ANKARA (AA) - ZUHAL DEMİRCİ- Pakistan Milli Meclisi Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Keşmir'de son günlerde artan insan hakları ihlallerine ilişkin, "Şimdi bütün dünyanın bir araya gelip, işgal altındaki Keşmir'de yaşanan insan hakları ihlallerini ve baskıyı dile getirmesi lazım. Eğer bu yaşananlar Müslüman bir ülkede değil de ABD ya da Avrupa'da olsaydı insan haklarına ilişkin kurallar çok daha farklı işlerdi." dedi.

Sadık, AA muhabirine gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hindistan'ın Cammu Keşmir bölgesinde 8 Temmuz'da 22 yaşındaki Burhan Wani'nin Hintli güvenlik güçleri tarafından öldürülmesinin ardından çıkan çatışmalarda gençlere, yaşlılara ve kadınlara karşı mermi kullanıldığını ve çok sayıda kişinin ciddi şekilde yaralandığını hatırlatan Sadık, Keşmir'de şu an tamamıyla yerli bir direnişin var olduğunu vurguladı.

Sadık, Keşmir halkının Hindistan'ın uyguladığı baskıdan kurtulmak isteğini belirterek, "Şimdi bütün dünyanın bir araya gelip, işgal altındaki Keşmir'de yaşanan insan hakları ihlallerini ve baskıyı dile getirmesi lazım. Eğer bu yaşananlar Müslüman bir ülkede değil de ABD ya da Avrupa'da olsaydı insan haklarına ilişkin kurallar çok daha farklı işlerdi." değerlendirmesinde bulundu.

Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'in Keşmir meselesini konuşmaya hazır olduklarını açıklamasının ardından yakın tarihte bir müzakere olup olmayacağı sorusunu yanıtlayan Sadık, "Şu anda herhangi bir müzakere yok. Fakat biz şuna inanıyoruz ki savaş alanı, meselenin çözüm yeri değil, bu mesele masada çözülmeli." şeklinde konuştu.

- Türkiye-Pakistan ilişkileri ve Pakistan'daki FETÖ yapılanması

Sadık, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelecek dönemde nasıl bir seyir izleyeceğine ilişkin, Türkiye'nin Pakistan'ın en yakın dostlarından biri olduğunu ve Keşmir gibi birçok konuda iki ülkenin yan yana durduğunu kaydetti. Türkiye'nin Keşmir meselesinin çözümünde dürüst ve doğru bir tutum sergilediğini de vurgulayan Sadık, tıpkı kendi ülkesi gibi Türkiye'nin de bir an önce bu sorunun çözümünü arzuladığını belirtti.

Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkilere büyük önem verdiklerini belirten Sadık, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimini ülkesinin yakından takip ettiğini ve o gece büyük bir endişe duyduklarını anlattı. Söz konusu girişimin ardından Pakistan'da iktidar ve muhalefetteki tüm milletvekillerinin oy birliğiyle Türkiye'yi destekleme kararı aldığını hatırlatan Sadık, "Türkiye, FETÖ'yü terörist ilan ediyorsa, Pakistan da Türkiye'nin isteği doğrultusunda hareket edecek ve Türk hükümetini desteklemeye devam edecektir." dedi.

Sadık, Pakistan'da FETÖ'ye ait okullara yönelik yapılacak çalışmalara ilişkin soruya ise bu duruma Türk hükümetinin karar vereceğini ve isteklerinin okulların kapatılması yerine Türk hükümetinin sahipliği ve kontrolünde devam etmesi olduğu yanıtını verdi. Sadık, "Okullara ilişkin mesele, Pakistan-Türkiye ilişkileri ile karşılaştırıldığında çok küçük bir mesele. Bu okulların geleceğine Türk hükümeti karar verecektir." dedi.

- Pakistan'ın Rusya ve Çin ile ilişkileri

Pakistan ve Rusya arasındaki ilişkilerin bugüne kadarki en iyi seviyeye ulaştığını kaydeden Sadık, iki ülke arasındaki ilişkilerin gün geçtikçe daha da gelişeceğine inanadıklarını söyledi.

Sadık, Çin ile ikili ilişkiler konusunda ise, 46 milyar dolar değerinde Çin-Pakistan Ekonomik Koridor Projesi'nin şu an yürürlükte olduğunu ve iyi bir şekilde ilerlediğini dile getirerek, projenin Pakistan ve Çin arasında bir bağlantı oluşturmanın yanı sıra Afganistan, Orta Asya ülkeleri, İran ve Türkiye arasında da bir bağlantı teşkil edeceğini dile getirdi.

Sadık, elektrik üretimi ve iki ülke arasındaki mesafenin kısaltılması gibi konuları içeren projenin, Çin ile ilişkilerin gelişmesinde bir başlangıç niteliği taşıdığını ve daha büyük çaptaki projelerin önünü açacağını bildirdi.

- Hindistan Başbakanı Modi'nin Pakistan'a yönelik iddiaları

Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) zirvesinde yaptığı konuşmada "Pakistan'ın terörün ana vatanı" olduğu şeklindeki iddialarına değinen Sadık, şunları kaydetti:

"Hindistan'da Gujarat eyaleti valiliği yaptığı sırada binlerce Müslümanı öldürmüş biri (Modi) böyle şeyler söylememeli. Öncelikle o dönemde Gujarat'ta, şu anda da Keşmir'de yaptıklarına ve Hintlilerin Penjab eyaletindeki altın tapınağa yönelik saldırısına baksınlar. Birini terörist ilan etmeden önce kendi yaptıklarına baksınlar. Terörizmi Pakistan başlatmadı. Biz terörizmden zarar görüyoruz. Modi, başka şeyler konuşmaya başlamadan önce Gujarat'a baksın."

Pakistan ile Hindistan arasındaki İndius Suyu Anlaşması'nın Hindistan tarafından iptal edilebileceği ya da Hindistan'ın anlaşmadan tek taraflı çekilebileceğine yönelik söylentilerin sorulması üzerine Sadık, "Uluslararası bir anlaşma olması sebebiyle İndius Su Anlaşması'nı iptal etmek o kadar kolay değil. Tek taraflı iptal söz konusu olamaz. Hindistan'ın böyle bir girişimde bulunması halinde Pakistan kendisini savunmayı gayet iyi bilir." ifadelerini kullandı.

- ABD'deki "11 Eylül yasası"

Sadık, 11 Eylül saldırılarından dolayı Suudi Arabistan’a dava açılmasına olanak tanıyan yasanın ABD Kongresinden geçmesine ilişkin şunları söyledi:

"Söz konusu tasarının Kongre'den geçmesine çok şaşırdım. Bu tasarı, Suudi Arabistan hükümetini de sorumlu tutmaya yol açabilir fakat şunu bilmeliyiz ki terörizm faaliyeti bireyseldir ve bu kişilere yönelik bireysel olarak harekete geçilmelidir. 11 Eylül'deki saldırılar çok talihsizdi. Pakistan hükümeti ve halkı bu olayı kınadığı gibi her türlü terörizmi kınadı ve hiçbir zaman terörizmin yanında yer almadı. 65 bin insanını terörizm ve savaşta kaybetmiş Pakistan nasıl olur da herhangi bir terörizmin yanında yer alabilir?" diye konuştu.

Pakistan ve Afganistan arasındaki sınır bölgelerinde yaşanan çatışmalardan Pakistan halkının ciddi oranda etkilendiğini belirten Sadık, "Afganistan'da istikrar olmadığı sürece Pakistan'da da istikrar olmayacaktır. Afganistan'ın istikrara kavuşması için her türlü işbirliğine açığız." dedi.

AA