Akıncı Üssü Davası'nda Konya'da görevli sanıklar savunma yaptı

Akıncı Üssü Davası'nda Konya'da görevli sanıklar savunma yaptı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi

 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Duruşmaya, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli pilotların savunmasıyla devam edildi.

Sanık eski üsteğmen Halil İbrahim Yurdusev, 15 Temmuz'da Akıncı Hava Üssü'nde bulunmadığını, gece yapılan hiçbir faaliyetten haberi olmadığını öne sürdü. 15 Temmuz'dan 13 gün sonra 28 Temmuz'da hakkında verilen ifadeler nedeniyle tutuklandığını ifade eden Yurdusev, iddianamede 15 Temmuz'da akşam saatlerinde çok fazla telefon görüşmesi yaptığının yazdığını, bunun nedeninin de o geceki halı saha maçının organizasyonu için yaptığı telefon görüşmeleri olduğunu öne sürdü.

Halı saha ayakkabılarının filodaki dolabında olması nedeniyle akşam saatlerinde filo nöbetçi çavuşunu arayarak, ayakkabılarını dışarıdaki kamelyalara bırakmasını istediğini, maç yapacak kişi bulamadıkları için de filoda görevli birçok kişiyi arayarak maça adam aradığını savunan Yurdusev, "TAİ'nin halı sahasında maçımızı yaptık, 22.00-23.30 saatleri arasında halı sahada olduğuma şahit olarak 13 kişi gösterebilirim. Hakkımda ifade veren kişiler neden benim ismimi vermiş bilmiyorum, filodaki kadrolu öğretmen pilotların isimlerini sayarlarken benim de adımı saymışlar. Bu kişilere neden benim ismimi verdiklerinin sorulmasını istiyorum." dedi.

Sanık Yurdusev, iddianamedeki kamera görüntülerinin hiçbirinde kendi görüntüsünün olmadığını belirterek, "Bu darbeyi FETÖ yaptı. Benim de FETÖ'cü olduğum iddia ediliyor. FETÖ'cü olsam darbede kullanılırdım, oysa ben halı sahada maçtaydım. 600 saat uçuşum var, gerçek mühimmat atmışlığım var, bir sürü terörle mücadele harekatına katıldım, FETÖ'cü olsam beni kullanırlardı, o gece uçururlardı." ifadesini kullandı.

Sanık eski astsubay Mustafa Can Mengül de Konya'da jandarma astsubay olarak çalıştığını, 14 Temmuz'da Ankara'dan malzeme alınacağı belirtilerek, muhabere cihazlarının hassas olması nedeniyle cihazların sarsılmaması için saat 18.00'de Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş'in ikinci makam aracıyla yola çıktıklarını, Yüzbaşı Münir Işık'ın yolda malzeme alımının iptal edildiğini, aracı Ermiş'e teslim etmelerinin istendiğini söylediğini kaydetti.

Sanık Mengül, saat 21.00 sıralarında Ankara'ya geldiklerini, aracı eski tuğgeneral Ermiş'in emir astsubayına teslim ettiklerini ve daha sonra Yüzbaşı Işık'tan izin alarak akrabalarıyla buluştuğunu, Eryaman'da akrabalarının evine geçtiklerini anlatarak, televizyondan darbe teşebbüsünü öğrendiğini, saat 00.00 sıralarında Konya'daki birliğinden aranarak, acilen birliğe çağrıldıklarını, yüzbaşı Münir Işık ile görüşme yaptığını ve sabah erkenden otobüsle Konya'ya dönerek, birliklerine katıldıklarını söyledi. Mengül, 15 Temmuz'da Eryaman'da akrabalarının evinden dışarı çıkmadığını, hiçbir darbe faaliyetine katılmadığını savundu.

İddianamede yer alan "15 Temmuz'da Akıncı Hava Üssü'nde bulunduğu" iddiasının gerçek dışı olduğunu kaydeden Mengül, Akıncı Üssü'nde olduğuna dair hiçbir kamera kaydı ve delil bulunmadığını öne sürdü.

Sanık Mengül'ün savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray, malzeme almaya her zaman komutan araçlarıyla mı gidildiğini sordu. Sanık Mengül, muhabere cihazlarının hassas olması nedeniyle bazen konforlu araçlarla taşındığını, bu göreve de komutanın ikinci makam aracıyla gitmelerini yadırgamadığını söyledi.

- Mahkeme Başkanı'ndan avukata uyarı

Duruşmada sanık eski pilot üsteğmen Ahmet Pala da savunma yaptı. Pala'nın savunmasının ardından söz alan avukatı, müvekkilinin FETÖ mensubu olmadığını, öğretmen pilot olarak vatanına üstün hizmetlerde bulunduğunu belirterek, "15 Temmuz'dan sonra nitelikli pilotlar asılsız iddialarla cezaevine konuldu. Türkiye, Pakistan'tan öğretmen pilot dilenir hale gelmiştir." diye konuştu.

Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Giray, savunma esnasında kelimelerin düzgün ve düşünülerek kullanılması konusunda avukatı uyardı. Uyarı üzerine avukat tekrar söz alarak, "Özür diliyorum, yanlış bir ifade kullandım. Türk milleti kimseden bir şey dilenmez." dedi.

 

 Timurcan Ermiş'in makam aracını götürmem söylendi

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki mahkeme salonunda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümü, sanık eski jandarma yüzbaşı Münir Işık'ın savunmasıyla başladı.

Darbe girişiminden iki gün önce Konya Jandarma Bölge Komutanlığına atandığını söyleyen Işık, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, suç olabilecek bir emri yerine getirmediğini öne sürdü.

Dönemin Kurmay Başkanı Albay Mustafa Sakaoğlu'nun emriyle Ankara'da muhabere malzemesi almak için görevlendirildiğini, buna ilişkin görev yazısı hazırlandığını kaydeden Işık, "Fakat Sakaoğlu, akşam saatlerinde görevin iptal olduğunu söyledi. Bunun yerine Ankara'ya giden sanık eski Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş'in makam aracını götüreceğimi söyledi." dedi.

Bunun üzerine sanık eski astsubay Mustafa Can Mengül ile aracı 15 Temmuz akşam saatlerinde Ankara'ya getirdiklerini anlatan Işık, aracı Ermiş'e götürmesi için Astsubay Tuncay Nergiz'e teslim ettiğini kaydetti.

Işık, daha sonra Keçiören'deki kız kardeşinin evine giderek sabah saatlerine kadar burada kaldığını söyledi.

Darbe girişimine ilişkin gelişmeleri televizyondan izlediğini belirten Işık, darbeye katkı sağlayacak hiçbir eylemin içinde bulunmadığını iddia etti.

16 Temmuz sabahı teslim ettiği aracın akıbetini öğrenmek için Mengül ile Jandarma Genel Komutanlığına gittiğini ancak aracı burada bulamadığını anlatan Işık, daha sonra aracın darbenin merkezi Akıncı Üssü'nde bulunduğunu öğrendiğini aktardı.

Bu gelişmeden sonra Konya'daki görev yerine gittiğini söyleyen Işık, hakkında isnat edilen suçlamaları kabul etmeyerek, FETÖ ile bağlantısının olmadığını iddia etti.

Çapraz sorgu sırasında Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığa araçta ele geçirilen iki MP5 yarı otomatik tabancanın kime ait olduğunu sordu.

Söz konusu tabancaların komutanın korumalarına ait olduğunu ifade eden Işık, bunların her araçta bulunabilecek türden silahlar olduğunu belirtti.

Araç teslim edilirken resmi bir evrak alıp almadığına ilişkin soru üzerine, herhangi bir evrak tanzim edilmediğini söyleyen Işık, bir başka soru üzerine yüzbaşı olmasına rağmen Sakaoğlu'nun araç teslimi için ısrarla kendisini görevlendirdiğini sözlerine ekledi.

Sanıklar gelmeyince duruşma ertelendi

Sanık Işık'ın savunmasından sonra Mahkeme Başkanı Giray, tensip tutanağında yer alan sanıkların isimlerini okuyarak, savunma yapmaları için kürsüye gelmelerini istedi.

Sanıklardan bazıları duruşma salonunda bulunmazken, ismi okunan diğer sanıklar ise avukatlarının hazır olmadığı gerekçesiyle bir sonraki celse savunma yapacaklarını bildirdi.

Bunun üzerine Başkan Giray, sanık ve avukatlarının hazır olmamalarına tepki göstererek, "Kimi zaman bir an önce savunma yapmak istediğini söyleyenlerden bir sürü laf duyuyoruz. Ancak bugün ise savunma yapacak kimse yok. İsmi geçenler hazır olsunlar, avukatlarıyla ilgili bir problem varsa halletsinler. Aksi durumda sırası geldiği halde savunma yapmayanların, bütün sanıklar dinlendikten sonra savunmaları alınacak." diye konuştu.

Giray, duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edileceğini söyleyerek, bugünkü celseyi tamamladı.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler