26. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi

26. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi

Kongrenin ikinci günü oturumlarında "Batı toplumlarında İslam Algısı" ve "Küresel İktisadi Sistem ve İslam Dünyasının Ekonomik Potansiyeli" konuları ele alındı- Cezayirli Prof. Dr. Abdülmecid Bouguedra:- "Bazı emperyalist dünya güçlerinin İslam dünyasını

İSTANBUL (AA) - Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından düzenlenen "26. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi"nin ikinci gününün birinci ve ikinci oturumlarında, "Batı toplumlarında İslam algısı" ve "Küresel iktisadi sistem ve İslam Dünyasının Ekonomik Potansiyeli" konuları ele alındı.

ESAM Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Recai Tekin'in başkanlığını yürüttüğü birinci oturumda, ABD'de yaşanan 11 Eylül saldırıları sonrası İslam'ın Batı toplumlarında algılanışı konusu üzerine katılımcılar sunum yaptı.

Cezayir'den katılan Prof. Dr. Abdülmecid Bouguedra, terör ve şiddet adıyla yapılanların İslam ile hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek, "Bazı emperyalist dünya güçlerinin İslam dünyasını işgali ile sömürgecilik ve şiddet başladı. 'Böl-parçala-yönet' sistemiyle toplumlara sahip olmak için cahillik yaygınlaştırıldı. Avrupa, işgallerle çekildiği yerlerde bile hakimiyetini cehaleti yaygınlaştırarak devam ettirmeye çalıştı. Cahilliğe çözüm bulmak için ciddi adımlar atmak zorundayız. Tüm İslam ülkeleri birlik olarak, dış müdahalelere birlikle karşı durabiliriz." dedi.

İslamofobi'nin yayılması hakkında sunum yapan Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Özcan Hıdır, "Kendisine sürekli düşman arayan Batı, Sovyetler'in çöküşünden sonra kendine İslam ve Müslümanı düşman etti. Bu nedenle ABD'de yaşanan 11 Eylül saldırısı temel kırılma noktalarından biri oldu. Batı Müslümanlıkla ilgili kavramları değiştirdi. Cihadı, terör anlamında kullandı." diye konuştu.

Kongreye İngiltere'den katılan Davet'ül İslam Hareketi Başkanı Hasan Muhiddin, İngiltere'de yaşayan Müslümanlar için yürüttükleri çalışmaları anlatarak, "İngiltere'deki saldırılar sonrası İslam'a yönelik algı, terörün ve istikrarsızlığın kaynağı olarak bakılmaktadır. Bununla nasıl mücadele edeceğiz? Batıda yaşayan Müslümanların tek başına bununla mücadele etmesi mümkün değil, tüm İslam ülkelerinin ortak hareket etmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) katılan Yardımeli Derneği Başkanı Rıza Ferruh konuşmasında, Amerika'daki Müslüman algısına değinerek, "11 Eylül olayları sonrası insanlar bize çok yoğun sorularla geldiler. Medyayı etkin bir şekilde kullanmaya başladık. Kurumlarımızı 11 Eylül olaylarından sonra hızla geliştirdik. ABD'de 6 milyon Müslüman yaşıyor. Müslümanlara yönelik algı konusunda cahil insanların sıkıntı olduğunu görüyoruz. Doğal afetlerde yardım çalışmaları yapıyoruz. Bu, algının değişmesinde yardımcı oluyor." görüşünü dile getirdi.

Arjantin İslam Teşkilatı Temsilcisi Anibal Bachir Bakir, İslam'ın Arjantin'de 200 yıllık bir geçmişi olduğunu ifade ederek, "Batı medyasında İslam'dan örgütlü olarak bahsettikleri için daha etkin olabiliyorlar. Bizler Güney Amerika'da barış içinde yaşıyoruz. Atalarımız diğer din mensuplarıyla barış içinde yaşamış. Bu algı 11 Eylül saldırıları ve DEAŞ'ın ortaya çıkması ile değişti. Müslümanlar olarak lobicilikte zayıfız. Daha güçlü bir topluluk haline gelebilmek için lobicilik önemli." dedi.

Kongrenin ikinci oturumunda, "Küresel İktisadi Sistem ve İslam Dünyasının Ekonomik Potansiyeli" konusu tartışıldı.

Şehir Üniversitesi Öğretim Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan yaptığı sunumda, İslam ülkelerinin toplam ekonomik büyüklüklerini anlattı.

Kamerun'dan Osman Kotoko, İslam ülkelerinde yaşanan savaş ve iç karışıklıklara değinerek, "Özellikle yeraltı kaynaklarına sahip İslam ülkelerinde bu krizler daha yüksek, nerede bir kriz varsa orada doğal kaynaklarla ilgili bir kriz çıkartılıyor. Afrika'nın 14 ülkesinde kullanılan paralar Fransa Merkez Bankası tarafından basılıyor. Bu paraları çevirmek için de Fransa Merkez Bankasına muhtacız. Fransa sadece bundan, yıllık 70 milyar Avro kazanıyor. Bunun kölelikten farkı yok. fiziksel değil ama ekonomik kölelik yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bangladeş Cemaat-i İslami Yönetim Kurulu Üyesi Matur Rahman Akanda yaptığı konuşmada, ticari bakımdan büyük bir potansiyel olmasına rağmen batının İslam ekonomisinden istifade ettiğini aktararak, İslam ekonomisinin sosyal refahı öncelediğini dile getirdi.

Srilanka Cemaat-i İslami Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Cemşit de konuşmasında, İslam ülkelerinin ekonomik olarak Batı ülkelerine olan bağımlılığını eleştirerek, şunları söyledi:

"İslam alemi olarak güçlü ve zayıf noktalarımızı belirlemeliyiz. Kendimizi batıyla kıyasladığımızda genç bir nüfusa sahibiz ve bu çok önemli bir güç. Yeraltı kaynakları ve para var ve biz bunu, uygun bir şekilde kullanamıyoruz. Bunlar güçlü yanlarımız. Zayıf noktalarımız ise Müslüman sığınmacılar problemi. Milyonlarca sığınmacı var. Basın ve medya, zayıf olduğumuz alanlar. Biz medyamızı geliştirmeliyiz. Devletlerimiz hammadde satıyor ama ürünleri işleyemiyor. İslam dünyası batı ürünlerine bağlı olmaktan kurtulmalı."

İkinci gün oturumlarını Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve ESAM Genel Başkanı Recai Kutan da takip etti.



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :