İSTANBUL (AA) - MUSA ALCAN - Semerkand Şirketler Grubu Genel Müdürü Mehmet Sıddık Çağıl, "Bir gayemiz de bir işin yapılabilirliğini göstermek. Bu işin, bizim ahlak kurallarımıza göre yapılabileceğini göstermek istedik." dedi.

Ramazan ayının gelişiyle birlikte televizyon kanallarında dini içerikli yayınlara ağırlık veriliyor. İftar ve sahur vakitlerinden önce başlayan yayınlarda, uzmanlar tarafından verilen dini sohbetler ve tasavvuf müziği ağırlıklı bir içerik izleyiciye sunuluyor. Dini içerikli yayın yapan Semerkand TV ise, ilk bölümü dün yayınlanan "Ramazan Sokağı" isimli dizisiyle, drama ve iftar kuşağı formatını birleştiriyor. Dizide, bir mahallede iftardan önce meydana gelen olaylar gösteriliyor ve iftar programlarına has konular işleniyor.

Mehmet Sıddık Çağıl AA muhabirine yaptığı açıklamada, Semerkand yayınlarının, kurulduğu 1999 yılından bu yana ihtiyaç odaklı projeler yürüttüğünü söyledi.

Her yeni işle kendilerini geliştirme yolunda adımlar attıklarını aktaran Çağıl şöyle konuştu:

"Televizyon yapım fuarlarına katılıyoruz. Fuarlara ilk katıldığınızda bir şey fark etmiyorsunuz. İnsanlar geliyor, birileri bir şeyler satıyor, diğerleri alıyor. Sonra fuara Müslüman ülkelerden gelen alıcıların, aslında kendi kültürlerine uygun bir şeyler almak istediklerini farkettik. Satıcılarda bu ihtiyacı karşılayacak ürün yok. Alıcıların istekleri tam gözetilmemiş. Herkes gündemde akan giden şeyin peşinde koşuyor. Kimse kalıcı olana kafa yormuyor. Biz bu ihtiyaca binaen ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde, en çok satılan ürün olan diziyi seçtik."

Çağıl, "Ramazan Sokağı" dizisiyle daha geniş kitlelere ulaşacaklarını belirterek, "Yayıncılıkta vermemiz gereken mesaj, güzel ahlak. Dizimiz güzel ahlak üzerine kurgulanıyor. Bir gayemiz de bir işin yapılabilirliğini göstermek. Bu işin, bizim ahlak kurallarımıza göre yapılabileceğini göstermek istedik." ifadelerini kullandı.

Semerkand Medya Grup Genel Yayın Yönetmeni Ali Sözer ise dini meselelerin, adeta bir horoz dövüşüne çevirildiği ve reyting malzemesi yapıldığını dile getirdi.

Türkiye'de ilk kez bu formatta bir program yapıldığını vurgulayan Sözer şöyle devam etti:

"Edebin yok olup gittiği bir yerde mümkün olduğunca fayda üretmemiz gerekiyor. Bizim de hem yaptığımız, hem de rahatsız olduğumuz bir program türüydü iftar ve sahur programları. 'Ramazan Sokağı', iftar ve sahur programcılığı veya ramazan programcılığı açısından önemli bir iddiadır. Merkezinde cami olan bir sokak. Bir Müslüman sokağında ne varsa 'Ramazan Sokağı'nda o var. Biz, hayatımıza dair her şeyi buradan anlatabililiriz."

Yönetmen Vahdet Kural da yapılmayanı yaparak örnek bir iş çıkarmak istediklerinin altını çizerek, "Özellikle bir yönetmenseniz hayal gücünün bir sınırı yok. Bunları hayata geçirebileceğimiz uygun zeminleri çok rahat bulabileceğimiz bir kurumda çalışıyoruz. Çok çalıştık. Umarım tamam olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

- "Suriçi" platosu kuruldu

Yapımcılığını Semerkand Yapım'ın üstlendiği dizinin platosu, Semerkand Şirketler Grubu Genel Merkez Binasının çevresinde kurulmuş. Bir Osmanlı sokağının gerçekçi bir şekilde baştan aşağı inşa edildiği platonun iç mekanları da yine şirket binasının içinde yer alıyor.

Senaryosunu Fatih Çeçen'in yazdığı ve Ramazan boyu her gün ekranlara gelecek olan dizinin başrollerini, aşçı rolüyle Metin Yıldırım, manav rolüyle İsmail Kavrakoğlu, hamal rolüyle Eren Sakçı ve kıraathaneciyi rolüyle Hasan Nihat Sütçü paylaşıyor.

Görüntü yönetmenliğini Ferhan Akgün'ün yaptığı ve 1890 yılının bir Suriçi sokağında geçen olayları içeren "Ramazan Sokağı", her bölüm camiden dağılan cemaatle başlayıp, medresede yapılan sohbetle sona eriyor.

AA