Diyabetle mücadeleyi kampta öğreniyorlar

Diyabetle mücadeleyi kampta öğreniyorlar

Türk Diyabet Cemiyeti'nin her yıl düzenlediği ve her yaştan hastanın ailesiyle katılabildiği "diyabet kampı" ile diyabetli bireyler, sorunla mücadele etmeyi öğrenirken, bilinç ve farkındalık düzeyleri de artıyor- Hastalığın önlenmesi, yönetilmesi ve tedav

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Türk Diyabet Cemiyeti, her yıl düzenlediği ve her yaştan hastanın ailesiyle katılabildiği "diyabet kampı" ile diyabetli bireylerin, sorunla mücadele etmesini kolaylaştırmak, bilinç ve farkındalık düzeylerini artırmayı hedefliyor.

Hastalığın önlenmesi, yönetilmesi ve tedavisi hakkında hem diyabetli bireylerin bilgilendirilmesinin hem de buna yönelik toplumsal bilincin artırılmasının amaçlandığı kamp, farklı yaş grubundaki hastaların bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımı yapmasına da olanak sağlıyor.

Tip 1 ve tip 2 diyabetiyle mücadele eden ve katılımcıları arasında birçok yaştan hastanın bulunduğu kampın bu yıl 52'ncisi, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Çanakkale'de gerçekleştirildi.

- "Diyabet yönetimi, yakınlarımız ve çevremizdekilerin desteğiyle tamamlanır"

Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, cemiyetin kurulduğu 1955'ten bu yana, diyabetin önlenmesi, yönetilmesi ve tedavisi hakkında hastaların ve halkın bilinçlenmesini sağlayan etkinlikler düzenlendiğini belirtti.

İlkova, ayrıca cemiyetin, bilimsel araştırmaların yapılması ve bu kapsamda politikaların oluşturulması için de destek sunduğunu ifade ederek, bu doğrultuda da kampın 52 yıldır düzenlendiğini dile getirdi.

Prof. Dr. İlkova, kampı son 2 yıldır Çanakkale Eceabat'ta gerçekleştirdiklerini belirterek, "Tüm dünyada 20-79 yaşındaki insanlar arasında 415 milyon, Türkiye'de ise 6 milyonun üzerinde diyabetli bulunmakta. Türkiye olarak yaş aralığı baz alındığında Avrupa'daki en yüksek karşılaştırmalı prevelans rakamına ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip ülkeyiz. Aynı istatistiklere göre, dünya üzerinde 193 milyon, Türkiye'de ise 2,7 milyon kişide henüz tanı konmamış diyabet hastalığı olduğu düşünülmektedir." diye konuştu.

Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun (IDF) 2040 yılı öngörülerinde, tüm dünyadaki diyabetli hasta sayısının 642 milyona ulaşacağının tahmin edildiğine dikkati çeken İlkova, şunları kaydetti:

"Hastalığı doğru yönetebilmek için diyabetli bireylerin, doğru tedavi uygulamaları konusunda bilgileniyor ve bilinçleniyor olması kritik önem taşıyor. İşte tam da bu noktada diyabet kampları devreye giriyor. Kamplar, bireylere yaşam boyu diyabetle yaşamayı ve onu yönetmeyi öğreten, diğer hastalarla bilgi ve tecrübe paylaşımına fırsat tanıyan, etkinlik süresi boyunca kamp doktoru, diyetisyeni ve hemşiresiyle birlikte tedavilerini takip imkanı veren önemli bir okuldur. Diyabet kamplarımıza, tip 1 ve tip 2 diyabetli gençler, genç erişkinler, her yaştaki yetişkinler katılabiliyor. Bu kamp, tip 1 ve 2 diyabetlilerin birlikte katılabildiği ülkemizdeki ilk ve tek diyabet kampı olma özelliğini de taşıyor. Diyabetli bireyler kamplarımıza tek başlarına katılabildiği gibi aileleriyle de dahil olabiliyor. Ailelerindeki diyabetli bireylere destek olmak isteyen, diyabeti ve onunla yaşamayı öğrenmek isteyenler de kampımıza katılabiliyor. Çünkü diyabet yönetimi, uygulanan tıbbi tedavi, doğru beslenme ve düzenli egzersizin yanında yakınlarımız ve çevremizdekilerin desteğiyle tamamlanır."

Prof. Dr. İlkova, kamp mekanında bir laboratuvarla acil ve ufak müdahalelere imkan veren bir tıbbi ünite oluşturulduğunu ve burada tıbbi bir ekibin de görev aldığını, kamp süresince de diyabetli bireye özel tıbbi izlem ve tedavi yapılarak eğitim verildiğini söyledi.

- "Hastalar diyabet yönetiminin mümkün olduğunu güvenli bir ortamda anlayabiliyor"

Diyabet kampının her gününün eğitim, tıbbi kontrol, serbest saat, egzersiz, ana ve ara öğünler ve grup etkinlikleri bakımından titizlikle planlandığını vurgulayan İlkova, kampa ilişkin şu bilgileri verdi:

"Gün sabah 07.00'de şeker ölçümleriyle başlıyor. Kahvaltı dahil gün boyunca alınan ana ve ara öğünler diyetisyenlerimiz tarafından planlanıyor ve kampçıların yaptığı yiyecek ve içecek tercihleri diyetisyenlerimiz tarafından birebir değerlendiriliyor, karbonhidrat sayımı yapılarak insülin dozu planlanıyor. İnsülin dozunun yanı sıra, diyabetlilerin insülini nasıl doğru şekilde uygulayacaklarıyla ilgili eğitimler veriliyor ve birlikte enjeksiyon yapılıyor. İnsülin tedavisi diyabetli bireyin kendi kendine uygulayabildiği bir tedavi olması sebebiyle enjeksiyon basamaklarının doğru gerçekleştirilmesi oldukça önemli. Bu sebeple kamp süresince doğru uygulama basamakları ve dikkat edilmesi gereken önemli hususlar kampçılara öğretiliyor."

İlkova, kahvaltı sonrasında günlük program akışı dahilinde egzersiz, teorik ve uygulamalı eğitimler ve grup etkinlikleriyle güne devam edildiğini aktararak, kampta verilen eğitimler arasında özellikle doğru şeker kontrolü sağlanamaması durumunda oluşabilecek diyabet komplikasyonlarının da yer aldığını söyledi.

Prof. Dr. İlkova, kampçılara göz sağlığı başta olmak üzere, ayak bakımı, böbrek ve kalp sağlığının korunması ve yanlış enjeksiyon uygulamasına bağlı hataların önlenmesi konularında da güncel bilgilere dayalı eğitimler verildiğini anlatarak, "Diyabetli ve özellikle de genç diyabetliler, çoğu zaman ailelerinin korumacı ve bazen de yasaklayıcı tavır sergilemeleri karşısında beslenme, egzersiz, diyabetini yönetme konularında ürkek davranabiliyor ancak diyabet kampları bütün diyabetlilere kendi durumlarını değerlendirme, diyabet yönetiminin mümkün olduğunu güvenli bir ortamda anlama imkanı veriyor." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler