Türkiye’de reklam sektörü, reklamverenlerin bu alandaki çalışmalarını artırmasıyla 2000’li yılların başında büyük bir ivme kazandı ve reklamcılığın markalaşmak adına vazgeçilmez enstrümanlarından biri oldu. Bunu takiben geçtiğimiz on yıl içerisinde bu alanda faaliyet gösteren firmaların sayısında da gözle görülür bir artış yaşandı.

Konya Reklamcılar Derneği Başkanı Osman Yavuz sektörün sorunları ve Konya'nın reklamcılığa yaklaşımını Memleket'e anlattı. Sektörde kalifiye eleman sıkıntısı yaşandığını anlatan Osman Yavuz, "eğitim sisteminde kalifiye eleman sorununa yönelik çalışmalar yapılmalıdır" diye konuştu.

REKLAMCILAR AKILLI ADAMLARDIR

Herkes Konya için elini taşın altına koymalıdır diyen Konya Reklamcılar Derneği Başkanı Osman Yavuz, "Konya deyince akla kadim şehir gelir. Ve Konya’ya hizmet etmek ayrı bir güzelliktir. Konya Reklamcılık Derneği olarak son dönemlerde farklı çalışmalar başlattık. 15 günde bir programlar yapıyoruz. Üyelerimizin özellikle faydasına olan programlar gerçekleştiriyoruz. Elimizden geldiğince bu şehre katkı sağlamaya çalışıyoruz. Biz reklâmcıysak bu şehir için yapılabilecek ne varsa sonuna kadar elimizi taşın altına koymalıyız. Reklâmcılar akıllı adamlardır. Firma sahipleri kendi firmalarını yönetiyorlar ama markalarını yönetebilmek için reklâmcıları çağırıyorlar." ifadesini kullandı.

YENİ KUŞAK REKLAMA SICAK BAKIYOR

Konya'da reklam algısının değiştiğini de anlatan Yavuz, "Firmalar eskiden “ne iş yapıyorsunuz” diye sorduklarında “reklamcıyız” cevabı karşısında reklamı daha tam algılayamadıklarından dolayı “tabelacı mısınız?” diyorlardı. Biz de anlatıyorduk. Tabi yavaş yavaş bu anlayış kırılmaya başladı. Şimdiki kuşağın düşünceleri dedelerinden, babalarından daha farklı. Reklamın ne olduğunu, gerekli olduğunu daha iyi anlıyorlar." dedi.

FİRMALAR BÖLÜNÜNCE MARKA OLAMIYOR

Konya'nın en büyük sıkıntısının markalaşma olduğunu da söyleyen Osman Yavuz,"Konya bir kobi şehri. Ağırlık olarak tarım, sanayi, ayakkabı ve yan sanayi noktasında ilerlemiş bir şehirden bahsediyorum. Konya'dan ciddi anlamda markalar çıkmaya başladı. Bunlar yeterli mi? Değil. Baktığımız zaman bir elin parmağını geçmiyor. Tam marka olduk derken bölünüyoruz, bölününce de marka çıkaramıyoruz. Ürünümüzü marka yapabilmek için tanıtmamız lazım ama tanıtamıyoruz. Şehirle alakalı lobi yapmamız lazım. Eğer şehri ciddi manada tanıtırsak markalar da yavaş yavaş gelişecektir. Şehrin tanıtımıyla alakalı toplantılar yapmalıyız. Kimlerin çağırılması gerekir? Bu şehre hizmet eden gazetecisiyle, televizyoncusuyla, reklâmcısıyla, sanayi ve ticaret odasıyla, STK’larıyla çağırılıp "neler yapılabilir?" diye konuşulması lazım. Bu şehir için bir şey yapılmak isteniyorsa bunlar yapılmalı." diye konuştu.

KALİFİYE ELEMAN SORUNUNU KENDİ İÇİMİZDE ÇÖZECEĞİZ

Üniversitelerin sektöre eleman yetiştiremediğini de ifade eden Osman Yavuz, "Kötü reklâmın olumlu dönme ihtimali sıfırdır. Biz ürünümüzün bilinmeyen özelliklerine varıncaya kadar anlatmak için reklam yapıyoruz. Bizim bu sektörde en büyük sıkıntımız eleman yetersizliğidir. Ne eleman yetişiyor ne de yetiştiriliyor. Bu sorun en çok eğitim sisteminin yanlışlığıyla alakalı. Şu an ara eleman çıkmıyor. Çünkü 12 yıllık zorunlu bir eğitim var. Eskiden çocuk ilkokuldan sonra okuyacaksa okula, okumayacaksa 1 sene Kur’an kursuna sonra da sanata yöneliyordu. Şimdi ise grafiker noktasında, yazılım noktasında büyük bir sıkıntı var. Yetişmiş eleman yok ve yetişmeye niyetleri de yok. İletişimin Reklam ya da reklam ile ilgili bölümlerinden her yıl yaklaşık 120 tane mezun veriyor ama içerisinden mesleğe yönelecek 3 tane adam çıkmıyor. Biz bununla alakalı bir proje hazırladık. Hem liseler hem üniversiteler arasında bir yarışma düzenleyeceğiz. Reklâmcılıkla alakalı iş garantili eğitim seminerleri vereceğiz.  Yani kalifiye eleman sıkıntısı için de çalışmaları kendi içimizde yapacağız." ifadesini kullandı.

M. Ali Elmacı-Memleket