"1'e 1 değişim formülü" hayata geçiyor

"1'e 1 değişim formülü" hayata geçiyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Suriyeli sığınmacılarla ilgili varılan mutabakat yarın hayata geçiyor- Yunan adalarından alınacak her Suriyeli için, Türkiye'den aynı sayıda Suriyeli AB ülkelerine yerleştirilecek- Avrupa'ya gideceklerde engelli, bakıma

ANKARA (AA) - MELTEM BULUR - Türkiye'nin, insan kaçakçılığı zincirinin kırılması ve yasa dışı göçün kontrol altına alınması amacıyla Avrupa Birliği'ne (AB) önerdiği "1'e 1 değişim formülü" yarın hayata geçiyor.

Brüksel’de 18 Mart’ta Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı Türkiye- AB Zirvesi'nde taraflar arasında sağlanan mutabakat, batı ve kuzey Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışırken bir bölümü Ege denizinde can veren sığınmacıların trajedisini de önlemeyi amaçlıyor.

Mutabakat çerçevesinde Yunanistan hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam, İleryoz ve İstanköy adalarını boşaltmış, 20 Mart'tan itibaren Ege Denizi'ni geçerek buraya gelen sığınmacıların Türkiye'ye geri dönüşleri için inceleme başlatmıştı.

Türkiye'den adalara giden, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü heyeti, Yunan ve Avrupalı yetkililerle ortak çalışarak tüm düzensiz göçmenleri mülakattan geçirdi ve kayıt işlemlerini yaptı. Kayıt esnasında Suriyeliler ve olmayanlar ayrıldı.

- 1'e 1 formülü nedir?

Yarın başlayacak uygulamaya göre, Yunan adalarından Türkiye'ye geri gönderilmesine karar verilen her Suriyeli karşılığında Türkiye’deki bir Suriyeli de AB ülkelerine yerleştirilecek. Uygulamaya ilişkin gündeme gelen sorular ve cevapları şöyle:

- Değişim sırasındaki masrafları kim karşılayacak?

Sığınmacıların değişim sürecindeki masrafları AB tarafından karşılanacak.

- Türkiye'deki sığınmacı sayısı artacak mı?

Türkiye'ye gelecek ve Avrupa'ya alınacak sığınmacı sayısı eşit tutulacağı için AB ile mutabakattan kaynaklı bir artış olmayacak.

- Plan, göçü nasıl yavaşlatacak?

Yasa dışı yollardan AB'ye ulaşmak üzere Türkiye'ye yapılan geçişlerin kayda değer ölçüde azalacağı öngörülüyor. Zira, düzensiz bir göçmen, iade edileceğini bile bile kaçakçılara yüklü paralar vererek risk almak istemeyecek. Böylelikle Türkiye üzerinden cereyan eden göç hareketi önemli ölçüde yavaşlayacak.

- Türkiye'den AB ülkelerine kimler gönderilecek?

AB ülkelerine sadece bugüne kadar Türkiye’ye gelen, kaydolan ve uluslararası koruma altında olan Suriyeliler gönderilecek. AB’ye yeniden yerleştirilecek Suriyeliler, Birleşmiş Milletler (BM) Kırılganlık Kriterleri çerçevesinde belirlenecek. Yani, engelli, bakıma ve tedaviye muhtaç kişiler ile risk altındaki kadın ve kız çocukları gibi gruplara öncelik verilecek. Keyfi seçim kıstasları kesinlikle kabul edilmeyecek.

Yerleştirme, Türkiye ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin işbirliğinde hayata geçirilecek. Türkiye’nin AB ülkelerine göndereceği 25 bin kişilik liste, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmayla oluşturuldu. Listedeki bu kişilerin masrafları da AB tarafından verilecek kaynaklardan sağlanacak.

- Değişimi öngörülen Suriyeli sayısı ne kadar?

AB’nin formül için açıkladığı sayı 72 bin. AB Konseyi, bu sayıyı temmuz ve eylül aylarında yapılan toplantılarda, üye ülkelerin taahhütlerine göre belirledi. Buna göre, "yeniden yerleştirme" kotası 22 bin 500 olarak belirlenmiş, bu kotanın 4 bin 500’ü kullanılmıştı. Türkiye için ilk olarak geriye kalan 18 bin kotası kullanılacak. Diğer taraftan, Yunanistan ve İtalya'dan diğer AB ülkelerine "yer değiştirecek" sığınmacı sayısı da 160 bin olarak belirlenmişti. Birlik, bu sayının 54 binini de Türkiye için ayıracaklarını açıklamıştı. Böylelikle toplamda en fazla 72 bin kişilik bir kota üzerinde anlaşılmış oldu. Türkiye ile AB arasında varılan mutabakata göre, uygulama bu sayı doluncaya kadar devam edecek. Alınan sığınmacı sayısı 72 bini geçerse ya alım durdurulacak ya da AB yeni kotalar oluşturacak.

- Mutabakat insan haklarını ihlal ediyor mu?

İltica başvurusunda bulunan Suriyeliler, zorla geri gönderilmeyecek. Bu kişilerle özel mülakatlarda bulunularak durum tespiti yapılacak. Uluslararası hukuk ilkesi olan "geri göndermeme" kendi ülkelerindeki bazı olumsuz koşullardan kaçarak güvenli bir ülkede yaşamak isteyenler için koruma sağlıyor ve devletlere bu kişileri kendi ülkelerine geri göndermeme yükümlülüğü yüklüyor.

- Suriyeliler dışındaki göçmenlerin durumu ne olacak?

Türkiye, bir yandan da en çok sığınmacı gönderen ülkelerle geri kabul anlaşması yapmak için çalışmalarına devam ediyor. Pakistan ile yapılan anlaşma yakında Meclis'te görüşülecek. Anlaşmanın onaylanmasıyla Türkiye'ye gelen Pakistanlılar ülkelerine gönderilebilecek.

Düzensiz göçmenlerin yüzde 56'sını Suriyeliler, yüzde 24’ünü Afganlar ve yüzde 10'unu Iraklılar oluşturuyor. Türkiye'de halihazırda 150 bin civarında sonuçlanmamış mülteci başvurusu bulunuyor.

Vize serbestisi tarihi, 29 Kasım 2015'te Brüksel’de yapılan Birinci Türkiye-AB Zirvesi’nde Ekim 2016 olarak belirlenmiş, bununla bağlantılı şekilde Geri Kabul Anlaşması'nın ise 1 Haziran 2016'da tüm hükümleriyle uygulanması kararlaştırılmıştı. 18 Mart'a gelindiğinde, varılan mutabakatla vize serbestisi tarihi Haziran 2016 sonuna çekilse de Geri Kabul Anlaşması için belirlenen 1 Haziran tarihi aynı kalmıştı. Vize diyalog sürecinin öngörülen süre içerisinde vize serbestisi ile sonuçlanmaması halinde, Geri Kabul Anlaşması’nın Türkiye tarafından tek taraflı feshedilmesi mümkün olacak.

- Uygulamada uluslararası aktörler rol oynayacak

Türkiye ile AB'nin 18 Mart’ta vardığı mutabakat, uygulanma açısından kolay olmasa da her iki tarafın bu konudaki deneyimleri sayesinde hayata geçirilebilir nitelikte bulunuyor. Uygulamada BM Mülteciler Yüksek Kurulu, Uluslararası Göç Örgütü, elçilikler gibi aktörler de rol oynayacak.

Suriye'de yaklaşık 5 yıldır süren iç savaşta 7,5 milyondan fazla kişi evini terk etmek zorunda kaldı. Bunların çoğu komşu ülkelere sığındı.

Resmi verilere göre, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon 733 bin Suriyeli bulunuyor. Bunların 280 binden fazlası AFAD denetimindeki kamplarda barınıyor.

Suriye Politika Araştırmaları Merkezi'nin (Syrian Centre for Policy Research) raporuna göre, çatışmalarda hayatını kaybeden kişi sayısı 470 bin civarında. Bu da ülke nüfusunun yüzde 11,5'i anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler, ölü sayısının 250 bini geçmesinin ardından saymayı bırakmıştı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :