İstanbul'da deprem mi oldu? Depremin şiddeti kaç? 15 Ekim 2016

İstanbul'da deprem mi oldu? Depremin şiddeti kaç? 15 Ekim 2016

İstanbul'da deprem olduğunu hissedenler oldu. İstanbul'da deprem mi oldu? 15 Ekim 2016'da İstanbul sarsıldı, deprem paniği yaşandı.

İstanbul bir anda sarsıldı ve deprem paniği yaşandı. İstanbul'da şimdi deprem mi oldu? 15 Ekim 2016 İstanbul'da deprem olduğuna dair bilgiler geliyor. İstanbul'daki depremin merkezi neresi ve şiddeti kaç?

İstanbul'da deprem olduğuna dair pek çok bilgi geldi ve resmi açıklama bekleniyor.

AFAD'ın açıkladığı veriye göre, Kocaeli Kandıra açıklarında 11.18'de 4.8 büyüklüğünde bir deprem oldu. Amerikan Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS) ise depremin büyüklüğünü 5.3 olarak açıkladı.

Deprem özellikle İstanbul'un Anadolu yakasında, doğu Marmara ve Batı Karadeniz illerinde şiddetli hissedildi.

Depremin Bulgaristan'da da hissedildiği bildirildi.

Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünü 5.0 olarak duyurdu.

VALİDEN AÇIKLAMA

Konuyla ilgili açıklama yapan Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban, ilk bilgilere göre, depremde can ve mal kaybının olmadığını ifade etti.

İSTANBUL'DA DA HİSSEDİLDİ

Sarsıntı, İstanbul başta olmak üzere Marmara ve Karanediz'deki birçok kentte de hissedildi.

TÜYSÜZ: BEKLENMEYEN BİR YERDE OLDU

Bu arada, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremi NTV canlı yayınında değerlendirdi.

Depremin beklenmeyen bir yerde olduğunu dile getiren Tüysüz, "Daha büyük bir deprem beklemiyoruz" diye konuştu.

Kandilli'den İstanbul'da 7 büyüklüğünde deprem uyarısı

Deprem, tsunami ve heyelan gibi doğal felaketlerin tehlike analizinin  son teknolojiler kullanılarak yapılması ve risk azaltımı için Avrupa Birliği  desteğiyle gerçekleştirilen MARsite Projesinin sonuçları, Boğaziçi Üniversitesi  Kandili Kampüsünde düzenlenen değerlendirme toplantısıyla açıklandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Nurcan Meral Özel'in açıkladığı verilerde, Adalar fayında en çok 7 büyüklüğünde deprem üretecek enerji biriktiği ve Kuzey Anadolu Fayı Kuzey kolunun Marmara içinde farklı özellikler içeren parçalardan oluştuğu ve her bir parçanın ayrı enerji birikimi içinde olması nedeniyle de kırılmanın tek bir noktada gerçekleşmeyeceği dile getirildi. Özel, büyük bir fay üzerindeki bir kırılma değil, küçük faylar üzerinde kırılma yaşanacağı belirtildi. Adalar'daki enerji birikimin son derece yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Özel; "Körfez depreminden önce, 99 depreminden önce kaydedilen gerilimden daha fazla bir yüksekliğe ulaştığını" söyledi.

Prof. Dr.  Nurcan Meral Özel'in koordinatörlüğünde gerçekleştirilen projeyle Marmara  Bölgesi, Avrupa Birliği nezdinde öncelikli olarak izlenmesi gereken üç bölgeden  biri olarak tanımlandı. Araştırma çerçevesinde Tekirdağ Şarköy'de kurulan Derin Kuyu Sistemi  son teknolojiyle tasarlanarak, yerin 150 metre altına doğrudan fayın içine  yerleştirildi. Bu sistemle anlık yer hareketleri ve faylar üzerindeki gerilmeler aynı  anda hassas olarak sürekli izlenebilecek ve çok küçük depremler dahi  saptanabilecek.  Öte yandan, uzmanlık alanlarında Fransa, Almanya ve İtalya'dan  kurumların katıldığı proje kapsamında, Marmara Fayı kesintisiz izlenerek,  toplanan verilerle 3 yıl içinde 30'dan fazla araştırma yayınlandı. Proje kapsamında Marmara Bölgesi'nde konuşlanmış 16 noktadaki GPS  istasyonu yenilenerek, gerçek zamanlı hale getirildi. Böylece jeodezik ve sismik  gözlemler birleştirilip yeni modellemeler için jeodetik+sismik bir veri tabanı  sağlandı. Ayrıca, projeyle Marmara'da deprem kaynaklı heyelan tehlikesinin  belirlenmesi ve riskinin değerlendirilmesi, deniz dibi cihazları kullanılarak fay  yakınındaki deprem ve sıvı aktivitesinin izlenmesi, erken uyarı ve gerçek zamanlı  sarsıntı ve kayıp bilgisi gelişiminin belirlenmesi de gerçekleştirildi.

Projede, fay bölgesi boyunca birkaç kilometre derinlikte bulunan  rezervlerdeki gazın hangi yollardan sızdığını anlamak için sıvı örnekleri  alınarak, İstanbul'u etkilemiş depremlerin tarihlerini belirlemek için  kullanıldı.  Projenin Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsünde düzenlenen  değerlendirme toplantısında konuşan koordinatör Prof. Dr. Nurcan Meral Özel,  projeye ilişkin teknik sunum yaptı. Projeyle deprem tehlike analizleri açısından Marmara'nın dünya çapında  öncü çalışmaların yapıldığı bir bölge haline geldiğini belirten Özel, şöyle devam  etti:

 "Marmara Bölgesinde çok önemli bir altyapı kurduk. Bölgedeki tüm  yersel faaliyetleri uzaydan, denizden ve karadan izlemek üzere önemli bir altyapı  kurduk. Bununla 3,5 yıldır veri topladık. Bu verileri paylaştık. Burada  birleştirdik ve tüm Avrupalılara dağıttık. Avrupa'nın en önemli enstitüleri bu  projenin içindeydi. Herkes gerçekten kendi ülkesiymiş gibi Marmara için çalıştı.  Bu projenin sonunda şimdiye kadar çok az olan bir şey oldu, 33 bilimsel yayın  çıktı."  

30 YIL İÇİNDE YÜZED 66 OLASILIKLA...

Özel, projenin tüm bileşenlerin de katkısıyla bütçesinin 8 milyon avro  olduğunu, şimdiye kadar AB'ye 61 rapor gönderilen projeye kapsamında 100'ün  üzerinde bilim insanın çalıştığını ifade etti. Marmara Bölgesinin sürekli yıkımlara neden olan depremlerle karşılaşan  bir alan olduğunu anlatan Özel, her 50 yılda bir orta büyüklükteki bir depremin  bölgeyi sarstığını, hasar oluşturduğunu dile getirdi.  Prof. Dr. Özel, "Bölgede, 1999 Marmara Depremi sonrasında meydana  gelen gerilme transferi sonucunda yıkıcı bir depremin maalesef 30 yıl içinde,  yüzde 66 olasılıkla bir deprem bekleniyor. Bunu da Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun  Marmara Denizi içinde uzantısı olan Marmara Fay'ında beklediğimizi biliyoruz"  dedi.

Marmara Fay'ının da İstanbul'a uzaklığının 15-18 kilometre olduğunu  dile getiren Özel, şunları kaydetti: "Bu bir tehlikenin göstergesi, proje çerçevesinde de tektonik süreci  anlamaya, sınırlandırmaya çalıştık. Bu proje, farklı dallarda araştırma yapan  grupları koordine etti. Birçok konuda çok disiplinli veriler toplandı. Her  çalışma paketinin diğeriyle entegrasyonu sağlandı, karşılaştırılması yapıldı.  Çeşitli modeller oluşturuldu. İstanbul'da meydana gelebilecek büyük bir yıkıcı  deprem sonrası, bu depremin kaynak parametrelerin en hızlı şekilde nasıl  çözülmesi gerektiğine dair dinamik benzeşimler yapıldı. Bir çok konuda Marmara'da  neler olduğuna ve depremden sonra da neler yapmamız gerektiğine dair bilgiler  içerdi."

KOCELİ BÖLGESİNDE DEPREM RİSKİ YÜKSEK

Sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel,  Marmara Denizi içinde Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Marmara içindeki devamı olan  fayın değişik segmentlerden oluştuğu, tek parça halinde olmadığı, bu segmentlerin  her birinin de deprem oluşturma potansiyelinin bulunduğu gibi tespitlerin proje  kapsamında elde edilen önemli çıktılar arasında yer aldığını söyledi.  Özel, bunları da daha çok satellite, GPS verileriyle birleştirerek  çalıştıklarını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Her biri üzerinde değişik kayma hızları bulduk. Değişik yer  değiştirme miktarları bulduk, metre cinsinden. Bunları olabilecek depremlerle  ilişkilendirdik. En önemli çıktılarından bir tanesi bu aslında. Adalar'da en  fazla 7'ye kadar deprem olma ihtimali var. Bu her zaman vardı zaten ama orada  atımlar 2,5-3 metre gibi çıktı. Orta Marmara Fay'ında biraz daha nispeten düşük  atımlar çıktı. En fazla 6 büyüklüğünde, daha orta depremlerle enerjiyi  boşaltabilir hatta Orta Marmara'da bir krip olma ihtimali de yüksek. Krip de fay  kütlesinin kırıldan kayarak, kendi kendine enerjisini açığa çıkartmasıdır. Ganos  bizim daha önceden de sabıkalı bir fayımız. 1912'de çok büyük bir depremle  kırıldı. Her zaman 7'nin üzerinde deprem üretme kapasitesi büyük. Her zaman  tedbirli olunması gereken bir fay. MARsite çıktısının tüm sonuçları benim için  önemli. Beylikdüzü-Küçükçekmece arası kurduğumuz Heyelan İzleme Sistemi de  ilktir. Yine Gaziköy'de kurduğumuz iki tane büyük Derin Kuyu sistemi, bunlar  bizim Marmara'da olabilecek bir depremden öncesinde birtakım haberci veriler bize  ulaştırabilecek. Bu sayede önemli araştırmalar yapacak Marmara'da. En önemli  çıktısı tabii Marmara Bölgesi'nde tüm Avrupalı araştırmacıların çalışmış olması.  3,5 yıldır çok sıkı gözlem yapılması ve bu gözlemlerin tüm Avrupa'nın önemli  kurumları tarafında da bizimle birlikte araştırılıp, yayınlanmasıdır."

Prof. Dr. Özel, projeyle Marmara'nın Avrupa nezdinde zoom olarak  çalışılması gereken, sürekli izlenilmesi gereken süper bir yer ilan edildiğini  ifade ederek, "Marmara Bölgesini biz yer bilimleri açısından bu kurduğumuz  altyapıyla sürekli izleyeceğiz. Buradaki değişimleri, gelişmeleri daha güzel  araştırmalarla sizlerle paylaşacağız" diye konuştu.

Bu çalışmaya göre deprem geçirmiş olan Kocaeli bölgesinde deprem  riskinin 0,2 olduğunu aktaran Özel, Orta Marmara'da çok aktivite görülmediğini  dile getirdi.  Özel, "Kitlenme mi oldu burada, yoksa enerjisini yavaş yavaş mı atıyor  biz bunların sonucu Derin Kuyu'dan aldığımız verilerle anlayabileceğiz. Bu Derin  Kuyu'daki veriler, tüm gürültülerden arındırılmış, çok küçük depremleri bile çok  net şekilde algılayabilen, aynı zamanda oradaki basın değişimini, oradaki suların  akışını da oradan elde edebileceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Erken uyarı sistemine ilişkin de Kandilli Rasathanesi olarak  İstanbul'da böyle bir sistem kurduklarını ancak bunun sürekli geliştirilmesi,  istasyon sayısının çoğaltılması ve bu sinyalin dağıtılmasıyla ilgili birtakım  problemleri olduğunu belirten Özel, proje kapsamında da bu sistemin Marmaray'a ulaştırıldığını aktardı.