"Başkanlık Sistemi İçin Ülke Örnekleri" Paneli

"Başkanlık Sistemi İçin Ülke Örnekleri" Paneli

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)- "Bizim iktidarımız, milletimizin iktidarıdır. Onun için bu kadar çok direnişle, tehditle, saldırıyla, kumpasla karşılaştık. Sadece içeride değil dışarıda da... İşte bakın Amerika'da New York Times, yine bir edep dışı yazıyla 'E

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidarlarının milletin iktidarı olduğunu belirterek, "Onun için bu kadar çok direnişle, tehditle, saldırıyla, kumpasla karşılaştık. Sadece içeride değil dışarıda da... İşte bakın Amerika'da New York Times, yine bir edep dışı yazıyla 'Erdoğan'ın Türkiyesi'nde şu oluyor, bu oluyor' diye yine göndermeyi yapmış. Adeta Amerika'ya talimat veriyor, başka güçlere talimat veriyor, 'Niye duruyorsunuz?' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Sen bir gazetesin, bir defa haddini bileceksin" dedi. 

Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Başkanlık Sistemi İçin Ülke Örnekleri ve Türkiye İçin Başkanlık Sisteminin Temel Dinamikleri" panelindeki konuşmasında, coğrafyada kurulan devletlerin tarih boyunca hep değişimci, dönüşümcü, reformcu adımların öncüsü olduğunu, Selçuklu'nun, Osmanlı'nın bulundukları coğrafyalardaki tüm medeniyet değerlerini alıp onları yeni bir tertiple kendi halklarının ve dünyanın hizmetine sunduğunu anlattı. 

Son 150-200 yılda tarihi çizginin dışına çıkılarak birebir uyarlama, tercüme hatta kopya yoluyla yeni bir yol çizilmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Karşılaştığımız sıkıntılar karşısında çözümü hep başka adreslerde aradığımız için bir türlü kendimize has yöntemler maalesef geliştiremedik. Halbuki çözüm yolu, Osmanlı Mebusan Meclisi'nin, İstiklal Harbi'ni veren ilk meclisimizin duvarında asılı duruyordu. Ne yazıyordu orada? Şura Suresi'nin 38. ayeti yazıyordu, 'Onların işleri aralarında istişare iledir'. Aslında bu şu anda bile yani Danıştay diye ifade ettiğimiz ki şura-yı devlettir ama tabii şura-yı devlet şu anda devrede değil tam aksine şura-yı devlet olmaktan çıktı devleti yargılayan bir mekanizma haline geldi. Hangi noktada? İdari noktada. Böyle bir sıkıntının içerisindeyiz. Sayın Başkan bu noktada hakikaten çok çok ferasetli bir hanımefendi. O bunu söylüyor yani biz, burada devletin işini nasıl kolaylaştırırız, nasıl yol açıcı adımlar atılmasını sağlayabiliriz, bu konuda yardımcı olmamız gerekirken, şu andaki yapı buna imkan vermiyor, müsaade etmiyor. Böyle bir durum var. Onun için bu reform, idari noktada çok çok büyük önem arz ediyor." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kıymetli bir dönemin boş tartışmalar, kısır çekişmeler, darbeler, krizler arasında heba edildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Geçtiğimiz 12 yıl sadece Cumhuriyet döneminin değil, 200 yıllık modernleşme tarihimizin de sürekli ertelediği, halının altına süpürüp bıraktığı meseleleri çözmekle geçti. Biz, bu dönemde sadece geçmişte ülkeye verilen zararları telafi etmekle kalmadık, aynı zamanda devlet ile millet arasındaki bağları da ilmek ilmek adeta yeniden dokuduk, böyle bir süreci de yaşadık. Hatırlayın, 12 yıl boyunca bu ülkede siyasetçilerin, siyaset kurumunun itibarı, bizden önce hep yerlerde sürünüyordu, sistem tıkanmış, sıkıntılar dağ gibi yığılmıştı. Ama biz, bu süre boyunca bunu telafi etmek, bir taraftan sistemi yeniden inşa ve ihya etmek, bunun gayretiyle boğuşarak bir süreç geçirdik. Bu ülke, bu millet, vesayet odaklarının, darbecilerin oyuncağı haline getirilmişti. Daha düne kadar dünyanın en büyük devletini yöneten bu millet, inanın onları yaşarken kendini farklı bir alemde hissediyordu.

IMF memurların iki dudağına bakar duruma düşürülen bir ülke... Hani o hovardalığıyla filan falan da nam salmış bir tanesi vardı, onunla Davos'ta görüşüyoruz -ki benim Davos'a son gidişimdir- 'Siz bizi idare mi edeceksiniz yoksa bize bu parayı verecek misiniz? Parayı verecekseniz, parayı verin, borcumuzu ne zaman ödeyeceğimizi kayda bağlayalım. Biz de borcumuzu size ödeyelim' dedim. Ama yok, 'Ben bu parayı veriyorum, aynı zamanda da seni idare edeceğim' dersen, 'Biz öyle bir yönetim değiliz, öyle bir hükümet de değiliz' dedik ve kopardık bağları. Tabii takır takır paralarını ödedik, 23,5 milyar dolar ödendi, hamdolsun iş bitti. Bak şimdi ona kalmadı. O gitti, başkaları geldi. Şimdi Türkiye'den 5 milyar dolar ister hale geldiler. Bunların hepsi bir dik duruşu gerektiriyor. Bunu sürdürmediğiniz sürece, birileri devamlı boza pişirmeye devam eder." 

- "Yine malum yerlerden talimat alarak süreci devam ettirecekler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, duruşun çok önemli olduğuna işaret ederek, "Bu millete de zaten duruş yakışır. Başkanlık sisteminin özelliğinde ben bunu görüyorum. O dik duruşu sağlamak suretiyle hakikaten birilerine de buradan prim çıkmaz" dedi. 

Türkiye'ye dışarıdan Bakan ithal edildiği günler olduğuna değinen Erdoğan, "Bakın şimdi bile yine konuşuluyor, 'Gelir misin?' Ne yapacak gelip de? Burada bir şey mi yapacak? Geldi, geldiği zaman ne yaptı? Geldiği zaman ne yaptıysa, bundan sonra da geldikleri zaman onu yapacaklar. Niye? Onlar kendi iradeleriyle bu ülkede iş üretmezler. Onlar, yine malum yerlerden talimat alarak süreci devam ettirecekler. Milli şeflik döneminin mirası oligarşik yapı, millete efendilik etmeye hevesli yüzlerce diktatörü memleketin başına musallat etti. Bu durum karşısında milletin yanında yer alması gereken parlamenter sistem, tam tersine oligarşinin meşruiyet aracı haline dönüştü" değerlendirmesinde bulundu. 

Kapalı kapılar ardında nice oyunlar oynandığını, nice ittifaklar kurulduğunu vurgulayan Erdoğan, "İktidarlarını sürdürmek isteyenler, darbecilerle, cuntacılarla, vesayetçilerle, mafyayla, çetelerle, teröristlerle anlaşmaktan hiç çekinmediler. Dış güçlerle ittifak kurdular, acımasızca bunu yaptılar. Medya zaten kontrolleri altındaydı. Durum bugün de aynı, değişen bir şey yok. Bir tek kiminle anlaşamadılar, kime gitmediler biliyor musunuz? Millete gitmediler. Çünkü millete inanmıyorlardı, millete güvenmiyorlardı. Ak sakallı ihtiyarı, dili dualı nineyi, memuru, işçiyi, esnafı, çiftçiyi, bu memleketin gerçek sahiplerini hep küçümsediler, hep sömürdüler. Milletin sözcülüğüne soyunan, milletin sesini iktidara taşımak isteyen kim varsa, hepsini bertaraf ettiler. Hatta milletin safında olanları, rahmetli Menderes gibi, gerektiğinde daracağına çıkartmaktan dahi çekinmediler" diye konuştu. 

- "Sen bir gazetesin, bir defa haddini bileceksin"

Erdoğan, horlanan insanların içinden çıkıp geldiklerini ve milleti, milletin de desteğiyle iktidara taşıdıklarını ifade ederek, "Bizim iktidarımız milletimizin iktidarıdır. Onun için bu kadar çok direnişle, tehditle, saldırıyla, kumpasla karşılaştık. Sadece içeride değil dışarıda da... İşte bakın Amerika'da New York Times, yine bir edep dışı yazıyla 'Erdoğan'ın Türkiyesi'nde şu oluyor, bu oluyor' diye yine göndermeyi yapmış. Adeta Amerika'ya talimat veriyor, başka güçlere talimat veriyor, 'Niye duruyorsunuz?' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Sen bir gazetesin, bir defa haddini bileceksin. 'Erdoğan'ın Türkiyesi'nde baskılar var' ve bu baskılara ABD'nin, şunun, bunun müdahalesini isteyeceksin. Bir defa sen bunu yazmakla, böyle bir haberi yapmakla bir defa kendi özgürlük alanının dışına çıkmak suretiyle Türkiye'ye müdahale ediyorsun. Sen kimsin ya? Önce haddini bil. Acaba sen bunu, şu anda Amerikan yönetimine karşı böyle bir şeyi yapabilir misin? Anında gereğini yaparlar, hiç bu işin şakası yok" diye konuştu. 

Milletle devlet arasındaki bağı güçlendirdikçe, darbecilerin, vesayetçilerin gücünün azaldığını dile getiren Erdoğan, "Bundan rahatsız oluyorlar. Türkiye'deki malum medya grubu da aynı şekilde. Onlar da belli yerlerden destek almak suretiyle bu vesayetlerini sürdürmek istiyorlar. Özellikle Batı destekli tabii bir süreç. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi işte bu darbecilerin, vesayetçilerin önlerinin ebediyen kesilişinin, takatlerinin tamamen bitişinin ilanı olacaktır. Ben bunu yaşayarak gördüm. Çünkü teoriyle pratik buluşmasını sağlamadığımız sürece bazı şeyleri anlamakta zorlanabiliriz. Ama bu yaşanıldığı zaman, o zaman durum çok farklı olur. Bu tarihi değişimle menfaat şebekelerinin iktidarını bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde yıkmış, yeni Türkiye'nin önünü açmış olacağız" şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı