İSTANBUL (AA) - Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, "Yaşanılan insani krizin bitip, Suriyeli kardeşlerimiz evlerine dönene kadar, milletimizin onların yardımında olacağına olan inancımız tamdır. Türkiye, milletiyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla bundan önce olduğu gibi yine misafirlerine sahip çıkacaktır." ifadelerini kullandı.

Akbulut yaptığı yazılı açıklamada, Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşın, milyonlarca insanı vatanından göç etmeye zorladığını ve Türkiye'ye de 3 milyondan fazla Suriyelinin sığındığını belirtti.

Suriyelilerle "ensar-muhacir kardeşliği" şuuruyla barınma merkezlerine mahkum etmeden, ekmeğin, ülkenin ve sokağın karşılık beklemeksizin paylaşıldığını anlatan Akbulut, kadirşinas, ahde vefalı ve mazlumun yanında olan Türk milletinin, Suriye'de yaşanan insanlık dışı savaşa kayıtsız kalmadığını gerek sınırları içinde gerekse sınırları dışında insani yardım sağlamada en cömert davranan ülke olduğunu vurguladı.

Türk milletinin, insanlık adına bir umut, ümmet kardeşliği için de güzel bir örnek olduğunu aktaran Akbulut, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Suriye krizinin uzamasını ve yaşanan kısmi hoşnutsuzlukları istismar eden art niyetli kişi ve teşkilatlar, Suriyeli kardeşlerimizi hedef tahtası haline getirmişlerdir. Maksatlı kampanyalar, kara propagandalar ve bir merkezden üretilmiş gibi klişe siyasi ifadelerle, ülkemize sığınan Suriyeliler üzerinden gerginlik çıkartılmak istenmektedir. Suriye halkı ile güçlü tarihi, kültürel ve komşuluk bağlarımız vardır. Milletimizi bu iftira kampanyaları karşısında, müşfik ve itidalli olmaya davet ediyoruz. Milletimizin hayırperverliğini baltalamak isteyenler, emellerine asla ulaşamayacaklardır. Türkiye, büyük bir sınavı hakkıyla vermiştir ve vermeye devam etmektedir. Ensar-muhacir kardeşliğine güzel bir model olmuştur."

Hamza Akbulut, İçişleri Bakanlığının İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde insani göçle ilgili düzenleme ve güvenlik tedbirleri içeren bir uygulamasının güzel neticeleri olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Vatandaşlarımız, 2011 yılından itibaren göç ile ülkemize gelen halk ile bir arada yaşamaktadır. Bu yeni bir durumdur. Karşılaşılan olaylar ve oluşan talepler bir düzenleme yapma ihtiyacını doğurmuştur. Bu uygulama, topyekun sınır dışı etme operasyonu değildir. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirler için takdir edilen muhacir sayısının dengelenerek suistimalleri önleme zarureti vardır. Ülkemizde kayıtlı olarak bulunan kardeşlerimizin, kendilerini misafir olarak kabul eden şehirlerimizde ikamet etmeleri sağlık ve eğitim başta olmak üzere daha iyi hizmet almalarını sağlayacaktır. Ülkemizin yasa dışı göç merkezi haline gelmesi hem insani hem de hukuki değildir. İnsani göç konusunda ülkemize zarar vermek için kullanan uluslararası suç organizasyonlarına karşı tedbirlerin alınması hepimizin güvenliği için gereklidir.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve valilerimizin uygulamada hassasiyet göstererek, bir mağduriyet oluşmasına izin verilmeyeceğine inanıyoruz. Geçen zaman içinde iktisadi ve ailevi istikrarını sağlayarak, yaşadığı şehre intibak sağlayan muhacirler özel durumları göz önünde bulundurulmalı, göçe tabi tutulmamalıdır. Yaşanılan insani krizin bitip, Suriyeli kardeşlerimiz evlerine dönene kadar, milletimizin onların yardımında olacağına olan inancımız tamdır. Türkiye, milletiyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla bundan önce olduğu gibi yine misafirlerine sahip çıkacaktır."