ABD'nin Ankara Büyükelçisi Bass:

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Bass:

"DAEŞ’e karşı koalisyon çabaları bağlamında, Türkiye’nin DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlara tam olarak katılmasının gerçekten önemli bir gelişme olduğuna ve bu korkunç terör örgütünün geriletilmesi ve nihai olarak yenilgiye uğratılması çabamıza önemli b

ANKARA (AA) - ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Türkiye’nin DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlara tam olarak katılmasının, terör örgütünün geriletilmesi ve yenilgiye uğratılması çabasına önemli bir ilave katkı sağlayacağına inandığını belirtti.

CNN Türk televizyonunda gündeme yönelik soruları cevaplayan Bass, DAEŞ'e yönelik operasyonlar, Suriye sınırındaki gelişmeler, G20 toplantıları ve paralel yapıyla mücadeleye ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türkiye'nin koalisyonun çabalarının bir parçası olarak Suriye’de DAEŞ’e karşı savaş görevi uçuşlarına başladığını, bunun ileriye doğru önemli bir adım olduğunu söyleyen Bass, "DAEŞ’e karşı koalisyon çabaları bağlamında, Türkiye’nin DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlara tam olarak katılmasının gerçekten önemli bir gelişme olduğuna ve bu korkunç terör örgütünün geriletilmesi ve nihai olarak yenilgiye uğratılması çabamıza önemli bir ilave katkı sağlayacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Sadece Türkiye’nin aktif katılımından değil, aynı zamanda ABD ve diğer potansiyel koalisyon uçakları ve varlıklarının da Türkiye’de konuşlanması olanağından da faydalanıldığını kaydeden Bass, bu durumun söz konusu varlıkların Suriye’deki hedeflere ulaşması için gereken zamanı büyük ölçüde kısalttığını, böylelikle koalisyonun askeri harekatını yürütme kabiliyetini artığını ifade etti.

"Hava operasyonlarının genel koordinasyonu, Ortadoğu’da bulunan ABD Merkez Komutanlığına ait tesisten gerçekleştiriliyor" diyen Bass, koalisyona katılan ülkelerin bu merkeze personel katkısında bulunduğunu ve buna uygun teknoloji sayesinde koalisyonun tüm katılımcılarının ve uçuş gerçekleştiren tüm uçakların birbirleriyle irtibat halinde olduğunu, böylece operasyonların güvenli, emniyetli ve sahada en fazla etkiyi yaratacak şekilde düzenlenmesini sağladıklarını anlattı.

- "Önemli olan sahada sağladığımız etki"

Suriye sınırında DAEŞ'ten arındırılmış bölgeye ilişkin bir soru üzerine Bass, "Bence burada önemli olan bunu nasıl adlandırdığımız değil, sahada sağladığımız etki" diye konuştu. Hem koalisyona hem de Türkiye’ye yönelik güvenlik tehdidine en iyi şekilde cevap verebilmenin yollarını belirlemek üzere Türk hükümeti ve orduyla birlikte çalıştıklarını dile getiren Bass, şöyle devam etti:

"Söz konusu tehdit, az önce belirttiğiniz gibi DAEŞ’in bu sınır bölgesini kontrol etmesi. DAEŞ’i geriletmek ve yenilgiye uğratmak için göstereceğimiz çabanın başarısının, bu alanın temizlenmesi ve DAEŞ’in terör faaliyetlerine devam edebilmek amacıyla Türkiye’den ve Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a insan, ekipman ve teknoloji kaçırmak için sınırdaki mevcudiyetini kullanmasına son verme kabiliyetimize bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi, sahada faaliyet gösteren Suriyelilerin kendi topraklarının kontrolünü tekrar elde etmeleri, kontrolü sürdürebilmeleri ve DAEŞ’i bu bölgenin dışına çıkarmalarına en iyi şekilde nasıl destek verebileceğimizi belirleme sürecinin tam ortasındayız ve bu karmaşık bir süreç. O nedenle, tekrar ifade etmek istiyorum, burada en önemli konu ulaşmaya çalıştığımız hedef, buna ne isim verdiğimiz değil."

Özgür Suriye Ordusu'nun konuşlanabilecek ve oluşturulacak bölgeyi koruyabilecek güçte olup olmadığına ilişkin soruya cevap veren Bass, iki ordunun bu konu üzerinde çalıştığını, iki ülkenin de askeri operasyona katılımını görmekten rahatsızlık duymayacağı çeşitli grupların kabiliyetlerinin değerlendirildiğini belirtti.

"Elbette Suriye’de rejime karşı hareket eden ve ABD’nin desteklemediği, desteklemeyeceği ve yardım etmeyeceği bazı gruplar bulunuyor" diyen Bass, bu nedenle operasyonun ayrıntıları üzerinde çalıştıklarını, kimin destekleneceğiyle ilgili net bir anlayışa sahip olmanın önemli olduğunu kaydetti.

- "Türk hükümetinin desteğinden mutluyuz"

Bass, "Türk hükümetinin koalisyona sağlamaya karar verdiği ilave işbirliği ve destek için son derece mutluyuz" dedi.

DAEŞ’in savaşçıları taşıma, dünyanın diğer bölgelerinden savaşçı toplama ve bunları Türkiye ve diğer çevre ülkeler üzerinden çatışma alanına sokma kabiliyetiyle başa çıkmak için yapılması gereken çok iş olduğunu söyleyen Bass, Türkiye'nin kritik rolüne dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Örgütün kendini finanse etme kabiliyetini azaltmayı sürdürmek ve insanları bir şekilde çeken bu korkunç ideolojiyle mücadele etmek için hep birlikte yapmamız gerekenler var. Tüm bunları önceden önlemler alarak yapmak, DAEŞ misillemelerine de bir ölçüde davet çıkarıyor. Bu konuda oldukça hassas ve dikkatliyiz ve Türk emniyeti, istihbaratı ve diğer yetkililerle yakın çalışarak tehditlerle ilgili bize gelen bilgileri paylaşıyoruz ki herkesin ve her iki hükümetin, Türkiye’ye ve vatandaşlarına yönelik ilave tehditleri mümkün olduğu kadarıyla en aza indirgemek için birlikte çalışmalarını sağlayabilelim."

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan Kürt koridoru iddialarını da değerlendiren Bass, "Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye ait olacak bir Kürt koridoru oluşturma amacı var mı?" sorusuna "Hayır, yok" yanıtını verdi.

ABD'nin Türkiye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğünü desteklediği gibi Suriye’nin de toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayan Bass, "Suriye’yi parçalamak veya bu ülkenin içerisinden birden fazla siyasi oluşum yaratmak için buradaki mevcut çatışmayı kullananları, bu çatışmadan nemalananları desteklemiyoruz. Askeri çözümü olmayan bu çatışmanın nihai çözümünün ise Esed’in yer almadığı ancak Suriye’nin tamamından sorumlu bir hükümete siyasi bir geçiş sağlanması olduğuna güçlü bir şekilde inanıyoruz" dedi.

- "Esed’in Suriye’de bir geleceği yok"

Bir süre önce Esed’in günleri, haftaları kaldığının ifade edildiğinin fakat Esed'in halen görevde olduğunun hatırlatılması üzerine Bass, "Esed’in Suriye’de bir geleceği olmadığına, yönetimin ve hükümetin parçası olmayı sürdürmeye dair tüm meşruiyetini kaybettiğine olan güçlü inancımızı sürdürüyoruz" dedi.

Bass, ABD ile PKK arasında bir diyalog olup olmadığının sorulması üzerine, "ABD hükümetinin PKK ile diyalog halinde olmadığını" vurguladı. 

Çözüm Süreci'ne dönülmesi ve mevcut çatışmanın son bulmasını ilk adım olarak nitelendiren Bass, "Mevcut çatışmanın son bulması da PKK’nın, en başta ihtilafın yeniden başlamasına sebep olan saldırılarını durdurmasıyla başlayacaktır" ifadesini kullandı. 

"DAEŞ’e karşı askeri operasyon yürütecek ABD ve diğer potansiyel koalisyon güçlerinin zaman içinde Türkiye’de hatırı sayılır büyüklükte bir varlığa sahip olacağını ve önemli katkılarda bulunacağını tahmin ettiklerini söyleyen Bass, şöyle devam etti:

"Kurulacak yapı askeri harekatın nasıl gelişeceğine ve DAEŞ’e karşı en etkili çözümün gerekliliklerinin ne olacağına bağlı olacak. Süre konusunda ise üstünde uzlaştığımız hedefe ulaşmak için, yani DAEŞ’i zayıflatmak ve nihayetinde yenilgiye uğratmak için ne kadar zaman gerekirse, o kadar burada kalacağımızı düşünüyoruz."

ABD Başkanı Barack Obama ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında, iki ülke arasında olduğu gibi, güçlü, verimli ve yapıcı bir ilişki olduğuna işaret eden Bass, iki ülke arasındaki konular yeterince olgunlaştığında ya da konuşma ihtiyacı doğduğunda, birbirleriyle konuştuklarını dile getirdi.

Bass, iki devlet arasında süregelen, yakın bir koordinasyon olduğunu, dışişleri, maliye bakanları ve hükümetlerin diğer yetkililerin birbiriyle konuştuğunu anlattı.

G20 toplantıları için ABD hükümetinin iki bakanının Türkiye’ye geleceğine değinen Bass, "Bu bizim işbirliğimizin önemli bir bölümü ve bana göre, iki lider ve iki devlet arasında gözlemlediğimiz diyaloğun da genişliğini ve derinliğini yansıtıyor" dedi.

- "Aldığımız tüm iade talepleri değerlendiriliyor"

Türkiye'nin Fethullah Gülen’in iadesi talebi ve konuya ilişkin takvimin sorulması üzerine Bass, ABD'nin fiili ya da farazi iade talepleriyle ilgili yorum yapmadığını, aldıkları tüm iade taleplerinin ABD Adalet Bakanlığı tarafından dikkatle incelenerek, sunulan kanıtlar ve atfedilen suçların değerlendirildiğini, ABD’nin iade yasaları ve karşılaştırılabilir suçlarla mukayese yapıldığını kaydetti. 

"Aldığımız tüm iade talepleri, sunulan deliller ışığında, adli uzmanlarımız ve yargımız tarafından büyük dikkatle değerlendirilmektedir" diyen Bass, Koza İpek Holding'deki aramalara ilişkin şunları söyledi:

"Hem ne olduğuna ilişkin gerçekleri hem de söz konusu olayın ve hükümetin dünkü müdahalesinin gerekçesini anlayabilmek için bu konuyu ilgiyle takip ediyoruz. Bizim bakış açımıza göre, çeşitli basın kuruluşlarını bünyesinde barındıran bir şirkete yönelik bir devlet müdahalesi yaşandığında, söz konusu eylemin hukuka uygunluğundan ve adil yargılanma, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi temel evrensel haklara titizlikle bağlı kalındığından emin olmak adına, demokratik toplumlardaki hükümetler için önemli ek gereklilikler ve sorumluluklar ortaya çıkar.

Özellikle de Türkiye gibi siyasetin ve medya ortamının son derece kutuplaştığı ülkelerde, devletin vatandaşlarına hukukun tüm bireylere ve kuruluşlara adil ve eşit şekilde uygulandığı yönünde bir güven sağlamasının önemli olduğunu düşünüyorum. Ki böylelikle, sürecin sonuna gelindiğinde, sonuç ne olursa olsun, herkes, kavrayabileceği, hukuken anlamlı, adli süreçlere güveni pekiştiren ve Türk anayasasında da yer alan basın ve ifade özgürlüğüne saygı duyulduğuna dair inancı güçlendiren bir sonuç elde edildiğine kanaat getirebilsin."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı