Osmanlı padişahı İkinci Mahmud'a neden Gavur Padişah deniyordu? HİSDER'de konuşuldu

Osmanlı padişahı İkinci Mahmud'a neden Gavur Padişah deniyordu? HİSDER'de konuşuldu

HİSDER’de Türkiye’de toplum ve siyaset ilişkisini sosyolojik açıdan ele alan Doç. Dr. Faruk Karaaslan, “Askerî imtiyazlar, Türkiye’de her zaman toplum ve siyasetin belirleyen belge noktası olmuştur” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde ‘Türkiye’de Toplum ve Siyaset’ ilişkisini sosyolojik açıdan ele alan sosyolog Faruk Karaaslan, Türkiye’de her zaman toplum ve siyaseti belirleyen belge noktasının askerî imtiyazlar olduğunu söyledi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Karaaslan, “Türkiye’de toplum ve siyaseti konuştuğumuzda askeriyeyi büyük bir başlığın altında ele almak gerekiyor. Çünkü askerî imtiyazlar, Türkiye’de her zaman toplum ve siyasetin belirleyen belge noktası olmuştur. Osmanlı’da da bu böyledir” dedi. Karaaslan, kılık kıyafet reformu yaptığı için halk arasında “gâvur padişah” olarak bilinen II. Mahmut’la ilgili şunları söyledi: “II. Mahmut, Mustafa Kemal’den çok daha yenilikçi, yenilik yapma noktasında daha cesur, daha sert girişimlerde bulunmuş bir padişahtır.”

AVRUPA’DA TANRI’NIN YERİNİ AKIL ALDI

İmparatorluklar döneminde toplumun, tebaa olduğu için ne siyaseti, ne kurumları ne de o kurumlara bürokrat atamalarını belirleme hakkı olmadığına işaret eden Doç. Dr. Karaaslan, imparatorluklar devrinin sona ermesiyle birlikte Avrupa’da 18.yüzyılda aydınlanma felsefesinin doğduğunu belirterek “18. yüzyıl Avrupası’nda aydınlanma felsefesi diye bir hadise ortaya çıkıyor. Avrupalılar diyor ki, “Tanrı artık ölmüştür! Biz aklımızla Tanrı’nın bize buyurduğu her şeyi yapabilir hâle geldik. Dolayısıyla Tanrı’yla ilgili hiçbir şeye ihtiyaç yoktur” dedi. Avrupa’da dinin her yerde dışlanmasıyla birlikte sapkın bir tarikatın ortaya çıktığını ve daha sonra modernleşme diye bir hadisenin cereyan ettiğine dikkati çeken Doç. Dr. Karaaslan, Batı’nın teknik ve ekonomi başta olmak üzere yenilikler katmak suretiyle her alanda ilerlediğini belirterek pozitivizmin çıkmasıyla birlikte Osmanlı aydınlarının bundan etkilendiklerini, modernleşmenin ardından Tanzimat’la birlikte Batılılaşmaya doğru evrildiğimizi hatırlattı.

Osmanlı’nın Avrupalılaşma yönünde karar almasıyla birlikte Müslüman toplum ile siyaset ve devlet arasında gerilimin başladığını ifade eden sosyolog Karaaslan, şunları dile getirdi: “Türkiye’de toplum ve siyaseti düşündüğümüzde devletle siyaset arasında bir gerilim başlıyor. Bu gerilim, 2000’lere kadar Türkiye’de toplum ve siyaseti belirleyen bir gerilim. Aslında bu gerilimin ilk miladı Cumhuriyet değildir. Gâvur padişah diye halkın dilinde dolanan bir padişah vardır. II. Mahmut’a halk “gâvur padişah” adını takar. Neden? Kılık kıyafette reforma gitmiştir. Yenileşmeye gitmiştir. Halk bunu hazmedemeyince ona “gâvur padişah!” demiştir. Cumhuriyet döneminde bu gerilim had safhaya çıkmıştır. Halk, hafızada şöyle bir gerilim yaşamıştır. Ya bu devlet, bizim babamız olan koruyan kollayan devlet mi? Yoksa bizim dinimizi, diyânetimizi elimizden alan devlet mi? Devletle hükümet iç içe geçince, halk bu gerilimi yaşamıştır. Demokrasi adı altında bir totaliter sistem uygulanmıştır. Türkiye’de toplum ve siyasetin dengesi, 20 yıllık bir hikâye değil. Bugünkü toplum siyaset ilişkisi 30 yıllık hikâye değil. Osmanlı modernleşmesi ta II. Viyana’ya kadar dayanan bir Osmanlı modernleşmesi hikâyesi. Bu hikâyede her ne kadar unutuyormuş gibi görünsek de halkın hafızasında kemikleşmiş hadiseler var. Bunlar İstiklâl Mahkemeleri, darbeler, kılık kıyafet, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Kur’an’ın okunmasının yasaklanması, camilere sıraların konulmaya çalışılması, ibadetin Türkçe yapılma denemeleri. Bunlar biz her an hatırlamasak da zihnimizin arka planında sürekli var, işliyor. Ve bugün hâlâ bizim siyasetle nasıl ilişkiye geçeceğimizi belirliyor. Boğazdaki aşiretler bu süreci nasıl açıklıyor. Ya bu halk cahil. Bu halk okumamış. Bu halk bilmiyor. Bu kafa bu süreci böyle yorumlamaya devam ettikçe Türkiye’de toplum ve siyasetin dengesi nitelikleşmiyor.”

whatsapp-image-2022-02-23-at-11-07-08.jpegwhatsapp-image-2022-02-23-at-11-07-08-1.jpeg

Meram Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmından sonra derneğin teşekkür plaketini, Hisder Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Altuntaş, emekli eğitimci Mehmet Emin Tulukçu ve Ak Parti eski İl Başkan Yardımcı Mustafa Erkuş ile birlikte takdim etiler.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler