaynaklanıyor.

İran, Batı'nın uzun yıllar uyguladığı yaptırımlardan kurtulmuş olsa da ABD'nin bu tutumu nedeniyle yabancı yatırımcılar ülkeye girmekte halen tereddüt ediyor. Bu konuya temas eden İran'ın en üst otoritesi, dini lider Ayetullah Ali Hamaney, ABD'yi, aldığı tedbirlerle yaptırımların kaldırılmasına karşın ülkesiyle iş yapmak isteyen yabancı yatırımcıları korkutmakla suçlamıştı.


- "Anlaşmanın sonuçları umulduğu gibi olmadı"


ABD'nin nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra sergilediği tutumu eleştiren Allame Tebatebai Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hadi Acili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Amerikalılar anlaşma metnini kendilerine göre yorumluyor. Bazı yaptırımları kaldırsalar da psikolojik olarak bu yaptırımları sürdürüyorlar." dedi. Acili, ekonomide her ne kadar bazı olumlu değişimler olduğunu söylese de anlaşmanın sonuçlarının umulduğu gibi olmadığını belirtti.

Tahran’a karşı insan hakları ihlalleri, balistik füze geliştirme ve terörizm ile mücadele gibi gerekçelerle de önemli kısıtlamalar devrede tutuluyor. İranlı yetkililer ise ülkede iş yapmayı planlayan bankalara güvence vermesi için ABD’yi zorluyor.

İran Merkez Bankası da Avrupalı bankalar için ABD Hazine Bakanlığı tarafından teşvik paketi çıkarılmasını istiyor. İran'ın Amerikan finans sisteminden yararlanabilmesi için Amerikan yasa ve kararnamelerinde bazı değişiklikler yapılması gerektiği dile getiriliyor. İran'ın da mali kontrol ve muhasebecilikteki uluslararası standartları yürürlüğe koyması gerektiği belirtiliyor.


- Balistik füze denemeleri


ABD'nin İran'a karşı ihtiyatli tutumunun, bu ülkenin terör finansmanıyla suçlanmasının yanı sıra balistik füze denemelerinden de kaynaklandığı belirtiliyor.

Nükleer anlaşmadan sonra Batı'nın tepkisini çeken füze denemeleri yapan Tahran'a anlaşmadan sonra da ABD'den yaptırım kararları gelmişti. İran ise füze denemelerinin nükleer anlaşmayla bir ilgisi olmadığını belirtiyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini de İran'ın füze denemelerinin nükleer anlaşma ile ilgili olmadığını belirtirken, son olarak BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, geçen hafta yaptığı açıklamada, İran'ın balistik füze denemelerinin nükleer anlaşmanın ruhuna aykırı olduğunu söylemişti.


- Nükleer anlaşmanın geleceği


Anlaşmaya rağmen ABD tarafından uygulanan kısıtlamalar ve İran'ın tepkileri nükleer anlaşmanın geleceğiyle ilgili şüpheler doğuruyor. Donald Trump başta olmak üzere ABD başkan adaylarından bazılarının seçim kampanyalarında İran'la nükleer anlaşmaya karşı sergiledikleri olumsuz bakış da bu şüpheleri güçlendiriyor. Trump'ın başkan seçilmesi halinde anlaşmanın uzun ömürlü olmayacağı yorumları da yapılıyor.

Başkan olması halinde İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı yırtıp atacağını öne süren Trump'a, dini lider Ayetullah Ali Hamaney, "Onlar anlaşma metnini yırtarsa biz onu ateşe veririz." şeklinde cevap vermişti.

Nükleer anlaşma konusunda yaşanan tartışmaların dışında petrol ihracı başta olmak üzere istatistiklere ve yabancı ticari heyetlerin ülkeye yaptığı ziyaretlere bakıldığında, ülke ekonomisinde önemli gelişmeler yaşandığı görülse de şu ana kadar sadece kağıt üzerinde kalan anlaşmaların ancak uygulanabilir hale gelmesinden sonra hissedilebilir olacağı öngörülüyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler