Türkiye'nin peynir ihracatı 10 katına çıkabilir

Türkiye'nin peynir ihracatı 10 katına çıkabilir

Türkiye'nin, küresel ticarette peynirdeki 160 milyon dolarlık payını, ürünlerini markalaştırarak 10 kat arttırabileceği belirtiliyor- Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özçatalbaş:- "Türkiye 200 kadar peynir çeşi

ANKARA (AA) - GÖKHAN ERGÖÇÜN - Türkiye'nin, küresel ticarette peynirdeki 160 milyon dolarlık payını, ürünlerini markalaştırarak 10 kat arttırabileceği belirtiliyor.

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, peynirciliğin önemli bir sektör olduğunu ve dünyada 26 milyar dolarlık bir ihracat rakamını yakaladığını söyledi.

Türkiye'nin küresel peynir ihracatındaki payının sadece binde 6 olduğunu belirten Özçatalbaş, "Oysa Türkiye 200 kadar peynir çeşidiyle dünyanın sayılı ülkelerinden birisi. Son derece kaliteli ürünlerimiz var ancak bunları dünya gündemine getiremiyoruz. 26 milyar dolarlık peynir ihracatı pazarında Türkiye'nin 160 milyon dolarlık bir payı bulunuyor. Peynir ihracatımız 10 kat artırılabilir." dedi.

- Markalaşmayla başarı sağlanabilir

Tarım ve dış ticaret politikası içinde peynire özel strateji belirlenmesi gerektiğini anlatan Özçatalbaş, coğrafi işaret, organik ürün sertifikalandırma gibi uygulamaların artırılmasıyla sektörün önünün açılabileceğini ifade etti.

Özçatalbaş, Türkiye'nin tekstil, endüstri ve turizm gibi alanlardaki gibi tarımda da markalaşmaya önem vermesi gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Parmesan, Rokfor gibi peynir türlerinin dünyada 1 milyar doların üzerinde ihracat hacmi var. Üreticilerin bir araya gelmesi ve ürünlerini markalaşarak sunması önemli. Hem ürünlerin kalitesine yönelik Ar-Ge ve yayım çalışmaları geliştirilerek hem de markalaşarak başarı elde edilebilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile diğer bakanlıkların da içinde olduğu, disiplinler arası bir çalışmaya ihtiyaç var. Ürünlerimizi ulaştırabilecek ulusal ve uluslararası düzeyde pazar imkanlarıyla ortaklıkların geliştirilmesi gerekiyor. Geçen yıl dünyadaki en iyi 66 peynir seçildi, biz bu grupta Kars kaşarı, Divle tulum peyniri, Ezine peyniri gibi kendi ürünlerimizi de görmek isteriz. Dünya Peynir Ödüllerine (World Cheese Awards) Türkiye'den en az 5 peynir katılmalı. Bu konuda üreticilerin, meslek ve ticaret odalarının, belediyelerin ve kalkınma ajanslarının hızlı bir çalışma yapması gerekiyor."

- "Peynirde kalite ve marka belirleyicidir"

Ambalajlı Süt ve Süt Üreticileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı da Türkiye'nin Ortadoğu ve Körfez ülkeleriyle Kuzey Afrika başta olmak üzere birçok bölgeye peynir ihracatı yaptığını belirterek, Türkiye'nin pazar payının artırılması için uygulamaya konulan yurt dışı pazar araştırması ve fuar katılım desteğinin önemine işaret etti.

Türk sütü ve süt ürünlerinin uluslararası organizasyonlarda yeterince temsil edilemediğine değinen Çallı, şöyle konuştu:

"Peynir gibi katma değeri yüksek ürünlerde kalite ve marka belirleyicidir. Kalitesiyle pazarda kabul görmüş ve markalaşmış bir ürünün fiyatı, belirli bir noktadan sonra ikinci planda kalmakta ve bu da süt ürünleri ihracatımızın artırılması noktasında oldukça önemli hale gelmektedir. Bunun en güzel örneği, bugün peynir ihracatımızda oldukça önemli bir ürün olan ve Ortadoğu ülkelerinde 'Turkish Labneh' olarak kabul gören labne peyniridir."

Peynirlerin uygun kriterlerle geleneksel şekliyle üretimi için "coğrafi işaret"in önemli olduğunu dile getiren Çallı, "Bunların yanı sıra Cumhurbaşkanımızın 'Enva-i çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya satacağız' sözleri, sektörümüzün önemini gösteren bir vurguydu." diye konuştu.

- "Destekleyici politikalar sorunları çözecek"

Muratbey Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol da karlılığın düşük oluğu sektörde firmaların büyük bir çoğunluğunun markalaşmaya kaynak ayıramadığına dikkati çekerek, "Markalaşma demek bedel, masraf, tanıtım demek. Ortadoğu pazarından gelen düşük fiyat talebine Türk üreticilerinin düşük kaliteyle cevap vermesi de Türk mallarının imajının yıpranmasına neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'deki süt fiyatlarının şu anda Avrupa ile aynı olduğunun altını çizen Erol, "Süt kalitemiz Avrupa'dan daha düşük ve ihracat için verilen destekler de son dönemde biraz azaldı. İstikrarlı bir süt üretiminin olmadığı bir ülkeyiz." ifadelerini kullandı.

Erol, Türk peynirlerinin dünyaya ulaşabilmesi için hem bakanlıkların hem de marka sahiplerinin yoğun çalışmalarda bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Şirketimizin markaları ve ürünleri birçok ülkede tescillendi. Patent ve marka tescili büyük öneme sahip. Sektörü yönlendiren üç ana unsur perakendeci, sanayici ve ham madde üreticileri. Başta Ekonomi ile Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere özel sektördeki paydaşlarla çeşitli toplantılar yapılarak sorunlar masaya yatırılıyor. Eylül 2016'da gerçekleştirilen TÜSİAD’ın Verimlilik ve Gıda Enflasyonu Konferansı'nda da bu konular geniş şekilde ele alındı. Devletimizin özel sektör ile iş birliği yaparak, uygulayacağı destekleyici politikalarla sorunları çözeceğine inanıyoruz."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler