MALATYA (AA) - Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cumali Kınacı, "Türkiye İstatistik Kurumu yaptığı anketlerle yaptığı değerlendirmelerde su kayıp oranını yüzde 35 olarak verdi. Şunu biliyoruz fiili olarak bu oran yüzde 55-60 civarında." dedi.

Kınacı, Malatya Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Konferans Salonu'nda düzenlenen "1. Su Kayıplarının Kontrolü Çalıştayı"nda, Türkiye'de kayıp kaçak su oranının gerek içme suyu gerek sulama sektörlerinde yüksek olduğunu ifade etti.

Su ihtiyacı olduğu zaman kayıp kaçakları ve tasarrufu düşünmeden yeni kaynaklara yönelindiğini aktaran Kınacı, bunun çok sayıda yerleşimde ve kurumlarda akla gelen ilk çözüm yolu olduğuna değindi.

Kendisinin 2011 yılında Muğla'nın Bodrum ilçesine gittiğini ve orada belediye başkanının ilçeye 250 kilometre mesafede bulunan Fethiye'den su getirmeyi düşündüğünü aktaran Kınacı, "O arada su kayıp kaçak oranını sorduğumda yüzde 73 demişti. Hesapladık mevcut verilen, gelen suyun kayıpları yüzde 50'ye düşse Fethiye'den su getirme ihtiyacı ortadan kalkıyor. Dolayısıyla kaynaklarımızı tasarruflu kullanabilmek için mevcut suyumuzu verimli bir şekilde kullanmamız, kayıp kaçakları da asgariye indirmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Yeryüzünde suyun sabit olduğunu ancak her geçen gün taleplerin arttığını aktaran Kınacı, mevcut su miktarının kirlenmeden dolayı azaldığını dile getirdi.

- Su kaybı ülkede yüzde 55'in üstünde

Suyun bilinçli tüketimi ve kalitesinin korunmasının büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Kınacı, şöyle devam etti:

"Su kayıp kaçaklarıyla ilgili Türkiye'de bir takım değerlendirmeler var. Türkiye İstatistik Kurumu yaptığı anketlerle, değerlendirmelerde su kayıp oranını yüzde 35 olarak verdi. Şunu biliyoruz fiili olarak bu oran yüzde 55-60 civarında. Çünkü biliyorsunuz Türkiye'nin nüfusu 80 milyon. Projelendirmelerde su ihtiyacı olarak kişi başına 200 litre esas alınıyor. Bunu dikkate alırsak günde 20 milyon metreküp suya ihtiyaç var. Bu şunu gösteriyor aslında su talebimiz yüksek."

Türkiye'de yüzde 50 su kaybı düşünüldüğü zaman bunun 10 milyar liralık bir değerinin olduğunu vurgulayan Kınacı, bunun sadece ekonomik olarak düşünülmemesi refah seviyesi olarak da değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.

Malatya'da bu yıl bir kuraklık yaşandığını anımsatan Kınacı, "Su altyapısını çok sağlıklı bir şekilde kurmamız, işletmemiz gerekiyor. Bu yönde bakanlığımız 2011 yılında yeni bir yapılanmaya gidince çalışmalar başlatıldı. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde su verimliliği diye bir şube kuruldu. Burada ilk iş olarak su kayıp, kaçak oranlarının düşürülmesiyle ilgili çalışmalar başlattı. Bu doğrultuda iki tane yönetmelik yayınlandı." şeklinde konuştu.

- Atık sular değerlendirilecek

Hedeflerinin 2019 yılında Türkiye'de yüzde 50'nin üzerinde olan kayıp kaçak su kullanım oranının yüzde 30'a düşürmek olduğunu anlatan Kınacı, bunun için de özellikle belediyelerin bu işi ciddiye alması gerektiğini söyledi.

Belediyelerin kaynaktan musluğa su yönetimi geliştirme kavramını geliştirmeleri gerektiğini vurgulayan Kınacı, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kullanılmış suların tekrardan kullanabilirliğiyle igili araştırma başladı. Bu proje bütün Türkiye'yi kapsıyor. Bundan sonra Türkiye'deki kullanılmış su potansiyeli nedir, bunların sarf edileceği yerler nerelerdir, bunlar belirlenmeye başlandı. Atık suları bir kaynak olarak değerlendireceğiz. Bunu da dikkate almamız gerekiyor."

Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hayrettin Güngör ise sorunlarla ilgili ciddi çalışmalar yürüttüklerini ve bunlara yönelik öneriler hazırladıklarına işaret etti.

Yerel yönetimlerin temel ilkelerinden birisinin de ölçeklerine göre yetkilendirilmesi ve bu konuda kaynak sağlanması olduğunu kaydeden Güngör, "Su kayıp ve kaçakların bizim kaybımız parasal değeri 5 milyar civarında. Bugün biz büyükşehirler arasındaki gelir dağılımını dengelemek için yıllık 2 milyara ihtiyacımız var. Kaynak yaratmanın birinci amacı tasarruf sağlamak, kayıp kaçağı önlemek, israfı önlemektir. Diğer taraftan kaynak bulamıyorsunuz." dedi.

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise bu tür çalıştayların son derece yararlı olduğuna inandığını ve kendilerinin de Türkiye'nin her noktasındaki bu tür programlara katıldıklarını anlattı.

Konuşmaların ardından düzenlenen çalıştay sunumlarla başladı. İki gün sürecek çalıştayda, çeşitli üniversitelerden profesörlerin de katılımıyla sunumlar ve saha çalışmaları düzenlenecek.

AA