Din Görevlilerinin toplumun şekillenmesindeki emeğini kimse küçümsememeli ve hafife almamalıdır.

Diyanet çalışanlarının sorunlarından bazıları; dile getiren Ayhan “  Camilerin ve Kur’an kurslarımızın ihtiyaçlarının Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yerel Yönetimler tarafından karşılanması, özellikle bayan Kur’an Kurslarının müstakil hale getirilerek yeterli güvenliğin sağlanması gerekmektedir. Başkanlığımız, çalışanlarının moral ve motivasyonunu üst seviyede tutmalı, Kurum amirlerince personele sahip çıkılmalı, çalışanlarla kurumları arasında mensubiyet şuurunun geliştirilmesi konularında hassasiyet gösterilmelidir. Din görevlileri hizmet sunarken yeterince korunmadığı kanaatindedir. Oluşan her problemde personel potansiyel suçlu görülmemelidir. Hac, Umre görevlendirmelerinde adaletli bir uygulama ile herkesin bu görevlere gidebileceği kıdem esası sisteme geçilmelidir. Nakillerde MBSTS kaldırılmalı yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nda olduğu gibi puanlama sistemine geçilmeli ve nakiller bilgisayar üzerinden yapılmalıdır. Mülakatlara sendika temsilcileri ve kamera sistemi getirilmelidir.

Cami, Kuran kurslarımızın temizliği hizmet alımı suretiyle yapılmalıdır. İmam Hatip K.Kursu öğreticilerimiz ve Müezzinlerimiz temizlikçi imajı ve düşüncesinden kurtarılmalıdır.Ek gösterge uygulamasında diploma ayrımına son verilmeli bütün lisans mezunlarının ek göstergeleri eşitlenmelidir.

 Her ay yapılan mutat İlçe Müftüleri toplantısına ve nakil mülakatlarına İllerde camiamız adına faaliyette bulunan sendika İl temsilcilerinin de katılımı sağlanmalıdır. T.D.Vakfı tarafından tüm personel çocuklarına üniversite ayrımı yapmaksızın burs verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, her ile diyanet evleri yapmalıdır.

 Diyanet İşleri Başkanlığı mevzuatlarında 24.06.2014 tarihinde yapılan değişiklikler üzerine getirilen zorunlu yer değişikliği, rotasyon uygulaması ile yaşanan sosyal konum ve zorlaştırılan nakil işlemleri sebebiyle ortaya çıkan huzursuzluk ve hak kayıplarını diyanet görmelidir. Çünkü yapılan uygulama çalışma hayatını bozmuş, Din Görevlilerinin ve ailelerinin böyle bir sona hazır olmaması sebebiyle ölüm ve gözyaşı getirmiştir.  Akademisyen olan diyanet yöneticilerimizi, alt kademede çalışan diyanet görevlilerinin yerine koyarak empati kurmaya davet ediyoruz.  Her yıl Başkanlığın belirlediği samimiyet, merhamet, şefkat vb. temalarının çalışanlara da uygulandığı bir kurum yapısı oluşturulmalıdır. Hak, adalet ve merhamet duygularını milletimize uymaları noktasında uyaran, ancak kendi uygulamalarında aksine davranış sergileyerek siyasetçiler, hatırlı kişiler, muhtar ve dernek başkanlarının görüşlerine itibar eden tavırlar Diyanet İşleri Başkanlığı’na yakışmamaktadır.

Yapılan yanlış ve haksız uygulamalar Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak takip edilmekte ve gerekli görüşmeler yapılmakta olup, sonuç alınamadığı taktirde yargıya başvurularak haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı mücadele edilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Hükümet toplumun önderleri olan diyanet personelinin ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmelidir. Yüce dinimiz İslam’a ve diyanete karşı tavır alan kişi ve kurumlar her zaman karşılarında Türkiye Kamu-Sen ve Türk Diyanet Vakıf Sen’i bulacaklardır. Ayrıca siyasi çıkarları için dinimizi ve Diyanet’i kullanan kişiler ve bazı televizyonlarda Din Görevlilerini aşağılayan program ve dizileri İslam’ın yasak kıldığı zina, hırsızlık, uyuşturucu vb. ahlaksızlıkları özendiren yapımları Türk Diyanet Vakıf Sen olarak şiddetle kınıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı duyarlılığa davet ediyoruz.

Diyanet çalışanlarının ilkeli, kararlı ve sorumlu sendikası olan Türk Diyanet Vakıf-Sen, Diyanet çalışanlarının yarınlara umutla, güvenle ve huzurla bakabileceği bir ortamın hazırlanmasına katkı sağlamaya devam edecektir.            Çalışanlarımızın sevgi, saygı ve adalet anlayışıyla itibarlı, huzurlu ve mutlu bir çalışma ortamına kavuşmaları Türk Diyanet Vakıf-Sen’in önceliğidir.