Maden Kanunu'nda değişiklik yapan teklif

Maden Kanunu'nda değişiklik yapan teklif

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel:-"Genel Kurulun önündeki bu teklif, Soma katliamının yaşandığı koşullardan dahi geriye giden bir düzenlemeyi içermektedir"

TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurul gündemindeki Maden Kanunu'nda değişiklik teklifinin, Soma katliamının yaşandığı koşullardan dahi geriye giden bir düzenlemeyi içerdiğini savundu.

Özel, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM'nin gündeminde 52 maddelik Maden Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin bulunduğunu anımsattı.

Teklifin 20. maddesinin, Türkiye Taş Kömürü ve Türkiye Kömür İşletmeleri uhdesinde bulunan sahaların bölünerek devredilmesini veya mevcut rödovans sahalarının, rödovans alanları ile sınırlı olarak yapacakları sözleşmeye istinaden bölünerek devredilmesine olanak tanıdığını belirten Özel, bu hükmün, 301 vatandaşın hayatını kaybettiği Soma faciasının ardından kurulan Araştırma Komisyonu raporuna büyük bir tezat oluşturduğunu savundu.

Özel, komisyonun AK Parti'li üyeleri dahil tüm üyelerinin raporda uzlaştıkları önemli konu başlıklarından birinin rödovans ve hizmet alımı uygulamasından kaynaklanan sakıncalar olduğuna işaret ederek, raporda bu yöntemin yarattığı sorunların detaylı biçimde ele alındığını, hukuki ve teknik sakıncalarının yanı sıra yatağın parçalanması nedeniyle rezervin verimli kullanılamadığının vurgulandığını anımsattı.

Komisyon raporunun önerilerinin önemli ölçüde hayata geçirilemediğini ifade eden Özel, ancak Genel Kurulun önündeki bu teklifin, Soma katliamının yaşandığı koşullardan dahi geriye giden bir düzenlemeyi içerdiğini ileri sürdü.

Özel, bugün hiçbir maden ocağının, 13 Mayıs 2014 günü Soma’daki ocaktan daha güvenli olmadığını iddia ederek, şunları kaydetti:

"Teklifin 45. maddesi ise 2016'daki düzenlemeyle son kez olduğu vurgulanarak 2019’a uzatılan termik santralların filtrasyon sistemi kurma süresini 2021’e kadar yeniden ertelemektedir. Bu, termik santrallara havayı kirletmeleri için 2 yıl daha süre tanımak anlamına gelmektedir. Termik santralların bulunduğu yerlerdeki hava kirliliğinin ortalamanın üzerinde olduğu, bazı yerleşim yerlerinde ise Dünya Sağlık Örgütünün öngördüğü sınır değerlerin dahi üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda, bölge halkının kirli havayı solumasının önüne geçecek filtrasyon sistemi başta olmak üzere çevre mevzuatına uyuma yönelik düzenlemelerin 2 yıl daha geciktirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir.

Teklif, bu haliyle kanunlaşırsa, baca gazı kükürt giderim tesisi bulunmayan Çanakkale/Çan, Şırnak/Silopi, Kahramanmaraş/Afşin-Elbistan, Karabük / Kardemir, Kütahya/Tunçbilek, Kütahya/Seyitömer, Manisa/Soma, Sivas/Kangal ve Zonguldak/Çatalağzı’nın yanı sıra kükürt giderim tesisi tam verimle çalışmayan santralların bulunduğu yerleşim yerlerinde ölüme davetiye çıkarmaktadır. Uyumun 2021’e ertelenmesi demek, hava kirliliğinden kaynaklanan her yıl 1100 ölümü önleyememek, vatandaşlarımıza sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı sağlayamamaktır. Bu düzenleme her fırsatta 'Ben çevrecinin daniskasıyım', 'Asıl çevreci benim' ifadeleriyle böbürlenen Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevre katliamlarıyla dolu siciline bir yenisini ekleyecektir. Bu nedenlerle, teklifin yeniden gözden geçirilmesi, komisyon aşamasında yapılamayan ve sorunlarla dolu bu hükümlerin Genel Kurul aşamasında değiştirilmesi gerekmektedir."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :