"Batılı ülkeler mülteciler konusunda ikiyüzlü"

"Batılı ülkeler mülteciler konusunda ikiyüzlü"

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Yıldırım: - "Batılı ülkelerin genlerinde yer alan kölelik anlayışı, günümüzde modern bir arayüzle mülteciler üzerinden yeniden uygulanıyor" - "Milyonlarca insanın mülteci konumuna düşmesine neden olan politikal

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, Batılı ülkelerin mülteciler konusunda ikiyüzlü bir politika izlediğini belirterek "Milyonlarca insanın mülteci konumuna düşmesine neden olan politikaların sahibi Batılı ülkeler, 'insan hakları' diye başka milletlere ders verirken savaş mağdurlarını ölüme mahkum ediyor. Bu anlayışlarıyla Batılı ülkeler tam bir ikiyüzlülüğe imza atıyor." dedi.

"Dünya Mülteciler Günü" nedeniyle açıklama yapan Yıldırım, dünyanın dört bir tarafında sığınmacılar bulunduğunu, bu durumun gelecek yıllarda gittikçe büyüyen bir sorun haline geleceğini söyledi.

Bu tablonun oluşmasına Batılı ülkelerin sömürgeci politikalarının sebep olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Dünyayı silah pazarına çeviren, kendi çıkarlarını bütün insanlığın değerleri üzerinde tutan sömürgeci ülkeler, mülteci sorunun asıl kaynağını oluşturuyor. Onların aç gözlülüğü milyonlarca insanı yurdundan etti, dünyayı bu hale getirdi." diye konuştu.

 "AB mültecileri insan kaynağı olarak görüyor"

Yakın bir zaman önce dernek olarak sığınmacı kamplarının bulduğu ülkeleri ziyaret ettiklerini anlatan Yıldırım, bu ülkelerde yaptıkları saha çalışmalarında ilginç sonuçların ortaya çıktığını ifade etti. Nüfusu her geçen gün yaşlanan AB ülkelerinin sığınmacıları, "kendi hizmetlerinde çalışacak insan kaynağı" olarak gördüğünü savunan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Batılıların ülkelerine aldıkları mültecileri, eğitim durumuna ve yeteneklerine göre seçtiğini herkes biliyor. Burada savaştan kaçan insanlara kucak açmaktan öte 'O mağdur insanları nasıl etkin bir şekilde çalışma hayatında kullanabiliriz' anlayışı hakim. Bu ülkeler, mülteciler üzerinden hem ülkelerinin genç nüfus hem de iş gücü ihtiyacını gidermeye çalışıyor. Batılı ülkelerin genlerinde yer alan kölelik anlayışı, günümüzde modern bir arayüzle mülteciler üzerinden yeniden uygulanıyor."

Batı ülkelerinde kamusal alanlarda çalışan sığınmacıların, doktor, mühendis, öğretmen gibi meslek gruplarından seçildiğini aktaran Yıldırım, bu kişilerin bulundukları ülkenin standartlarının altında bir ücrete mahkum edildiğini bildirdi. Yıldırım, bunlar dışında kalan vasıfsız sığınmacıların ise kamplarda kötü şartlarda yaşamak zorunda bırakıldığını dile getirdi.

 "Çocukları refakatçisiz alıyorlar"

Sığınmacıların, bulundukları ülkelerde sosyal, kültürel ve inanç değerleriyle ilgili sorunlar yaşadıklarına dikkati çeken Yıldırım, özellikle savaş mağduru çocuklara yönelik ciddi bir asimilasyon politikası uygulandığını öne sürdü. Avrupa ülkelerinin kabul ettiği her 10 çocuktan 9'unun yanında refakatçisi olmadığını, bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını iddia eden Yıldırım, şunları söyledi:

"Kayıp mülteci çocukların ciddi bir sorun olduğunun bilinmesi gerekiyor. Özellikle yetim ve kimsesiz çocuklar ile yanlarında refakatçisi olmayanlar tercih ediliyor çünkü bu çocukları istedikleri gibi kendi kültür ve sistemleriyle yetiştirebilecekler. Mülteci çocuklardan oluşan bir jenerasyon yetiştiriliyor. Bugüne kadar kayıtlı kayıp mülteci çocuk sayısı on binleri buluyor. Uyuşturucu çeteleri, organ mafyaları ve insan tacirlerinin eline geçenler bu rakama dahil değil."

 "Türkiye, örneği olmayan bir ev sahipliği yapıyor"

Türkiye'de, Suriyeliler başta olmak üzere dünyanın dört bir tarafındaki milletlerden yaklaşık 3 milyon sığınmacının bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, diğer ülkelerdekilere oranla Türkiye'deki sığınmacıların oldukça rahat ve güvende olduklarını vurguladı. Yıldırım, "Ülkemiz, mülteciler için örneği olmayan bir ev sahipliği yapıyor. Mültecilere karşı daha insani bir yaklaşım sergileyen Türkiye, bu özelliğiyle dünyada tek ülke konumunda bulunuyor." dedi.

Türkiye'deki sığınmacıların asimile edilmeye çalışılmadan sosyal hayata entegre olmaya başladıklarına dikkati çeken Yıldırım, sığınmacıların aynı şekilde çalışma hayatına da kazandırılmaları gerektiğini dile getirdi. Yıldırım, şunları kaydetti:

"Mültecilerin yeteneklerine ve mesleklerine göre çalışma hayatında yer almalarının birçok yararı olacaktır. Böylece kendi gibi mülteci olan soydaşlarının kamusal hizmetlerden yararlanmalarını hızlandırabilirler. Örneğin Suriyeli bir doktorun, kendi vatandaşlarına kendi dilinde hizmet etmesi hem o doktorun istihdam edilmesini sağlayacak hem de kamusal hizmet kalitesini arttıracaktır."

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler