CHP'li ismin kızı da hainlerle iş birliğindeymiş

CHP'li ismin kızı da hainlerle iş birliğindeymiş

25 yıl hapse mahkum edilen Enis Berberoğlu'nun kızı Dilara Berberoğlu'nun Büyükada casuslarıyla dirsek temasında olduğu ortaya çıktı.

CHP’li Enis Berberoğlu, MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili dava kapsamında tutuklanmıştı. Casusluğu tescillenen Berberoğlu’nun kızı Dilara Berberoğlu, 15 Temmuz’un yıldönümünde Büyükada’daki darbe toplantısında basılan casuslarla aynı yapı içinde yer alıyor.

Dilara Berberoğlu, Avrupa ve birtakım Türkiye karşıtı uluslararası yapıların finanse edip desteklediği Mülteci Hakları Merkezi’nde görev alıyor. Bu yapı adına konferans ve etkinliklere katılıyor, açıklamalarda bulunuyor. Söz konusu dernek, başka bir mülteci STK’sı olan ‘Mültecilerle Yardımlaşma Derneği’ ile eşgüdümlü hareket ediyor. Bu örgütlerin üyeleri çok farklı bağlantılara sahip. 2015 yılında mülteciler için 3 milyar euro ödemeyi taahhüt eden, ancak bugüne kadar bu sözünde durmayan başta Avrupa Birliği olmak üzere Batılı güçler tarafından milyon dolarlık bütçelerle fonlanıyor. Danimarka, Hollanda gibi ülkelerin bakanlıklarından hem siyasi hem de ekonomik destek alıyor. 

İşbirliğini gizlemiyorlar

Almanya da çeşitli STK görünümlü yapılar üzerinden yönlendirmede bulunuyor.  Tek merkezden kontrol edilen iki derneğin ortak noktası Büyükada’daki darbe toplantısı. Tıpkı Gezi ve 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi kurulan o kirli masanın deşifre olması, ihaneti planlayanların da tutuklanması bu iki yapıyı çılgına çevirdi.  Faaliyet alanları arasında yer almamasına rağmen, ardı ardına yaptıkları açıklamalarla adli sürece etki etmeyi hedefliyorlar. Kuruma ait resmi sitede, Büyükada’da tutuklanan casuslarla ilgi onlarca açıklama var. Görünüşte ‘mültecileri’ ve onların haklarını konu alan STK’ların, bu kapsamda hiçbir çalışması yok. Arada bir göstermelik olarak düzenlenen yürüyüşler haricinde kayda değer bir veri bulmak neredeyse imkansız. Hatta 3 milyondan fazla sığınmacıya kapılarını açan, her türlü imkanı tanıyan Türkiye’ye saldırıyorlar. Para vererek hazırlatılan raporlarla da uluslararası arenada arkalama kampanyalarını desteklemeye çalışıyorlar. 

Mültecilerle ilgili çalışmaları yok

Avrupa’yı, insanlık dramına karşı harekete geçmeye mecbur bırakan ‘geri kabul’ anlaşmasına karşı çıkıyorlar. Özellikle mültecilerin Yunanistan’a geçiş için kullandıkları lokasyonlardan İzmir’deki örgütlenmeleri dikkat çekiyor. Buradaki mültecileri tek bir çatı altında tutarak sınırı geçmeyi önlemeleri ve böylece Avrupa’ya akını durdurmaya çalıştıkları görülüyor. Yurdun batı kısmındaki sığınmacıları ülkeyi terk etmekten vazgeçirmek için yoğun çaba sarf eden vakıf görünümlü bu yapının, milyonluk tesislerin bulunduğu Güneydoğu’da ise yürüttüğü ciddi bir çalışma yok. Kasasına yatırılan milyonlarca euronun hangi kapsamda değerlendirildiği de merak konusu. ‘Vakıf’ görünümlü bu yapılar, Soros’un Türkiye’deki emellerine açıktan açığa hizmet ediyor.  ‘İnsan hakları’ ve ‘demokrasi’ gibi evrensel değerler bahane edilerek hükümet üzerinde baskı aracı olarak kullanılıyor. Hatta mültecileri hedef alan provokatif haberlerin yayılmasında başı çekiyor. 

Her provokasyonda en önde

Ankara’daki iki genç arasında çıkan tartışmanın ülke geneline yayılarak başta Suriyeliler olmak üzere birçok ülkeden Türkiye’ye sığınan insanların hedef alınması planında spekülatif açıklamalarla hizmet ettiği görülüyor. 3-5 uydurma hikaye üzerinden ülkemizdeki sığınmacıların ‘ajitasyon’ malzemesi olarak kullanıldığı da yapılan açıklamalarda göze çarpıyor. Bu noktada en büyük desteği de, yine aynı odaklar tarafından fonlanan sözde medya kuruluşlarından alıyor. Söz konusu haber sitelerinin, hangi ülkeler tarafından beslendiği de yine o ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ait web sayfalarında açıkça yer alıyor.

Ortak yönleri Büyükada

İHD, Mülteci-Der, Mülteci Hakları Merkezi, Uluslararası Af Örgütü gibi Soros destekli yapıların kesiştiği nokta Büyükada’daki toplantı. Her biri ayrı alanlardan hükümete saldırarak, tutuklanan casusları serbest bıraktırmak istiyor.

15 Temmuz’dan hemen önce toplandıkları Büyükada’da suçüstü yakalanan casusların her biri FETÖ ve PKK bağlantısıyla dikkat çekiyor. Aynı zamanda Soros destekli yapıların üyesi olduğu görülen bu isimler için, yine aynı STK görünümlü örgütler ‘tahliye’ kampanyası yürütüyor. Tutuklanan isimler İdil Eser, Özlem Dalkıran, Günal Kurşun, Veli Acu, Ali Gharavi ve Peter Seudtner. Sözde insan hakları savunucusu İdil Eser, Türkiye yöneticisi FETÖ üyeliğinden tutuklanan Ululararası Af Örgütü’nde ‘direktör’ olarak görev alıyordu.

Today's zaman'da yazıyordu

Uzun süre ABD’de kalan ve burada eğitilen Eser, daha sonra Türkiye’ye gelerek Marmara Üniversitesi’nde görev aldı. Soros’un en çok bilinen kuruluşlarından Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin de aralarında bulunduğu pek çok proje yapı için kurmaca raporların hazırlanmasında ekip liderliği yapıyordu. Özlem Dalkıran da, Eser gibi Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi. Soros’un Türkiye’de aktif şekilde kullandığı Açık Toplum Vakfı’nın Danışmanlık Kurulu’nda görev alıyordu.  Özellikle terör örgütü PKK’nın saldırılarını sıklaştırdığı süreçte Güneydoğu ile yakından ilgilenen Dalkıran, eli kanlı hainleri aklamak için ortaya atılan pek çok kurmaca bilginin akışında etkin rol üstleniyordu. Terör örgütü FETÖ’nün uluslararası basındaki tetikçi gazetesi Today’s Zaman’da yazıyordu.

Kripto konusunda uzman

Örgütün üst isimleriyle bağlantılı. Üniversitedeki görevinden ihraç edilen Kurşun, Büyükada’daki toplantıda yakalanmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. İsveç vatandaşı Ali Gharavi, gizli servislerin kullandığı kripto sistemleri konusunda uzman. Adadaki sır toplantının, deşifre olmaması için eğitim veriyordu. Güvenlik güçlerinin Ghravi ile birlikte ele geçirdiği belgeler de ortaya çıktı.  Asya kıtasına ait olduğu ve detaylı bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yer alan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin etimolojik olarak ve ayrıca ayrı bir devlete ait topraklarmış gibi gösterildiği harita bulunduğu kaydedildi. Peter Steudtner Soros’un Türkiye’deki direktörlerinden biri olan Peter Steundter, Büyükada’daki toplantıyı organize eden isim.

KURUCUSU FETÖ’CÜ

Taner Kılıç’ın firari Emre Uslu, Önder Aytaç gibi şüphelilerle mail ile yazıştığı, o yazışmalar sonrasında kamuoyuna yönelik, FETÖ operasyonlarını eleştiren açıklamalar yaptığı ortaya çıkmıştı.  Kılıç, ByLock listesinde tespit edilerek FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı. Bu karar başta Amerika olmak üzere CHP ve birçok karanlık örgütte infiale neden oldu.

Ekrem Dumanlı'nın kardeşi eşi

Kılıç, ihanet çetesinin tetikçi gazetesi Zaman’ın firari Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın kızkardeşiyle evli. Üyeleri Büyükada’daki gizli toplantıda basılan Af Örgütü’nün Türkiye yöneticisi. Söz konusu örgüt alelacele yayınladığı bildiriyle tutukluluk halinin sonlandırılmasını talep etti. Kılıç aynı zamanda, Batı desteğiyle dikkat çeken Mültecilerle Yardımlaşma Derneği’nin de kurucu başkanı.

Kandil'in basın organı

Terör örgütü PKK bağlantılı İnsan Hakları Derneği, diğer yapıların sokakları karıştırmayı hedefleyen planlarında öncü olarak rol alıyor. Yine ABD ve Batı tarafından fonlanan bu kuruluşun, Türkiye’yi karalamaya yönelik tüm açıklamaların altında imzası bulunuyor.

PKK'ya laf yok

‘Kandil’in Halkla İlişkiler Departmanı’ şeklinde nitelendirilen örgüt, hazırladığı raporla tüm Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı. Canını ortaya koyarak, terör örgütlerine darbe üstüne darbe indiren güvenlik güçlerinin, ‘sivil faşist güçler’ ve ‘paramiliter’ grupları hedef aldığı yalanı ortaya atılmıştı. PKK’lıların ‘masum gösterici’ olarak nitelendirildiği o metinde, başta Yasin Börü olmak üzere vahşice katledilen onlarca insanla ilgili tek satır bilgi yer almıyor.

Katliama sessiz

Hatta Börü’nün öldürüldüğü o saldırı, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tetiklediği 6-7-8 Ekim olaylarından bağımsız olarak gösterilerek ‘karşıt görüşler arasında çıkan kavga’ olarak kayıtlara geçirilmişti.

Oklar yine onu gösteriyor

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili ihanet görüntülerini Can Dündar’a ulaştıran Berberoğlu ile birlikte, olaydan birkaç gün önce Zaman Gazetesi’ne gittiği ortaya çıkmıştı. Berberoğlu’nun kızı Dilara’nın da adı karıştığı kirli ağ içinde ‘Kılıçdaroğlu’da yer alıyor. CHP’li vekil Yarkadaş, Kılıçdaroğlu’nun Soros’un uzantısı TESEV’in kurucu üyesi olduğunu ve bağlarının eskiye dayandığını belirtmişti.

ABD Dışişleri’nden küstah açıklama

Türkiye’deki temaslarını tek tek kaybeden Washington yönetimi, bu durum karşısında çılgına döndü. Başkentte ‘istenmeyen adam’ ilan edilen Büyükelçi Bass’ın eline pankart tutuşturup, “Büyükada’da yakalananlar serbest bırakılsın” kampanyası başlattı.

Şiddetle kınıyorlarmış

Başarılı olamayınca Dışişleri Bakanlığı küstah bir açıklamaya imza attı. Adli sürece etki etmeye kalkıp, “ABD 6 saygın insan hakları aktivistinin tutuklanmasını şiddetle kınamakta ve hemen serbest bırakılmaları çağrısında bulunmaktadır. Tutuklananlar arasında. Uluslararası Af Örgutü Türkiye Direktörü İdil Eser ve birkaç yabancı da yer almaktadır.

İçişlerine doğrudan müdahale

Yetersiz kanıtla veya şeffaflık olmadan yapılan bu tür adli takibatlar, Türkiye’de hukukun üstünlüğünü ve ülkenin bireysel haklara saygı yükümlülüklerini baltalamaktadır. ABD, Türk makamlarını bu suçlamaları düşürmeye, gözaltına alınanları serbest bırakmaya ve OHAL’in bireylerin rastgele yargılanmasına izin veren hükümlerini kaldırmaya çağırmaktadır” dedi.

Nerede Soros orada kaos

‘Kaos’un mimarı şeklinde adlandırılan George Soros, başta Yugoslavya ve Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki iç savaşın planlayıcısı. Türkiye’de de Gezi olaylarını ve devamındaki provokasyonları organize etmişti. 

Güneş