4. Uluslararası İpekyolu İşadamları Zirvesi

4. Uluslararası İpekyolu İşadamları Zirvesi

TİM Başkanı İsmail Gülle: - "21. yüzyıl ile birlikte Avrasya ve Asya-Pasifik’in yükselişiyle, Avrasya’nın en doğusu ve en batısında; Çin’den Macaristan’a kadar uzanan yeni ve köklü bir iş birliği döneminin içerisindeyiz"- "2018 yılında tarihimizde ilk def

TRABZON (AA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, "21. yüzyıl ile birlikte, Avrasya ve Asya-Pasifik’in yükselişiyle, Avrasya’nın en doğusu ve en batısında; Çin’den Macaristan’a kadar uzanan yeni ve köklü bir iş birliği döneminin içerisindeyiz." dedi.

Gülle, bir otelin toplantı salonunda düzenlenen "4. Uluslararası İpekyolu İşadamları Zirvesi"nde, Karadeniz, Kafkasya ve nihayetinde Avrasya’nın önemli bir liman kenti olan Trabzon’da bu etkinliğin yapılmasının ayrı bir önemi olduğunu söyledi.

Hazar ve Karadeniz Havzası'nın, jeostratejik konumu ve ticari tarihinin, Trabzon’u, önemli merkezlerden birisi olarak konumlandırdığını ifade eden Gülle, "Bugün Trabzon Limanı, yıllık ortalama on milyon ton yükleme kapasitesiyle, doğu – batı ekseninde ticaretin gelişmesini sağlayan, 'Transkafkasya' koridorunda dünyaya açılan en etkili kapılardan birisi olarak öne çıkmaktadır." diye konuştu.

Bir yandan ticaret savaşlarının, bir yandan da dijitalleşme ve internet devriminin, uluslararası ticareti, bir zamanlar hayal edilenden çok farklı bir geleceğe taşıdığını ifade eden Gülle, şöyle devam etti:

"Daha geleceğe gitmeden bugün bile, konvansiyonel ticaretin yanında, çok hızlı büyüyen bir e-ihracat ekosistemine de şahitlik ediyoruz. Ticaretin bilindik yaklaşımları değişirken, teknolojik dönüşüm, yeni lojistik çözümleri, yeni ticaret yollarını yeni yatırımları ve elbette yeni maliyetleri de beraberinde getiriyor. 21. yüzyıl ile birlikte Avrasya ve Asya-Pasifik’in yükselişiyle, Avrasya’nın en doğusu ve en batısında, Çin’den Macaristan’a kadar uzanan yeni ve köklü bir iş birliği döneminin içerisindeyiz. Küresel ölçekte ses getiren, mega projelere imza atıyor, geleceğin ticaret yollarını, geçmişte olduğu gibi bugün de bu coğrafya üzerinde tasarlıyoruz. Bilhassa Çin’in ortaya koymuş olduğu 'Kuşak Yol İnisiyatifi' kapsadığı 65 ülke ile kara yolu, demir yolu, petrol ve gaz boru hatları ile Çin’den Avrupa’ya, karadan köprüler kuruyor. Diğer taraftan da Güney Doğu Asya’dan, Doğu Afrika ve Akdeniz’in kuzeyine kadar uzanan limanlarla büyük bir ağ planlanıyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu orta koridor ise tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması açısından en stratejik alan olarak ortaya çıkıyor."

Gülle, bu koridora yapılacak yatırımın boyutunun 8 trilyon dolar olarak hesaplandığını belirterek, "Bunun 40 milyar doları, sadece ulaştırma alt yapısına harcanacak. Asya – Pasifik ve Avrasya’nın yükseldiği bu altın çağa şimdiden hazırlıklı olmalı, Türkiye ve bölge ülkeleri olarak gerekli adımları atmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde Türkiye'nin bir bir tamamladığı ve dünyaca takip edilen projelerin, kavşak noktası olma konumunu perçinlediğini vurgulayan Gülle, şunları kaydetti:

"Bu durum transit ticarette vazgeçilmez bir üs haline geleceğimize de işaret ediyor. Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprüleri, 18 Mart Çanakkale Köprüsü ve Avrasya Tüneli, Asya-Pasifik ile Atlantik’i birbirine bağlayan 21. yüzyılın en önemli projeleri olarak öne çıkıyor. Marmaray Projesi ve Bakü-Tiflis-Kars uluslararası demiryolu hattının sağladığı stratejik avantajla şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki İpek Yolu tekrar ayağa kalkmaktadır. Geçtiğimiz günlerde, Çin’den yola çıkan ilk yük treni Chang’nın, iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray’dan geçerek Avrupa’ya doğru yoluna devam etmesi bu projenin kilometre taşlarından birisi olarak tarihe geçmiştir. Bu noktada, Yeni İpek Yolu, kazan – kazan ilkesine dayalı olarak, Avrasya ülkelerinin bütünü için kapsayıcı bir kalkınmanın ve ticaretin önünü açmalıdır. Bölgesel ve küresel imkanların, sadece az sayıda ülkenin menfaatine çalıştığı bir dünyanın, sürdürülebilir bir geleceği yakalaması mümkün değildir. Nitekim, Avrasya’yı kucaklayan bir anlayışla, bölge devletlerinin tüm bu imkanları, enerji, hizmetler ve mal ticareti anlamında da güçlendirmesi adına, mega projelerimiz Türkiye’miz tarafından seferber edilmiştir."

Türkiye’nin ihracat ailesinin hız kesmeksizin büyümeye devam ettiğini anlatan Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2018 yılında tarihimizde ilk defa ihracat yapan firma sayısı ithalat yapanları geride bıraktı. 2019 yılında ise 85 bine ulaşan mal ihracatçımız ve 5 bin seviyesindeki hizmet ihracatçımız ile ticaret diplomasimiz sahada 90 bin nefere ulaşmıştır. Bu büyük ailenin sorumluluğunu taşıyor ve gururunu yaşıyoruz. Her zaman vurgulayarak söylüyoruz, hedefimiz, 'Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye'. Bu hedef için çalışıyor, bölgesel ekonomik bağımsızlığımızın en önemli odak noktasına, bu hedefi koyuyoruz. Bilhassa sizlerin liderliğinde atılan yeni adımlar, ihracatımızda yeni pazarlara, yeni fırsatlara dönüşüyor. İhracata yönelik dijital alt yapı hamlesi, dönüşüm içerisindeki küresel ticarete hızlı şekilde entegre olmamızı sağlıyor. Bavul ticaretini kayıt almak adına Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle kurmuş olduğumuz antrepo sistemi mikro ihracat için de önemli bir rol oynayacak. Yine Ticaret Bakanlığımızın inisiyatifi ile devreye giren, 'Dijital Gümrük Uygulaması' ihracat işlemlerinin kolaylaştırılması ve ihracatın kayıt altında tutulması anlamında devrim niteliğinde bir uygulamadır. Her zaman olduğu gibi, devletimiz, ihracat için attığımız her adımın arkasında durmaktadır. Yeter ki ihracat için, ekonomi için ülkemiz ve bölgemiz için çalışalım. Biz bu topraklarda el birliği, gönül birliği ve ülkü birliği ile tarihte nice başarılara imza attık. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, yine büyük başarılara imza atacağız."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :