Altın göz kamaştıracak

Memleket Gazetesi’nde 5 Temmuz 2005 tarihinde kamuoyuna duyurduğum ‘Bozkır altınları’ konusunda sürpriz gelişmeler meydana geldi. Onun için yazımın başlığını ‘Altın göz kamaştıracak’ koydum. 2002 yılının son aylarından bu yana bu konuyu yirminin üzerinde yazı konusu yaptık. Yazılarımız ulusal basına da taşındı. Kişisel çabalarım sonunda yüzünden gülümseme eksik olmayan MTA Bölge Müdürü Nurettin Mıhçı, Bozkır’ın Üçpınar ve Çat Yaylaları arasındaki bölgede altın arama çalışmalarını başlattı. Bölgede yapılan 50’inin üzerinde analiz sondajından ortalama olarak binde 12.5 oranında altın varlığına rastlandı. Kaynaklarımın aktardığı bilgilere göre bu oran ülkemizde altın üretimi yapılan bölgelerinin en
yükseği. Sizin bu gelişmelere ilginiz olmayabilir. Yaşananlardan ve ortaya çıkan gerçeklerden yazıların sahibi olarak duyduğum mutluluğu kelimelerle anlatmak çok zor. Şimdiden 2006 yılında yapılacak modern arama ve üretim çalışmalarının heyecanını yaşıyorum.

Amacımın “un” ya da “ün” kazanmak olmadığını şahsımı tanıyanlar iyi bilir. “Şehr-i Konya”nın gündemine bu konuyu bir bilimsel tarih makalesinden yola çıkarak getirdik. Başlangıçta çoğu meslektaşım gülüp geçti. Bazıları bendenizi alaya almıştı. Son gelişmelerin ışığında bu kendini bilmez mamacı gazetecilerle mesleğimizin tutarlılığı anlamında hesaplaşma ortamına gelmek üzereyiz. Tam bu aşamada, Bozkır’ın kanaat önderleri bizim yaktığımız “altın ateşi”ni körüklemek, alevini güçlü tutmak mecburiyetindedir.

Üçpınar Belediye Başkanı Ziya Kuz, bölgeye yönlendirilen ekiplere altı aylık süre içerisinde gereken ilgiyi gösterdi. MTA Genel Müdürü bölgeden alınan numune örneklerini ve devam eden çalışmaları yakın takip altında tuttu. Geçtigimiz günlerde Konya’da uzmanlardan brifing bile aldı. MTA Bölge Müdürü Nurettin Mıhçı’ya, ekiplerine ve İHL’den dönem arkadaşım sayın Ziya Kuz’a yürekten teşekkür ederken, Türkiye genelinde yaşamlarını sürdüren 1 milyona yakın Bozkırlı’nın konuyu sürekli gündemde tutmasını istiyoruz.

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan kurtulması için topraklarımızda bulunan madenlerin yerli sermaye eliyle işletilmemesi sürekli tartışma konusu yapılıyor. Altınlarının ekonomimize kazandırılması için MTA’nın proje yapması vicdanımdaki baskıyı biraz olsun azalttı. Ölüm meleği Azrail’le bir sözleşmemiz yok. Bu gelişmelerin sonundaki mutlu sonu, yorgun, by-paslı ve üç ilaç kaplı stent takviyeli kalbimle göremeyebilirim. Önemli olan Bozkır’da yüzlerin çok yakın bir zamanda gülecek olması.

Sözü daha fazla uzatmayacağım. Cennet ülkemde, yaşamaktan şeref duyduğum “Şehr-i Konya” ve soy köklerimin bulunduğu suyu sert ve mert oğlu mert insanların yaşadığı Bozkır’da da haklı olana hakkı verilsin. Kendilerine gazeteci diyen bazı mamacılara da bır çift sözüm daha var. ‘Şehr-i Konya’da şunu kimse unutmasın: “Sel gidecek, kum kalacak!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.